Başlığı, “ABD’nin bastığı yerde ot bitmez” şeklinde atmayı da düşünmüştüm ama ABD’nin bastığı yerde kendisine lazım olacak otların bitmemesi söz konusu değil. Olay dünyayı sadece kendilerine ait bir mal gibi görüyor olmaları sebebiyle dünya nimetlerine kendilerine dost bildikleri ülkeler dışında kalanların dikkat edilirse başlarından dert eksik olmuyor. Kısacası Haçlı ittifakı yeryüzünde belirleyiciliğini sürdürdüğü sürece dünyaya huzur ve barışın gelmesi mümkün görünmüyor. Bu gerçeği görmek için Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslararası örgütlerin durumuna bakmak yeterlidir. Dikkat edilirse BM, beş üyenin kontrolüne terk edilmiş. Söz konusu beş ülkede aralarında çıkar paylaşımında anlaştıkları sürece kendilerini efendi, diğer ülkeleri köle olarak görmeyi sürdüreceklerdir. Bu manzara yıllardan beri değişmiş değil. Bu noktada yakın geçmişte dünyanın iki kutupluluğunu hatırlatmak ve birbirine kanlı düşman gibi görünen bu iki kutuplu dünyada dünyanın imkânlarını sömürme hususunda aralarında anlaştıkları için dünyada nispeten barış havası hâkimdi. NATO yine aralarında dünyanın paylaşımında ortak bir örgüt olarak görevini sürdürüyor. Avrupa Birliği ise tam bir Haçlı ittifakı olarak varlığını sürdürüyor. Kısacası, Haçlılar kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Yani sömürü ortaklığını sonuna kadar sürdürüyorlar. Bu arada sömürü konusunda da çok açgözlü olduklarını unutmamak gerekiyor. Çünkü onların açgözlülüğü, dünyayı ne kadar sömürürlerse sömürsünler, doyuma ulaşmalarını engelliyor.

Kısacası dünya üzerinde oluşmuş Haçlı ittifakı ne yeni oluşumlara ne de dünyanın huzura kavuşmasına izin veriyor. Filistin’de yaşananlara da sanıyorum bu açıdan bakmak işin özünü görmemize yardımcı olacaktır. Çünkü son aylarda yaşananlar gösterdi ki, Haçlılar çıkar paylaşımında tüm ülkelerle çıkar paylaşımını adil olmamakla birlikte karşı tarafı ikna ederek gerçekleştiriyorlar. Bu ikna bazen barış yoluyla, çoğu zaman da güç gösterisi ile yürütülüyor. Bazen mevcut dünya düzeninde ortalık karışabiliyor, bir anda dengeler bozulabiliyor ama düzensizlik uzun sürmüyor. Çıkarlarını en az maliyet ile sürdürebilmek için harekete geçiyorlar. Bu arada insan hakları, adalet gibi kavramların dillerinden düşmüyor olması, söyleyenlerin gerçek düşüncelerini değil, dünyayı oyalamak için kullandıkları malzeme olarak kalıyor. Filistin’de yaşananlar bu söylediklerimizi sanıyorum doğrulamaya yeter.

Tüm bunlar belki bir noktaya kadar tahammül edilebilir ama Filistin’de işlenen cinayetler, bir diğer ifadeyle soykırım insanlığını unutmamış olanlar için yeterince acı çekmelerine sebep oluyor. Çünkü hiçbir ayrım yapmadan kundaktaki bebeklerden, evlerinde işlerini yapan kadınlara kadar insanlar katlediliyor. Bunda da hiçbir insani eyleme imkân bırakılmıyor. Kısacası başını ABD’nin çektiği İsrail’in cellatlık yaptığı bir grup tüm dünyadan insanlıkla ilişkilerini kesmelerini istiyor. Sanki kendileri gibi yeryüzünde tüm insanlar insanlıklarını bir kenara atmışlar havası estiriyorlar. Hâlbuki her gün televizyonların başında milyonlarca insan Filistin’de yaşananları gözyaşı ile takip ediyorlar. Bu hal kesinlikle eşkıya başları ABD ve İsraillilerin kılını kıpırdatmıyor. Böyle olunca böylesine insanlıktan kopmuş, uzaklaşmış bir dünyada yaşıyor olmanın acısından başka insanlara bir şey kalmıyor.

Bunun içindir ki, her fırsatta dünyada yeni bir düzene ihtiyaç olduğuna vurgu yapıyorum ama dünyanın kontrolünü kurdukları oluşumlarla kontrolleri altına almışların bundan vazgeçmeleri mümkün görünmüyor. Tek çözüm ise İslam dünyasının başını çekeceği yeni bir dünya düzenine ihtiyaç var. Bunun dışında söylenenlerin hepsi insanlığı yeni bir uyutma dönemine sürükleyecektir.

QOSHE - Dünyanın Yeni Bir Düzene İhtiyacı Var - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünyanın Yeni Bir Düzene İhtiyacı Var

9 0
15.12.2023

Başlığı, “ABD’nin bastığı yerde ot bitmez” şeklinde atmayı da düşünmüştüm ama ABD’nin bastığı yerde kendisine lazım olacak otların bitmemesi söz konusu değil. Olay dünyayı sadece kendilerine ait bir mal gibi görüyor olmaları sebebiyle dünya nimetlerine kendilerine dost bildikleri ülkeler dışında kalanların dikkat edilirse başlarından dert eksik olmuyor. Kısacası Haçlı ittifakı yeryüzünde belirleyiciliğini sürdürdüğü sürece dünyaya huzur ve barışın gelmesi mümkün görünmüyor. Bu gerçeği görmek için Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslararası örgütlerin durumuna bakmak yeterlidir. Dikkat edilirse BM, beş üyenin kontrolüne terk edilmiş. Söz konusu beş ülkede aralarında çıkar paylaşımında anlaştıkları sürece kendilerini efendi, diğer ülkeleri köle olarak görmeyi sürdüreceklerdir. Bu manzara yıllardan beri değişmiş değil. Bu noktada yakın geçmişte dünyanın iki kutupluluğunu hatırlatmak ve birbirine kanlı düşman gibi görünen bu iki kutuplu dünyada dünyanın imkânlarını sömürme hususunda aralarında anlaştıkları için dünyada nispeten barış havası hâkimdi. NATO yine aralarında dünyanın paylaşımında ortak bir örgüt olarak görevini sürdürüyor. Avrupa Birliği ise tam bir Haçlı ittifakı olarak varlığını........

© Milli Gazete


Get it on Google Play