Sivas/Divriği’den Mehmet Aydın aradı.

Mehmet Aydın emekli ve çevreye duyarlı bir isim.

Zaman zaman telefonla arayıp çevreye, tabiata, yaşadığı bölgeye ilişkin farklı hassasiyetlerini anlatıyor.

Önceki gün yine aradı.

Bu kez dile getirdiği husus, son günlerin en çok konuşulan konusu; Erzincan/İliç’te meydana gelen altın madeni faciası…

Malum, Divriği Sivas’ın ilçesi ama İliç’e de çok yakın bir mesafede. Her iki ilçede de TCDD İstasyonu var. Demiryolu ile de çok yakın iki ilçe.

Şunları anlattı Mehmet Aydın;

* “Erzincan/İliç’teki bu altın madeni faaliyete geçtikten sonra, bizim bu bölgede, Divriği’de serçeler uçmamaya başladı. Serçeler yok oldu bölgeden. Sürüyle serçe kalmadı. Keklikler yok oldu. Eskiden elma, armut ve diğer meyve ağaçlarımızda meyveler salkım saçak olurdu. İliç altın madeni faaliyete başladıktan sonra artık meyve ağaçlarımız da meyve vermemeye başladı. Meyve ağaçlarımız kurudu!”

* “Yetkili makamları yıllardır kaç kez aradım. Bu konuyu anlattım, bu çevre felaketini ifade etmeye çalıştım. Hep birbirlerine pas ettiler, her defasında! Kimse ilgilenmedi bu meseleyle. Sivas’ta Cumhuriyet Üniversitesi var, kaç kere aradım ulaşamadım. Üniversite bu işle ilgilenmeyecekse kim ilgilenecek?”

***

Erzincan İliç’teki altın madeninde siyanür kullanılması ve yaşanan son büyük facia sadece İliç ve çevresini mi etkileyecek?

Heeey! Mehmet Aydın’ı duyan var mı, acaba?

Mehmet Aydın haklı mı, haksız mı? Sizce…

“BİR GENÇ KIZIMIZI GENELEV BATAĞINDAN KURTARDIK, ŞİMDİ MUTLU BİR YUVASI VAR!”

Dursunbey eski Belediye Başkanı Mehmet Filiz...

Millî Görüş belediyeciliğinin örneklerinden birini sergiledi Mehmet Filiz; 1994-1999 yılları arasında, Balıkesir/Dursunbey’de.

Peki, belediye başkanlığı döneminde neler yaptı, hangi hizmetleri nasıl icra etti, hiçbir ayrım yapmadan, partizanlık yapmadan halkı nasıl memnun etti, Mehmet Filiz?

Gelin tüm bu soruların cevaplarını Refah Partili Dursunbey eski Belediye Başkanı Mehmet Filiz’in anı ve hatıralarından hep birlikte öğrenelim. Bu dizinin beşinci bölümü. Buyursunlar:

“Aslolan nedir? ‘Gel kardeşim sana yardımcı olalım falan yerde mümine bir kızımız var yahut da benim bir kızım var, sana Allah (C.C.) için onu nikâhlayalım’ diye bir teklif yapmak akıllarına gelmemiştir.

Peki, biz ne yaptık? Bu hususta birçok anılarımız var. Birkaçını anlatmak istiyorum.

Bir ara bunalıma girerek kendisini genelev batağına atmak isteyen bir yavrumuzu çok ciddi bir uğraştan sonra kurtuluşuna vesile olduk. Şimdi kurduğu yeni yuvada mutlu bir hayat sürüyor.

Yine bunalım neticesinde çok kötü hale gelen bir yavrumuzu ilk önce evine teslim edip sonra da Manisa Akıl Hastanesi’ne göndererek inşallah tedavisine ve kurtuluşuna vesile olmuşuzdur.

Yine bir gün belediye düğün salonumuzda kalabalık bir topluluğa şöyle hitap ettik;

- ‘Ey Dursunbeyli hemşerilerim; biliyorsunuz sizin verdiğiniz bu idarecilik emanetiyle, adınıza geçen yıl 3 Eylül Kurtuluş Bayramı’nda 26 çocuğumuzu sünnet ettirdik. Şimdi yine sizin adınıza ilan ediyor ve diyorum ki, mahallenizde, yörenizde, komşularınızda ne kadar fakir ve garip genç varsa evlendirip düğününü yapmaya hazırım.’

-‘Fakirliğinden, garipliğinden dolayı evlenemeyip de yanlış yollara tevessül eden gençlerimiz lütfen bize, belediyemize gelsin. Adeta, ‘Ya Rabbi bu idarecimiz var ya, bizim evlenmemize yardımcı olsaydı biz bu yanlış yollara tevessül etmezdik, bunun hesabını belediye başkanından sorun!’ denmesinden korktuğumuz için bu ilanı yaptık, yapıyorum. Fakat bu mesajımız kendi dava arkadaşlarımız tarafından bile tam olarak anlaşılamadı. Ama önemli değil. Biz, ‘Ameller niyetlere göredir’ düsturunu şiar edinerek mesuliyetten kurtulmak istedik.’

Gerçekten düğün yapmak isteyen, maddi durumu yerinde olmayan vatandaşlarımıza her konuda yardımcı olmaya çalıştık.”

