Öncelikle, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ederim. Ancak, seçim sonuçlarını analiz ettiğimizde, AK Parti seçmeninin sandığa gitmemesi kararının sonuçları doğrudan etkilediği açıkça görülüyor. Birçok belediyenin el değiştirmesine neden olan bu küskünlük, temelde ekonomide yaşanan problemlerden kaynaklanmaktadır.

Özel bir araştırma şirketinin yaptığı "Türkiye'nin en önemli sorunu" anketine göre, %66,5 oranında enflasyon/hayat pahalılığı ilk sırayı almaktadır. İşsizlik ise %6,9 ile ikinci sırada yer almaktadır. Bu da ekonomik problemlerin vatandaşların en önemli endişesi olduğunu göstermektedir. Terör sorunu ise %2 ile yedinci sırada gelmektedir, bu da önemli bir gerileme olduğunu göstermektedir.

Ekonomik problemlerle ilgili olarak, bazı söylem ve uygulamaların vatandaşları rahatsız ettiğini belirtmek gerekir. Örneğin, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Ankara memur şehri. Memura zam verdik, yine kaybedildi. Emeklinin gelirini üç kat artırdık.” şeklindeki ifadelerin gerçekleri yansıtmadığı görülmektedir. Nominal gelirde yapılan artışlar, reel gelirde bir iyileşme sağlamamaktadır. Enflasyon karşısında artan maliyetler, vatandaşların alım gücünü azaltmaktadır. Ayrıca, bölgesel ücret farklılıklarının göz ardı edilmesi, toplumsal refahın artırılmasını engellemektedir. Nihayetinde vatandaşlar cebine giren ve cebinden çıkanın hesabını daha iyi biliyor ve siyasi tercihlerini buna göre yapıyor.

Örneğin, İstanbul, Ankara ve Antalya gibi büyük şehirlerde yaşayanların geçim koşulları, diğer bölgelerdekilerden farklıdır. Bu nedenle, merkezi yönetim politikalarının tüm bölgeleri kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, vatandaşlar arasındaki ekonomik adaletsizlikler daha da derinleşecektir.

Ekonomik büyüme verileri incelendiğinde de benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır. Şirketlerin büyümesi, ancak sabit gelirli vatandaşların bu büyümeden yeterince pay alamadığı görülmektedir. Bu durum, halk arasında giderek artan bir memnuniyetsizliğe neden olmaktadır.

Siyasi liderlerin ve yetkililerin, ekonomik gerçeklerle daha fazla uyumlu politikalar izlemesi gerekmektedir. Vatandaşlar artık siyasi oyunlara ve manipülasyonlara karşı daha duyarlı hale gelmiştir. Bu nedenle, gelecekteki seçimlerde, ekonomik performans ve vatandaşların yaşam standartları üzerinde daha fazla odaklanan politikaların ön plana çıkması beklenmektedir.

Siyasi liderlerin ve yetkililerin ekonomik gerçeklerle uyumlu politikalar izlemesi, halkın taleplerine cevap vermesi açısından hayati önem taşımaktadır. Artık vatandaşlar, siyasi vaatlerin sadece sözde değil, somut adımlarla desteklenmesini beklemektedir.

Özellikle, gelir adaleti ve ekonomik fırsat eşitliği gibi konular, gelecekteki seçimlerde belirleyici olabilir. Hükümetin, toplumun her kesimine hitap eden politikalar geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir. Ayrıca, ekonomik büyümenin sadece şirketlerle sınırlı kalmaması, vatandaşların da bu büyümeden adil bir şekilde faydalanmasının sağlanması önemlidir.

Gelir dağılımı adaletsizliği, ülkemizin önemli bir sorunudur ve gelecekteki seçimlerde belirleyici bir konu olabilir. Gelir adaletsizliği, toplumun farklı kesimleri arasında büyük uçurumlar yaratır ve sosyal huzursuzluğa yol açabilir. Bu nedenle, siyasi liderlerin gelir dağılımını düzeltmeye yönelik politikalar geliştirmesi kritik öneme sahiptir.

Bu sorunu çözmek için atılabilecek adımlardan biri servet vergisi uygulamasıdır. Servet vergisi, toplumun en zengin kesimlerinden daha fazla vergi alarak gelir eşitsizliğini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu sayede, daha adil bir gelir dağılımı sağlanarak toplumun her kesimine daha iyi bir yaşam standardı sunulabilir.

Ayrıca, işsizlikle mücadele edilmesi de gelir dağılımı adaletsizliğinin azaltılmasında önemli bir adımdır. İşsizlik, gelir elde etme imkânı olmayan bireylerin yoksulluğa ve sosyal dışlanmaya sürüklenmesine neden olabilir. Bu nedenle, istihdamı artırmak ve iş güvencesini sağlamak için çeşitli istihdam politikalarının uygulanması gerekmektedir.

Sonuç olarak, gelir dağılımı adaletsizliği, ülkemizin karşı karşıya olduğu önemli bir sorundur ve gelecekteki seçimlerde belirleyici bir konu olabilir. Bu nedenle, siyasi liderlerin ve yetkililerin gelir dağılımı adaletsizliğiyle etkin bir şekilde mücadele etmeleri ve toplumun her kesimine adil bir yaşam standardı sağlamak için çaba göstermeleri önemlidir.

Son olarak Ramazan Bayramımızın ülkemiz ve İslam dünyasındaki dağınıklığın azalmasına ve son bulmasına vesile olması duasıyla.... Hayırlı Bayramlar dilerim…

QOSHE - ​Ekonomik sorunlar ve siyasi… - Yusuf Girayalp Atan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

​Ekonomik sorunlar ve siyasi…

12 1
08.04.2024

Öncelikle, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ederim. Ancak, seçim sonuçlarını analiz ettiğimizde, AK Parti seçmeninin sandığa gitmemesi kararının sonuçları doğrudan etkilediği açıkça görülüyor. Birçok belediyenin el değiştirmesine neden olan bu küskünlük, temelde ekonomide yaşanan problemlerden kaynaklanmaktadır.

Özel bir araştırma şirketinin yaptığı "Türkiye'nin en önemli sorunu" anketine göre, f,5 oranında enflasyon/hayat pahalılığı ilk sırayı almaktadır. İşsizlik ise %6,9 ile ikinci sırada yer almaktadır. Bu da ekonomik problemlerin vatandaşların en önemli endişesi olduğunu göstermektedir. Terör sorunu ise %2 ile yedinci sırada gelmektedir, bu da önemli bir gerileme olduğunu göstermektedir.

Ekonomik problemlerle ilgili olarak, bazı söylem ve uygulamaların vatandaşları rahatsız ettiğini belirtmek gerekir. Örneğin, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Ankara memur şehri. Memura zam verdik, yine kaybedildi. Emeklinin gelirini üç kat artırdık.” şeklindeki ifadelerin gerçekleri yansıtmadığı görülmektedir. Nominal gelirde yapılan artışlar, reel gelirde bir iyileşme sağlamamaktadır. Enflasyon karşısında artan maliyetler, vatandaşların alım gücünü azaltmaktadır. Ayrıca, bölgesel ücret farklılıklarının göz ardı edilmesi, toplumsal refahın artırılmasını engellemektedir. Nihayetinde vatandaşlar cebine giren ve cebinden çıkanın hesabını daha iyi biliyor ve siyasi tercihlerini buna göre yapıyor.........

© Milat


Get it on Google Play