Uzun yıllardan beri dünya, insanlara has mekan olmaktan çıkarak vahşilere ait hale geldi. Bu geliş kimi zaman aynı kültürün mensuplarının aralarında sağladıkları anlaşma ve dayanışma ile sağlandı, kimi zaman uzun süren savaşlar sonunda taraflardan birinin teslim bayrağını çekmesi ile gerçekleşti. Her iki durumda da olaylarda hiçbir dahli olmayan toplumlar cezayı çekti. Kısacası, medeniyetin temsilcileri olarak takdim edilen Batılı ülkeler dünyayı kan gölüne çevirdiler. Böylesi bir vahşet döneminin ardından atılan nutuklarla dünyayı düzenleyenler geldiğimiz noktada yaptıklarının dünyayı düzenlemek değil, var olan düzenleri bozmak, dünya üzerinde hakimiyetlerini pekiştirmek isteyenlerin yaptıklarından ibaret kalıyor.

Söz gelimi Birleşmiş Milletler (BM) gibi örgütler yeni bir dünya savaşını önlemek için oluşturulan uluslararası örgütler, bırakın yeni bir katliamı ve dünya savaşını önlemeyi, katliamların devamına hizmet ediyor. Bunun da ötesinde İsrail adeta vahşeti sürdürmeye teşvik ediliyor. Her türlü diplomatik ve maddi destek sonuna kadar sağlanıyor. Kısacası öylesine bir dünya oluştu ki ya kanlı katillerle birlikte olacaksın, işlenen soykırımlara ortaklık yapacaksın ya da yaşananlarla hiçbir ilginin olmadığı halde size biçilmiş rolün oyuncusu görünmeye devam edeceksin. Peki, bu rolü oynadığınızda işlenen cinayetlerden kendinizi kurtarabilir misiniz? Bu soruya evet demek vicdan denen duyguyu bir kenara atmış, bir başka ifadeyle insanlığınızı yitirmiş olmanız gerekiyor. Kısacası yaşananların, katliamların hesabını katillerden sizin sorma imkanınız yoksa dünyaya nizamat verdiklerini söyleyenlerin de böyle bir derdi yoksa belki dünya üzerinde yaşamınızı sürdürebilirsiniz ama insanlık duygularınızı yitirmiş olmanız gerekiyor. Hatta yaşananlar karşısında zaman zaman, “Ben bu dünyaya mı aitim?” sosunu sormak zorunda kalırsınız.

Söz gelimi ülkemizde dar ve sabit gelirliler için açlık sınırı ile asgari ücret aynı noktaya gelmiş ise yani toplumun büyük bir kesimi asgari ücretle geçinmeye mecbur edilmiş ise o ülkede yaşayanlar eşit fertlerdir demek mümkün mü, mümkün olsa bile gerçeği yansıtıyor olabilir mi? Bunun ötesinde dünya jandarmalığına soyunmuş olan ABD’nin müttefikleri almak istediği bir savaş uçağı için almaya vereceği para yetmiyor, onun yanında bazı şartları da yerine getirmek durumunda iseniz, yani yeryüzünde imtiyazlılar bulunmaya devam ettiği sürece o dünyada eşitlerden oluşan insanlar var demek mümkün olabilir mi?

Bunların da ötesinde, aynı ittifak içinde olduğumuz ABD askerlerinin elindeki silahlar ülkemizde teröristlerin elinde ve benim askerlerime karşı kullanılabiliyor ve bunun hesabı sorulamıyorsa böyle bir dünyada huzur olabilir mi? Bunların ötesinde İsrail, sivilleri katlederek onların organlarını çıkartıp alıyor ve bu gerçek biline biline hesap sorulamıyorsa böyle bir dünyada insan haklarından, adaletten söz etmek gerçekçi olur mu? Kısacası bu çağdaş(!) dünyayı yaşanmaz hale getirenler, dünyanın imkanlarına el koymuşlarsa böyle bir dünyada adalet, hak ve hukuk gibi kavramların dillerden düşürülmüyor oluşu insanlığı kandırma taktiğinden öte bir anlam ifade eder mi?

QOSHE - Dünyayı Yaşanmaz Hale Getirenler için Sorun Yok - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünyayı Yaşanmaz Hale Getirenler için Sorun Yok

8 0
30.12.2023

Uzun yıllardan beri dünya, insanlara has mekan olmaktan çıkarak vahşilere ait hale geldi. Bu geliş kimi zaman aynı kültürün mensuplarının aralarında sağladıkları anlaşma ve dayanışma ile sağlandı, kimi zaman uzun süren savaşlar sonunda taraflardan birinin teslim bayrağını çekmesi ile gerçekleşti. Her iki durumda da olaylarda hiçbir dahli olmayan toplumlar cezayı çekti. Kısacası, medeniyetin temsilcileri olarak takdim edilen Batılı ülkeler dünyayı kan gölüne çevirdiler. Böylesi bir vahşet döneminin ardından atılan nutuklarla dünyayı düzenleyenler geldiğimiz noktada yaptıklarının dünyayı düzenlemek değil, var olan düzenleri bozmak, dünya üzerinde hakimiyetlerini pekiştirmek isteyenlerin yaptıklarından ibaret kalıyor.

Söz gelimi Birleşmiş Milletler (BM) gibi örgütler yeni bir dünya savaşını önlemek için oluşturulan uluslararası örgütler, bırakın yeni bir katliamı ve dünya savaşını önlemeyi, katliamların devamına hizmet ediyor. Bunun da ötesinde İsrail adeta vahşeti sürdürmeye teşvik ediliyor. Her türlü diplomatik ve maddi destek........

© Milli Gazete


Get it on Google Play