Hemen her gün her saat başı haberlerde Gazze’de işlenen cinayetler karşısında acı çekmek de, utanmak da bize düşüyor. Buna karşılık soykırımcı caniler hem suçlu hem de güçlü misali işledikleri cinayetleri normal bir yaşantının ifadesiymiş gibi görüyor, hatta savunuyorlar. İnsanlığını yitirmemiş ya da insanlığını birtakım çıkarlar uğruna bir kenara bırakmamış milyonların tepkilerine de hiç aldırmıyor, katiller katlettikleri insanların anne, baba ve evlatlarının kendilerinden özür dilmesini bekliyorlar. Böyle olunca da insan yaşananların izahını yapamıyor. Kaldı ki yapılan normal olmadığı için normal bir izahının olmamasının şaşıracak bir yanı yok ama yapılanların acısını yüreğimizde taşımamız ve hissetmemiz de bize bırakılıyor. Sanki dünya üç aydır Filistin’de yapılanların yanlış bir tarafı yokmuş, birtakım vahşiler istediklerini öldürebilir, istediklerini zindana atıp işkence yapabilirmiş mantığı ile hareket ediyorlar. Çünkü böyle olmasa her gün her saat başı televizyonlarda verilen Filistin haberleri karşısında insanın ayakta kalabilmesi bile çok zor.

Haberlerde her gün ortalama en az 108 çocuğun öldürüldüğü, yaralananların sayısının yüz bine ulaştığı, katledilenlerin ise 20 bini çoktan aştığı haberler geliyor ama tüm dünya sanki söz konusu rakamlar bir günde hayatını kaybedenleri ifade etmiyor da sayılar zinciri içindeki bir rakamdan ibaretmiş gibi insanlık duyarsız davranıyor. Bunca katliama rağmen böylesine duyarsızlık sergileniliyorsa o zaman yeryüzündeki milyonlarca insan bu katillere göre ne ifade ediyor? Çünkü bırakın bazı devletlerin ayağa kalkmasını, ABD ve celladı İsrail’e dur denmesi için daha neyin beklendiğinin izah edilmesi gerekiyor? Eğer gerekmiyorsa binlerce katledilmiş insan, insandan sayılmıyor mu? Eğer böyle bir düzen kurulmuş ise böyle bir dünyada hâlâ ayakta durabiliyor, işlenen cinayetlere dayanabiliyorsak öncelikli olarak kendimizi sorgulamamız gerekmez mi? Bu noktada kendimizi incelesek ne olur? Sorusu akla gelebilir. Böyle bir soruya verilebilecek makul bir cevabın da olduğunu sanmıyorum. Olsa olsa yeryüzü caniler tarafından işgal edilmiş, onlar da yeryüzünde kendilerinden başka insaf, merhamet sahibi canlının bulunmasına tahammül edemiyorlar olabilir. Gerçi yine rakamlara takılmış olacağız ama yaklaşık üç aydır Filistin’de yaşananları hatırlatmakta yarar var.

Yaklaşık 2 milyon Filistinli evlerini, yaşadıkları mekânları terk ederek göçe zorlandı. Sanıyorum insanların yurtlarını ve vatanları terke zorlanmaları da soykırıma girer. Çünkü bu durum, göçe zorlanan insanlar için ağır bir zulümdür.

68 bin konut tamamen yıkıldı. 190 bin konut hasar gördü. Öylesine hasar gördü ki yeniden yapmadan içlerine girmek mümkün değil. Bu sebeple insanlar şu kış günlerini çadırda geçiriyorlar. Bu arada hiçbir zarar görmemiş konutlara da insanlar giremiyorlar. Çünkü İsrail, içinde insanların yaşadığını tespit ettiği binaları bombalayarak içindekilerle birlikte yıkıyor. Kısacası Filistinliler için oturdukları evler hazır birer mezar vazifesi görüyor.

318 okul, 23 hastane, 57 klinik hedef oldu. Bunun yanında her türlü gıdanın Filistinlilere ulaştırılması aylardan beri İsrail tarafından engellenerek, insanlar açlıktan ölüme zorlanıyorlar

Bu tabloyu daha da uzatmak mümkün. Ancak artık yaşananların bilinmeyen bir yanı kalmadı. Bütün olanlar, işlenen cinayetler dünyanın gözü önünde işleniyor ama ciddi bir tepki gelmiyor. Bundan da katiller ve destekçileri hiçbir pişmanlık duymuyor aksine, biz çektiğimiz acı sebebiyle gözyaşı dökerken zalimler mutluluk gözyaşı döküyorlar. Bu duruma en kısa zamanda son verilmediği sürece bütün insanlığın ciddi bir sorumluluk taşıdığını unutmamak gerekiyor.

QOSHE - Canilerin Yaptığından Acı Çekmek de Bize Düşüyor - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Canilerin Yaptığından Acı Çekmek de Bize Düşüyor

7 1
08.01.2024

Hemen her gün her saat başı haberlerde Gazze’de işlenen cinayetler karşısında acı çekmek de, utanmak da bize düşüyor. Buna karşılık soykırımcı caniler hem suçlu hem de güçlü misali işledikleri cinayetleri normal bir yaşantının ifadesiymiş gibi görüyor, hatta savunuyorlar. İnsanlığını yitirmemiş ya da insanlığını birtakım çıkarlar uğruna bir kenara bırakmamış milyonların tepkilerine de hiç aldırmıyor, katiller katlettikleri insanların anne, baba ve evlatlarının kendilerinden özür dilmesini bekliyorlar. Böyle olunca da insan yaşananların izahını yapamıyor. Kaldı ki yapılan normal olmadığı için normal bir izahının olmamasının şaşıracak bir yanı yok ama yapılanların acısını yüreğimizde taşımamız ve hissetmemiz de bize bırakılıyor. Sanki dünya üç aydır Filistin’de yapılanların yanlış bir tarafı yokmuş, birtakım vahşiler istediklerini öldürebilir, istediklerini zindana atıp işkence yapabilirmiş mantığı ile hareket ediyorlar. Çünkü böyle olmasa her gün her saat başı televizyonlarda verilen Filistin haberleri karşısında insanın ayakta kalabilmesi bile çok zor.

Haberlerde her gün ortalama en az 108 çocuğun öldürüldüğü, yaralananların sayısının yüz bine ulaştığı, katledilenlerin ise........

© Milli Gazete


Get it on Google Play