Başlığa böyle bir soruyu taşımamın cevabını kendime göre biliyorum. O da, insanlığın dünya üzerinde cereyan eden olaylar konusunda son sözü ABD ve İsrail’in söylüyor olması akla başlığa aldığım soruyu getirmesinin sebebi yeryüzünde varlığı müşahhas olarak görünmeyen bir gizli dünya devleti oluşturulmuş olması sebebiyle adeta yeryüzünde hiçbir ülke ve kuruluşun bu ülkelerden hesap soramıyor olması, onları adeta dokunulmaz konuma getirmiş durumda. Buna isterseniz uluslararası örgütler oluşturulurken her ne kadar yeryüzünde barışın ve adaletin sağlanacağı söylenmiş ise de maalesef sadece Birleşmiş Milletler’in yapısına bile dikkatli bakıldığında, aldığı kararların Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden birinin veto etmesi ile söz konusu kararın alınmamış olduğu sonucunu doğuruyor olması maalesef söylenenler ile yapılanların çelişkisini hem yeryüzündeki 2 yüze yakın devletin Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden birinin gücüne sahip olmadığı bir gerçek.

Hemen belirteyim ki, bu durumun ilelebet devam etmesi hem mümkün değildir hem de devam etmesi yeryüzünde köleler ve efendiler ayırımını akla getirir. Böyle bir dünya üzerinde ise hiçbir zaman huzurun ve barışın sağlanması mümkün olmayacaktır. Olacağını söylemek efendilerin köleleri istedikleri gibi yönlendirmek için başvurdukları bir hileden öteye geçmeyecektir. Çünkü ortaya çıkan siyasal görüntü istense de istenmese de ABD ve İsrail aylardan beri el ele vermiş binlerce sivili, hem de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan sivil katlediliyor olmasına rağmen birtakım açıklamaların ötesine geçilemiyor. ABD ve İsrail tüm eleştirilere rağmen bildikleri yolda devam ediyorlar. Bu yolun sonucu soykırım olarak görülüyor. Bu gerçeğe rağmen ve yapılan tüm sözlü açıklamalar da bir kenarda dururken İsrail kendisine asaleten, ABD’ye vekaleten soykırımı sürdürüyor. Her gün televizyonlarının başında Filistin’de yaşananları izlerken gözyaşı döken milyonlarca insanın varlığı bile katliamı engellemeye yetmiyor. Bırakın soykırımı engellemeyi, İsrail’i ateşkese dahi razı edemiyorlar. Bir adım daha atacak olursak İsrail ateşkes sözünün tekrarlanmasına bile izin vermiyor. Öyle olunca yüzlerce devletin bağımsızlığından söz etmenin bile anlamsız olduğu ortaya çıkıyor.

Aslında eğer kaldı ise insanlığın ayağa kalkması ile bu terör örgütü tasfiye edilebilir. Ancak insanlığın ayağa kalkmaya niyetli olmadığı da görülüyor. Bu bakımdan zaman zaman kullandığım zulmün son bulması için kölelerin ayağa kalkması gerekiyor. Bu sağlanabildiği takdirde mevcut imtiyazlılar düzeninin yıkılmasının zor bir tarafı yoktur. Ne yazık ki, mevcut köle düzenine insanlık razı olmuş, her türlü sakıntıya rağmen devam ettiriyor. Sanki kölelik sindirilmeye çalışılıyor. Kısacası insanlık ABD ve İsrail’e mecbur değil. Bunun anlaşılması için bir kere olsun mazlumların ayağa kalkması gerekiyor.

Hemen belirteyim ki, mevcut düzenin yıkılması yeryüzünde zulmün son bulması için yeterli değildir. Öncelikle bu düzen yıkılacak, ardından yerine Hakk’ı esas alan adil bir düzen kurulması gerekiyor. Bu ise yeryüzünde bugün hâkim olan düzen ve bu düzenin koruyucuları ile yapmak mümkün değildir, bunun için adalet diyen anlayışın harekete geçmesi gerekiyor.

Tüm bunlara bu bozuk düzenin kurucuları ve kullanıcıları izin vermez denilebilir. Elbette gönül rızası ile izin vermeyeceklerdir. Masumlar ayağa kalkarak zalimleri diz çökmeye mecbur edeceklerdir. Hiçbir kazanım kendiliğinden oluşmaz. Sergilenmesi gereken fedakârlıklar vardır. Uzun sözün kısası, dünya kesinlikle soykırımcı, kanlı katiller ABD ve İsrail’e mecbur değildir.

QOSHE - İnsanlık, ABD ve İsrail’e Mecbur Mu? - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsanlık, ABD ve İsrail’e Mecbur Mu?

6 0
06.01.2024

Başlığa böyle bir soruyu taşımamın cevabını kendime göre biliyorum. O da, insanlığın dünya üzerinde cereyan eden olaylar konusunda son sözü ABD ve İsrail’in söylüyor olması akla başlığa aldığım soruyu getirmesinin sebebi yeryüzünde varlığı müşahhas olarak görünmeyen bir gizli dünya devleti oluşturulmuş olması sebebiyle adeta yeryüzünde hiçbir ülke ve kuruluşun bu ülkelerden hesap soramıyor olması, onları adeta dokunulmaz konuma getirmiş durumda. Buna isterseniz uluslararası örgütler oluşturulurken her ne kadar yeryüzünde barışın ve adaletin sağlanacağı söylenmiş ise de maalesef sadece Birleşmiş Milletler’in yapısına bile dikkatli bakıldığında, aldığı kararların Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden birinin veto etmesi ile söz konusu kararın alınmamış olduğu sonucunu doğuruyor olması maalesef söylenenler ile yapılanların çelişkisini hem yeryüzündeki 2 yüze yakın devletin Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden birinin gücüne sahip olmadığı bir gerçek.

Hemen belirteyim ki, bu durumun ilelebet devam etmesi hem mümkün değildir hem de devam etmesi yeryüzünde köleler ve efendiler ayırımını akla getirir. Böyle bir dünya üzerinde ise hiçbir zaman huzurun ve barışın........

© Milli Gazete


Get it on Google Play