Hafta başından beri kafamdaki dağınıklığı giderebilmiş değilim. Hasan Bitmez kardeşimin vefatı bende beklediğimin ötesinde bir etki yaptı. Ölümün belli bir yaşı olmadığını, bu dünyaya gelmeden ne belirlenmişse onu yaşayacağımızı biliyor ve adım adım ölüme yaklaştığımızın farkındayım. Buna rağmen yine de ölümün her türlüsü insanlar üzerinde ciddi etkiler oluşturuyor. Özellikle de bir baba ve annenin evladını kaybetmesi, tanıdığınız bir kişinin sizden çok küçük olması ister istemez vefatının üzerinizdeki etkisini artırıyor. Hâlbuki her canlının ölümü tadacağını biliyor ve inanıyoruz. Buna rağmen ister istemez ölüm karşısında sarsılıyoruz. Söz gelimi vefat eden tanıdığımız ya da yakınınız bizden yaşça çok küçükse, hatta evladımızın yaşı kadarsa etki galiba daha fazla oluyor.

Lafı fazlaca dallandırmak istemiyorum. Hasan Bitmez kardeşimin vefatı da bende böylesine bir etki yaptı. Belki o yüzden doğrudan yazıya girmekte zorluk çektim. Bu duygularla Hasan Bitmez kardeşimin tüm sevenleri ve dostlarına başsağlığı ve sabır diliyorum, mekânı cennet olsun.

***

Aylardan beri gündemimizin ilk sırasını Filistin’de yaşananlar işgal ediyor. İsrail ve destekçilerinin işlediği cinayetler karşısında insan ister istemez üzülüyor, işlenen cinayetleri engelleme hususunda elden fiili bir şeyin gelmiyor olması karşısında çaresizliğini hissediyor. Hemen her gün Filistin’den gelen haber ve görüntüler insanı isyan noktasına getiriyor ve insanlığın böylesine seviye kaybetmiş olması karşısında hissettiği üzüntü daha da ağırlaşıyor.

Bunun içindir ki, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, “Filistin’de işlenen cinayetler ve ateşkese tek engelin ABD olduğu” sözleri ister istemez “tek engel ABD ise başka engele gerek yok” dedirtiyor. Çünkü yıllardan beri ABD’nin bırakın dünya üzerinde barışın sağlanmasına katkı vermesini, nerede bir kıvılcım çakmışsa ABD’nin oraya hemen benzin dökmek için koştuğunu biliyoruz. Bunun ötesinde dünya üzerinde tüm uluslararası örgütlerin kuruluşunda ABD belirleyici olarak yer almış ise o örgütler dünyada barışı sağlamak için değil, ABD’nin çıkarlarını korumak için oluşturulmuş bulunuyor. Buna sadece Birleşmiş Milletler örneğini vermek bile yeterli olacaktır. Bunun için belki de siz okuyucularımı bıktırırcasına hep yeni bir dünya düzenine ihtiyaç olduğunu, bunun sağlanması için adaleti esas alan bir örgütlenmeye, bunun belirleyicisinin de İslam Birliği’nin olması gerektiğine vurgu yapıyorum. Ancak tüm uluslararası örgütler sömürgecilerin işini kolaylaştırıyor, katillerin ve zalimlerin önünü açıyor.

Bu düzen devam ettiği sürece de yeryüzüne barış ve huzurun gelmeyeceğini belirtmek için çok fazla araştırmaya gerek yok sanıyorum. Bu arada kendilerini güçlü gören sömürgeciler zaman zaman karşı karşıya gelmiş gibi gözükseler de kapalı kapılar ardında hemen ihtilaflı konularda birbirlerine bir parça rüşvet vererek anlaşmaya varıyorlar. Verdikleri rüşveti de kendilerinden vermiyor, mazlum milletlerden sömürü yoluyla aldıklarından veriyorlar. Böyle olunca da bu düzenin daha fazla devam etmesini engellemek için tüm dikkatimizi yeni bir düzen oluşturmaya yoğunlaştırmamız gerekiyor. Yoksa bu düzen böyle devam edecek, mazlumlar sömürüye ve ezilmeye devam edileceklerdir. Bunun yolu ise atılan nutuklar değil, birlik oluşturmak, zalimlerin karşısına güçlü olarak çıkmaktan geçiyor.

QOSHE - ABD Varsa Başka Engele Gerek Yok!.. - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD Varsa Başka Engele Gerek Yok!..

8 1
16.12.2023

Hafta başından beri kafamdaki dağınıklığı giderebilmiş değilim. Hasan Bitmez kardeşimin vefatı bende beklediğimin ötesinde bir etki yaptı. Ölümün belli bir yaşı olmadığını, bu dünyaya gelmeden ne belirlenmişse onu yaşayacağımızı biliyor ve adım adım ölüme yaklaştığımızın farkındayım. Buna rağmen yine de ölümün her türlüsü insanlar üzerinde ciddi etkiler oluşturuyor. Özellikle de bir baba ve annenin evladını kaybetmesi, tanıdığınız bir kişinin sizden çok küçük olması ister istemez vefatının üzerinizdeki etkisini artırıyor. Hâlbuki her canlının ölümü tadacağını biliyor ve inanıyoruz. Buna rağmen ister istemez ölüm karşısında sarsılıyoruz. Söz gelimi vefat eden tanıdığımız ya da yakınınız bizden yaşça çok küçükse, hatta evladımızın yaşı kadarsa etki galiba daha fazla oluyor.

Lafı fazlaca dallandırmak istemiyorum. Hasan Bitmez kardeşimin vefatı da bende böylesine bir etki yaptı. Belki o yüzden doğrudan yazıya girmekte zorluk çektim. Bu duygularla Hasan Bitmez kardeşimin tüm sevenleri ve dostlarına başsağlığı ve sabır diliyorum, mekânı cennet olsun.

***

Aylardan beri........

© Milli Gazete


Get it on Google Play