Kırsaldan şehirlere göç beraberinde bir takım sorunları da getirdi. Bu da gayet doğal bir durum. Çünkü köylerde insanlar ve hayvanlar yan yana, ya da altlı üstlü yaşıyorlardı. Daha işin başında ev yapılırken hayvanlara ya evlerin giriş katında bir yer belirlenir, hayvanlar da soğuktan, yağışlı havalardan sokakta ıslanmış vaziyette dolaşmazlardı. Ancak, köyden şehre taşınırken, genellikle evcil hayvanlarımızı da köylerde bırakıp göçüldü. Bu ise şehirlerde evler köydeki evler gibi hayvanlar da düşünülerek yapılmadığı için ister istemez hayvanlar sahipleri ile ayrı düşmeye başladılar, sonuç bir yandan hayvancılık giderek biterken, memleketlerinde kedi ve köpekleri ile adeta birlikte yaşarlarken birdenbire kendilerini bu hayvanlar sokağa terk edilmiş buluyorlar. Bu durum ister istemez insanları sevdikleri hayvanlardan ayırıyor, adeta karşı karşıya getiriyordu. Memleketinde hayvanlarını elleri ile besleyen insanlar bir sürü sonra ister istemez biraz dünya telaşı ile ilk planda hayvanlarını kapıda beslemeye başlarlarken bir süre sonra evinizin kapsındaki kedi ve köpeğe karşı içinizde bir korku belirmeye başlıyor. Hayvan sever bir insan iken hayvan düşmanı olmaya başlanıyor. Köpeğiniz bir süre sonra sizden uzaklaşmaya başlıyor, acıktıkça kapınızı çalıyor, onun dışında sokakta kendisine yeni arkadaşlar ediniyor. Yakın zamana kadar boş olan mahallenizin sokaklarında bir iki sene içinde özellikle köpekler çoğalmaya, gruplar halinde dolaşmaya başlıyor. Bu durum hayvan korkusu olanları daha fazla tedirgin ediyor. Özellikle de çocuklar korkularını dışa vurmaya başlıyor bu ise insanlar ile hayvanlar arasındaki ilişkiyi sertleştiriyor.

Sonuçta büyük şehirlerde başıboş hayvanlar sorunu oluşmaya başlıyor. Sokakların başıboş hayvanlardan temizlenmesi zaruret halini alıyor. Alıyor ama gerek mahalli idareler, gerek merkezi idareler soruna bir çözüm bulmak için zaman zaman harekete geçiyorlar ama nedense dışarıdan bakıldığında basit bir mesele olarak görülen konu çözümü imkânsız hale geliyor. Böyle olmasa son iki sene içinde iktidar sahipleri sokak hayvanlarına yönelik aldıkları tedbirleri tam olarak hayata geçiremediler. Belki de geçirmek istemediler. Ancak, sorunun böylesine belirsizliğe terk edilmesi de ister istemez sorunu çözümsüz hale getiriyor.

Sokaklarda genellikle başta köpekler olmak üzere bir de kediler bulunuyor. Bunların birer barınağa kavuşturulmasının imkânsız olmaması gerekir. Ancak, iki defa mesele çözümsüz kaldı, şimdi mahalli seçimlerin gündeme gelmesi ile tekrar sokak hayvanları siyasilerin konuları arasına girdi. Hâlbuki ilk karar açıklanmadan gerekli hazırlık yapılmış, nasıl bir uygulama yapılacağı belirlenmiş bulunsaydı sanıyorum bu sorun şimdiye kadar önemini çoktan kaybederdi. Çünkü yapılacak iki işlem var. Bunlardan birisi sokak hayvanlarının barınaklara kavuşturulması ve oralarda toplanması, kincisi ise kısırlaştırılmaları. Böylece her sene hızla artışları engellenmiş olur, hem de söz konusu hayvanlar hayatlarını sürdürürler. Buna karşı bazıları sokak hayvanlarının toplanıp uyutulmasını teklif ediyorlar. Şahsen bu teklifi insani bulmuyorum. Çünkü sokaklardaki sahipsiz hayvanlar toplanıp bakıma alındıktan sonra kısırlaştırılırlarsa sokaklarda iki sene içinde başıboş köpek çok azalır. Ancak, bunlar konuşuluyor ama uygulamaya geçirilemiyor. Özellikle sahiplenmiş insanların hayvanlarının kısırlaştırılması ve aşılanması hususunda devletin destek vermesi olayın çözümüne büyük katkı yapacaktır. Çünkü kısırlaştırma 2 bin ile 3 bin lira civarında. İnsanların geçim derdine düştüğü bir dönemde hayvanların kısırlaştırılması ve aşılanmasını sahiplenenin yaptırması istendiği için her seferinde sokaklardaki kedi, köpek sayısının azalması bir yana çoğaldı. Bunun da tek sebebi eksik uygulamalar. Bu arada hayvan severlerin sahiplenmeleri hususunda barınaklar işe yarayabilir. Barınaktan sahiplenen insanlar istediklerinde giderek hayvanlarını görebilirler.

QOSHE - Sokak Hayvanlarına Sahip Çıkmak Çok Mu Zor? - Abdülkadir Özkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sokak Hayvanlarına Sahip Çıkmak Çok Mu Zor?

9 0
24.01.2024

Kırsaldan şehirlere göç beraberinde bir takım sorunları da getirdi. Bu da gayet doğal bir durum. Çünkü köylerde insanlar ve hayvanlar yan yana, ya da altlı üstlü yaşıyorlardı. Daha işin başında ev yapılırken hayvanlara ya evlerin giriş katında bir yer belirlenir, hayvanlar da soğuktan, yağışlı havalardan sokakta ıslanmış vaziyette dolaşmazlardı. Ancak, köyden şehre taşınırken, genellikle evcil hayvanlarımızı da köylerde bırakıp göçüldü. Bu ise şehirlerde evler köydeki evler gibi hayvanlar da düşünülerek yapılmadığı için ister istemez hayvanlar sahipleri ile ayrı düşmeye başladılar, sonuç bir yandan hayvancılık giderek biterken, memleketlerinde kedi ve köpekleri ile adeta birlikte yaşarlarken birdenbire kendilerini bu hayvanlar sokağa terk edilmiş buluyorlar. Bu durum ister istemez insanları sevdikleri hayvanlardan ayırıyor, adeta karşı karşıya getiriyordu. Memleketinde hayvanlarını elleri ile besleyen insanlar bir sürü sonra ister istemez biraz dünya telaşı ile ilk planda hayvanlarını kapıda beslemeye başlarlarken bir süre sonra evinizin kapsındaki kedi ve köpeğe karşı içinizde bir korku belirmeye başlıyor. Hayvan sever bir insan iken hayvan düşmanı olmaya başlanıyor. Köpeğiniz bir süre sonra sizden uzaklaşmaya başlıyor, acıktıkça kapınızı çalıyor, onun dışında sokakta kendisine yeni........

© Milli Gazete


Get it on Google Play