Yeryüzünde eşkıyalar belirleyici olmuş ise ister istemez oradan bir imtiyazlılar oluşmuş demektir. Eğer ortaya eşitler arasında bir de imtiyazlılar grubu çıkmış ve bunlar belirleyici olmuşlarsa ipin ucu kaçmış demektir. Dünya üzerinde yıllardan beri işte bu durumun yol açtığı zulüm, katliam ve soygunlar devam ediyor. Bunun kimse de hesabını sormuyor, soramıyorsa böyle bir ortamın varlığı devam ettiği sürece yeryüzünde kimsenin adalet, hukuk, insan hakları gibi kavramları tekrarlayıp durmasının anlamı yoktur. İlle de bir anlam yüklemek gerekiyorsa insanlığın afyonlanarak uyutulduğu anlamına gelmez mi?
Aslında birileri ortaya çıkıp, kendilerince bir takım gerekçeler ileri sürerek 20 bin insanı katlediyor ve bunun hesabı sorulamıyorsa, bırakın işlenen cinayetlerin hesabının sorulmasını, katliamların durdurulmasını sağlamak için İsrail tüm dünyayı yok sayarak ateşkes çağrılarına uymuyor, uyması sağlanamıyorsa ortaya çıkan manzaranın izahı mümkün olabilir mi? Çünkü İsrail topyekûn patlatılmaya hazır bomba olsa bile bu durumun insanlığın geri çekilmesine sebep olmaması gerekir. Oluyorsa o zaman dünya eşkıyalara teslim olduğuna inanmıyorum, ama diyelim ki böyle kabul ediliyor, o zaman savaşın da bazı kuralları olması gerekmez mi? İnsanlar bir mahalleye toplanıp etrafları da kuşatma altına alınarak binlerce insan katlediliyor ve buna hiçbir müdahale gelmiyorsa ortada ciddi bir ruhi bunalım, isterseniz buna akıl hastalığı deyin var demektir. Çünkü Filistin’de yaşananların hiçbir ahlaki, hukuki ve insan hakları açsından izahı yoktur. Çünkü insanlar bir okul, hastane ya da ibadethaneye sığınmış ise buralar ya havadan, karadan ya da denizden bombalanarak bina yok edilirken içine hapsedilmiş insanlar da katlediliyor. Bazen bombalamaya gerek duymuyorlar, insanların sığındığı binalar buldozerlerle yıkılıp içindeki insanların cesetleri de yıkıntılar arasında kaybolup gidiyor. Kısacası Filistin’de yaşananların hiçbir izahını bulamıyorum.
Çünkü hiçbir kurala uymuyor. Öyle anlaşılıyor ki, İsrailliler kendilerinin hiçbir kurala bağlı olmadıklarını, buna ihtiyaç duymadıklarını düşünüyorlar. O zaman bu zalimlere sormak gerekmez mi? “Siz nesiniz? İnsan üstü bir varlık mısınız? Hemen belirteyim ki, insan üstü bir varlık olmadıkları kesin ama öyle anlaşılıyor ki, kendilerini, insan üstü yaratıklar olarak görüyor ve kendilerinden başkalarını belki de insan saymıyorlar. Halbuki Filistin’de işlenen bunca katliam insanlıkla bir ilişkileri kalmadığını gösteriyor olsa da, dünyanın hiçbir yaptırımı devreye sokmadığı, sokamadığı düşünüldüğünde ortaya çıkan manzara Yahudilerin dünya üzerinde tek bir devlet oluşturma peşinde olduklarını gösteriyor. Kim bilir belki de adına “Gizli dünya devleti” denen çarkı hayata geçirmiş, insanlık bunun farkında değil. Aslında farkında olmamak mümkün değil.
Böyle olunca bir avuç İsrail’e böylesine teslim bayrağını çekmiş bir dünya ve insanlıkla aynı dönemde yaşıyor olmak ister istemez, “Ne oluyor? İnsanlık böylesine kendini kaybetti mi? diye sormadan edemiyor. Çünkü bu zalimler ordusuna haddini bildirmek için ayağa kalkanlar da yalnız bırakılıyor. Sanki işlenen bunca cinayetin hesabını sormakla sadece Filistinliler mi? Tün insanlık sonuna kadar seyredecek mi? Seyredecekse daha ne kadar insanın katledilmesi bekleniyor? Bu sorulara birlerinin cevap vermesi gerekiyor.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
