Uzun yıllardan beri dünyadaki gelişmeleri kenardan seyreder bir görünüm veren İngiltere gerçek kimliğine bürünmeye başlamış görünüyor. Yakın tarihimiz hatırlandığında İngiltere’nin Ortadoğu başta olmak üzere eski devletlerin parçalanması, yeni devletlerin oluşması sırasında bu ülkenin bütünü ile gelişmelerin içinde yer aldığı hatırlandığında İsrail çıldırmış bir şekilde Filistin’de soykırım uygularken İngiltere’nin bu işin içinde olmadığını söylemek aldatıcı bir görüntünün ifadesidir. Osmanlı’nın dağılma yıllarında yaşananlar hatırlandığında sadece bölgemizin değil, dünyanın yeniden şekillendirilmesinde aktif rol aldığının unutulmaması gerekir. Bu arada İsrail’in olmayan topraklarda bir devlet olarak ortaya çıkartıldığının bundan İngiltere’nin eli olduğunun unutulmaması gerekiyor. Çünkü unutulduğunda geçmişte yaşananlara bugünden bakarak doğru bir değerlendirme yapmak mümkün olmaz. Özelikle de İsrail’in olmayan topraklar üzerinde devlete dönüştürülmesi olayı üzerinde ciddi olarak durmak gerekiyor. Bir devlet var olan topraklar üzerinde oluşturulur, olmayan bir toprak parçasında, bir diğer ifadeyle olmayan bir vatan üzerinde bir devletin oluşturulmuş olmasının başka örneği var mıdır şahsen hatırlamıyorum. Belki bu soruma ülkelerini terk edip başka devletlere sığınan bir takım kimselerin bulundukları yerlerde, “Sürgünde devlet” adı altında yeni oluşumların hayata geçiriliyor olsa bile bunların devlet olarak tarif edilmesi sanıyorum eksik bir değerlendirme olacaktır.

Aradan geçen bunca zamana rağmen İsrail’in işgal ettiği ve bu uğurda yüz binlerce insanı katlettiği topraklar bugün ilk kurulduğu yıllarla mukayese edilmeyecek bir noktaya gelmiş olmasına rağmen gözü doymamış, her fırsatta işgal ettiği toprakların sınırını genişletiyor, sığınmacı adı altında dünyanın çeşitli köşelerinden Yahudileri Filistin’e taşıyor. Kısacası Filistin topraklarının gerçek sahipleri sığıntı konumuna itiliyor.

Tüm bunları İngiltere’nin sadece hayali bir devletin kuruluşuna destek vermekle kalmayıp Filistin topraklarına el koyuyor. Buna karşılık dünyanın sesinin çıkmıyor olması da Siyonistlerin zaman zaman gündeme gelen Büyük İsrail hayalinin hayalden öte, ulaşılması gereken bir hedef olduğu açıkça görülüyor. Böyle olunca da oltanın ucuna takılan birer yemden öte geçmeyen projeler gündeme sürülüyor. Söz gelimi Büyük Ortadoğu Projesi olarak ifade edilen hususun Osmanlı’nın parçalanmasını hatırlatan bir oyunun günümüzde piyasaya sürülmesinden ibaret olduğunu unutmamak gerekiyor. Böyle olunca da Osmanlı’nın parçalarından birçok devletçiğin ortaya çıkışında da başrollerde oynayan İngiltere’nin bugün de Büyük Ortadoğu Projesi’nde de yan role soyunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bakımdan Gazza’de üç aydan beri yaşanan katliamlar ile oluşturulan yeni Ortadoğu uygulaması da farklı bir ad altında tekrarlanması anlamına geliyor. Böyle olunca da yakın zamanda bölgemizde sükûnetin hâkim olmasını beklemek kendimizi kandırmaktan öte geçmeyecektir.

Bu noktada özellikle İngiltere’nin yeni oluşumdaki rolünü doğru değerlendirmek gerekiyor. Çünkü Büyük İsrail’e giden yolda ciddi bir savaş söz konusu olacaktır. Geçmişte olduğu gibi İngiltere’nin bu şekillendirmeyi tek başına yapacak gücü yoktur. Bunun için öncelikli olarak bölge ülkelerini birbirlerine karşı kışkırtmak ve bölgemizin kan gölüne çevrilmesi söz konusudur. Bu arada Büyük İsrail oluşturulurken, İngiltere de bu paylaşımdan en büyük payı almanın peşinde. Bu yağmadan kurtulmanın yolu İslam dünyasının oluşturacağı birlikteliktir. İslam Birliği’ni oluşturmak yerine atılacak başka adımlar Büyük İsrail’e giden yolda yürüyenlere hizmet edecektir.

QOSHE - İngiltere Neyin Peşinde? - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İngiltere Neyin Peşinde?

5 0
30.01.2024

Uzun yıllardan beri dünyadaki gelişmeleri kenardan seyreder bir görünüm veren İngiltere gerçek kimliğine bürünmeye başlamış görünüyor. Yakın tarihimiz hatırlandığında İngiltere’nin Ortadoğu başta olmak üzere eski devletlerin parçalanması, yeni devletlerin oluşması sırasında bu ülkenin bütünü ile gelişmelerin içinde yer aldığı hatırlandığında İsrail çıldırmış bir şekilde Filistin’de soykırım uygularken İngiltere’nin bu işin içinde olmadığını söylemek aldatıcı bir görüntünün ifadesidir. Osmanlı’nın dağılma yıllarında yaşananlar hatırlandığında sadece bölgemizin değil, dünyanın yeniden şekillendirilmesinde aktif rol aldığının unutulmaması gerekir. Bu arada İsrail’in olmayan topraklarda bir devlet olarak ortaya çıkartıldığının bundan İngiltere’nin eli olduğunun unutulmaması gerekiyor. Çünkü unutulduğunda geçmişte yaşananlara bugünden bakarak doğru bir değerlendirme yapmak mümkün olmaz. Özelikle de İsrail’in olmayan topraklar üzerinde devlete dönüştürülmesi olayı üzerinde ciddi olarak durmak gerekiyor. Bir devlet var olan topraklar üzerinde oluşturulur, olmayan bir toprak parçasında, bir diğer ifadeyle olmayan bir vatan üzerinde bir devletin oluşturulmuş olmasının başka örneği var mıdır........

© Milli Gazete


Get it on Google Play