Dünya İsrail’in umurunda değil. Çünkü soykırımcı İsrail, Gazzelileri bombayla ya da açlıktan öldürmeye devam ediyor. Hem tüm dünyaya meydan okuyarak. Bu cesareti de kendilerinden değil, arkalarındaki ABD gibi destekçilerinden alıyorlar. Uluslararası Adalet Divanı’ndan İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair kararın çıkması da fazla bir işe yaramadı. Bunun da ana sebebi alınan kararlar uygulanmadığı takdirde dünyayı harekete geçirecek bir müeyyide ve gücün söz konusu olmayışı. Sadece İsrail’in küstahlıklarını dünya seyretmekle yetiniyor. Hem de Netanyahu’nun tüm dünyaya meydan okuyan açıklamalarına rağmen. Böyle olunca uluslararası örgütlerin bir anlamı kalmıyor. Sanki söz konusu örgütler, dünyanın gözünü boyamak ve oyalamak için kurulmuş görüntüsü ortaya çıkıyor. Böyle olunca da oluşturulmuş cinayet şebekelerine destek vermiş olmaktan öte bir sonuç çıkmıyor.
Mademki Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in soykırım işlediğine karar vermiş, o zaman bu kararın uygulanmasını sağlayacak bir yol olması lazım. Eğer yoksa, bile bile böyle bir mekanizma oluşturulmamış ise o zaman bu örgütün BM ile birlikte kapatılması daha etkili olacaktır. Çünkü Birleşmiş Milletler’de de öyle bir yapı oluşturulmuş ki, bir tek üye ülkenin alınan karara hayır demesi o kararın uygulanmamasını sağlamaya yetiyor. Böyle olunca da ortaya adı var kendisi yok örgütler çıkıyor. Sanki dünya bunlarla oyalansın isteniyor. Kısacası uluslararası bu gibi örgütlerin amacı sonuç almak, yeryüzünde adaletin ve insan haklarının hâkim olacağı bir düzenin kurulmasının hiçbir önemi yok. Uluslararası örgütlerde son sözü söyleme durumunda olan ülkelerin tek istedikleri, lafı edilen tüm örgütler sadece kendi haklarını korumak için oluşturulmuş durumda.
Çünkü söylenenler ile uygulamalar birbirine zıt olunca tüm söylenen sözlerin anlamı kalmıyor. Söz gelimi Uluslararası Adalet Divanı, aldığı son karara rağmen katliamı durdurmak için harekete geçemiyorsa, “Katliamı durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?” sorusu cevapsız kaldığı sürece bu tür örgütlerin göz boyamaktan öte bir anlamı ve işlevi kalmıyor. Çünkü, “İsrail soykırımının ortağı” BM’nin gereğini yapmasını istemek de boşluğa edilmiş bir sözden öte anlam ifade etmiyor. Sadece İsrail değil, ABD ve AB de aynı çizgide hareket ediyor. Bir taraftan İsrail’in soykırımdan cezalandırılması istenirken öbür yandan söz konusu kararın açıkladığı gün ABD, İsrail’e gemilerle silah ve malzeme gönderiyor, böyle olunca da İsrail’in soykırım yapmaktan suçlu bulunmasının yanında ABD’nin de aynı suça ortak olduğunun ayrıca ispatlanmasına gerek kalmıyor. Bu arada BM de İsrail’den hesap soracak konumda değilse o zaman dünyanın kendi kendini kandırmasına gerek kalmıyor.
Bu arada ABD bölgemizdeki terör örgütlerini Suriye’de eğitip bölge ülkelerine saldırtıyorsa, bunun da bilinmeyen bir yanı kalmamış ise öncelikli olarak söz konusu katillerden hesap sorulması gerekiyor. Eğer bu yapılamıyorsa sebepleri dünyaya açıklanmalı ve gereksiz aldatmalarla günlerin geçirilmemesi gerekiyor. Kısacası yeryüzünde barışın sağlanması gerekiyorsa söz gelimi NATO’nun ne işe yaradığı, niçin kurulduğu bir kez daha açıklanmalı, insanlık aptal yerine konulmamalı. Eşkıya kılıklı devletler kendilerini her şeyin üstünde görüyor ve buna göre hareket ediyorlarsa ya hadleri bildirilmeli ya da buna dünyanın gücü yetmiyorsa bu gerçek tartışmaya açılmalı. Bunların hiçbiri yapılmıyorsa, eşkıyalar dünyaya hükümran olmuşlarsa bu gerçeğe göre hareket edilmeli.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