MİLLÎ GÖRÜŞÇÜ BİR BELEDİYE BAŞKANININ ANI VE HATIRALARI (5)

Milli Görüş belediyeciliğinin en güzel örneklerinden birini yaşatan Balıkesir/Dursunbey eski Belediye Başkanı Mehmet Filiz, anlatmaya devam ediyor.

Filiz, belediye başkanlığı döneminde yaşadığı ibretlik olayı şöyle anlattı;

“Bir gün belediye başkanlığı binasında misafirlerle otururken odama yaşlı iki kadın girdi.

- “Reis bey, bu reçetede yazılı iğneyi bize aldırıver!”

- “Nasıl bir iğneymiş verin bakalım!” dedim.

Okuduğumda sadece bir iğne yazılı. Hemen eczaneyi arattırdım. Bu arada yaşlı kadın şunları söylüyordu;

- “Bu iğne benim doğum yapan gelinime lazım. Doktor, ‘Bu iğne 72 saat içinde yapılması gerekir, yoksa bundan sonra doğacak çocuklar sakat doğabilir!’

Eczacıya telefon açıp sordum. İğne, kan uyuşmazlıklarında kullanılan bir iğne imiş. Bu iğne -1995 rakamlarıyla- 14 milyon liraydı. ‘Derhal iğneyi alınız!’ talimatını verdim. Parasını belediyenin ödeyeceğini ilettim, eczacıya.

Şunu düşünmeden edemedim; 2 yıl sonra belediye başkanlığı görevim bitmiş, sade bir vatandaş olarak Dursunbey’de dolaşırken, sırtında sakat bir çocukla gezen bir kadın görsem, ‘Acaba bu çocuğun vebali benim mi ki! O gün o iğneyi alsaydım bu çocuk belki de sakat kalmazdı! Bunun vebalini kara bir leke olarak nasıl taşırsın?’ diye düşündüm. Vicdan azabı çekmemek için bu pahalı iğneyi alıvermenin en doğrusu olacağı kanaatine vardım.

Bu sadece bir örnektir. Sosyal adaletten, eşitlikten, fakirlik edebiyatı yaparak insanları sömürenlere ithaf olunur.

“Yaptıklarımız, hizmetlerimiz, icraatlarımız gelecek seçimler için değil, gelecek nesiller içindir!”

Hizmet anlayışımızın esprisi bununla anlaşılacaktır sanıyorum.” (Devam edecek…)

***

(MEHMET FİLİZ: “ASLOLAN EBEDİ AHİRET YURDUNUN MAMUR EDİLMESİDİR!” GELECEK YAZIDA…)

QOSHE - "İliç ve çevresinde kuşlar yok oldu, meyve ağaçları kurudu!” - Adnan Öksüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"İliç ve çevresinde kuşlar yok oldu, meyve ağaçları kurudu!”

5 0
26.02.2024

Sivas/Divriği’den Mehmet Aydın aradı.

Mehmet Aydın emekli ve çevreye duyarlı bir isim.

Zaman zaman telefonla arayıp çevreye, tabiata, yaşadığı bölgeye ilişkin farklı hassasiyetlerini anlatıyor.

Önceki gün yine aradı.

Bu kez dile getirdiği husus, son günlerin en çok konuşulan konusu; Erzincan/İliç’te meydana gelen altın madeni faciası…

Malum, Divriği Sivas’ın ilçesi ama İliç’e de çok yakın bir mesafede. Her iki ilçede de TCDD İstasyonu var. Demiryolu ile de çok yakın iki ilçe.

Şunları anlattı Mehmet Aydın;

* “Erzincan/İliç’teki bu altın madeni faaliyete geçtikten sonra, bizim bu bölgede, Divriği’de serçeler uçmamaya başladı. Serçeler yok oldu bölgeden. Sürüyle serçe kalmadı. Keklikler yok oldu. Eskiden elma, armut ve diğer meyve ağaçlarımızda meyveler salkım saçak olurdu. İliç altın madeni faaliyete başladıktan sonra artık meyve ağaçlarımız da meyve vermemeye başladı. Meyve ağaçlarımız kurudu!”

* “Yetkili makamları yıllardır kaç kez aradım. Bu konuyu anlattım, bu çevre felaketini ifade etmeye çalıştım. Hep birbirlerine pas ettiler, her defasında! Kimse ilgilenmedi bu meseleyle. Sivas’ta Cumhuriyet Üniversitesi var, kaç kere aradım ulaşamadım. Üniversite bu işle ilgilenmeyecekse kim ilgilenecek?”

***

Erzincan İliç’teki altın madeninde siyanür kullanılması ve yaşanan son büyük facia sadece İliç ve çevresini mi etkileyecek?

Heeey! Mehmet Aydın’ı duyan var mı, acaba?

Mehmet Aydın haklı mı, haksız mı? Sizce…

“BİR GENÇ KIZIMIZI GENELEV BATAĞINDAN KURTARDIK, ŞİMDİ MUTLU BİR YUVASI VAR!”

Dursunbey eski Belediye Başkanı Mehmet Filiz...

Millî Görüş belediyeciliğinin örneklerinden birini sergiledi Mehmet Filiz; 1994-1999 yılları arasında, Balıkesir/Dursunbey’de.

Peki, belediye başkanlığı döneminde neler yaptı, hangi hizmetleri nasıl icra etti, hiçbir ayrım yapmadan, partizanlık yapmadan halkı nasıl memnun........

© Milli Gazete


Get it on Google Play