İktidar ülke sorunlarına ayaküstü aldığı kararlarla çözüm bulduğunu düşünüyor ama verilmiş yüzlerce söz yerine getirilmediği, getirilemediği halde kitleler yine de söylenmiş olan sözle ümide kapılıyor. Bu durumun sebebi toplumun içine sürüklendiği ümitsizlikten kurtulma çabası mıdır ya da gerçekten iktidar sahiplerinin olduğu ikna kabiliyeti midir bilmiyorum. Ancak, bu havanın bu sene giderek ortadan kalkacağı görüntüsü hâkim. Söz gelimi geçmiş yıllarda iktidar sahiplerinin verdikleri sözleri eleştirdiğimde her gün gazetelerimi ve diğer ihtiyaçlarımı aldığım bir esnaf arkadaş tarafından terör destekçiliği ile suçlanmış ve buna çok üzülmüştüm. Yeni yılın ilk günlerinde gelen zamlar karşısında geçmişte AK Parti’yi eleştirdiğim için terör destekçiliği ile suçlayan esnaf bugün dükkânında AK Parti’ye yönelik eleştirilerini hayretle izlememe vesile oldu. Kısacası, geçtiğimiz yıllarda sık sık enflasyonun tek haneli rakama ineceğine dair verilmiş sözleri hep yanlış ve hayal ürünü çıkmıştı. Bu arada özellikle Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında laftan başka bir eylem gündeme getirmeyen, getiremeyen iktidar sahiplerinin bu durumu artık gözden kaçmıyor. Özellikle de miting meydanlarında on binlerin toplanmasının sebebi olarak artık vatandaşın, iktidarın söylediklerine kandığı anlamına gelmiyor. Çünkü toplum yaygın bir şekilde bir yandan, İsrail’e yönelik ağır eleştiriler sergilenirken aynı anda limanlarımızdan kalkan gemilerin İsrail’e yük taşıdığını görüyorlar. Yani öyle anlaşılıyor ki artık iktidar toplum nazarında inandırıcılığını giderek kaybediyor. Hemen belirteyim ki kaybetti demiyor kaybediyor diyorum. Çünkü yarın gündeme yeni bir sorun gelip var olanları unutturabilir yine bir takım asılsız vaatler toplumu ikna olmaya sürükleyebilir.
Ancak, hemen belirteyim ki, iktidar bu seçimlerde milletten sarı kart görebilir. Böyle bir hava esiyor. Bunun için toplumun söylenenleri süzgeçten geçirmeden kabullenmeyi bir kenara iterek, işin aslını araştırmaya başladığı takdirde ülkemiz siyasetinde yeni bir manzara ortaya çıkabilir. Bu arada özellikle işçiler ve emekliler arasında yapılan ayrımda toplumda ciddi olarak yargılanıyor. Özellikle de ayaküstü alınıp uygulamaya konulan bir kararın üzerinden çok geçmeden söz konusu kararda ciddi bir değişikliğin uygulamaya konulması da iktidara duyulan güveni zayıflatıyor. Sözgelimi emeklilere 5 bin lira ikramiye verileceğinin açıklanmasının üzerinde çok geçmeden ikramiyenin sadece çalışmayan emeklilere verileceği açıklandı. Sonra toplumdan gelen tepki üzerine yeni bir karar ile ikramiye çalışan emeklilere de verildi. Bu arada medyada emekliler arasında ayrım yapılmaması gerektiği gündeme gelirken aynı günlerde son ücret artışında memur emeklilerine yüzde 49.25 zam yapılırken işçi emeklilerine yüzde 37.57 zam yapıldı. Kısacası nasıl siyasette toplum ayrıştırılarak yürütülüyorsa, iktidar da memur ve emekliler arasındaki ayrıştırmadan yarar umuyor. Ama böyle bir tavır iktidara kazandırır mı, kaybettirir mi? Onu da zaman gösterecek. Ancak, tüm bunlar iktidara duyulan güveni zayıflatıyor. Topluma yansıyan şimdilik bu.
Bu arada sadece çalışan ve emeklilere yapılan zam konusunda değil, açıklanan her kararda kararlılık görülmüyor. Söz gelimi sokak hayvanlarına yönelik geçtiğimiz bir yıl içinde 3 defa yeni düzenleme gündeme getirildi ama sokaklarda başıboş hayvanların sayısı her gün biraz daha arttı. Bu durum iktidar yanlısı bir gazetede, “Kimse elini taşın altına koymuyor. Köpek derdi de başıboş kaldı” başlığı altında verilirken şöyle deniyordu:
“Köpeklerin ıslah edilmesinin maliyeti milyarlarca lirayı bulunca ne bakanlık ne belediyeler çözüm için parmağını oynatıyor.”
Kısacası ciddi bir araştırma yapılmadan ayaküstü alınan kararlar lafta kalmaya devam ediyor. Çünkü ülkenin sorunlarına çözüm bulmak, lafını etmek kadar kolay değil.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
