Emekli… Neredeyse bir ömür çalışıp, “Ahan da şimdi rahat edecem!” dediği bir anda düştüğü duruma bakar mısınız? Sanki sadaka dileniyor! Oysa sadece hakkının verilmesini istiyor.

www.milligazete.com.tr sitesinde emekli maaşlarıyla ilgili bir haberin altına 'Mehmet' rumuzlu bir okur şu dikkat çeken yorumu yaptı;

* “En düşük emekli aylığı 7.500 TL / 30 gün = günde 250 TL yapar.”

* “En düşük emekli aylığı 7.500 TL. 1 Dolar = 30 TL. Emekli maaşı ayda 250 Dolar yapar. 30 güne bölündüğünde günlük 8,33 Dolar.”

* “Günde 3 adet simit = 3 x 10 TL = 30 TL x 30 gün = ayda 900 TL.”

* “Günde 3 adet çay = 3 x 10 TL = 30 TL x 30 gün = ayda 900 TL.”

* “Günde 3 adet su = 3 x 10 TL = 30 TL x 30 gün = ayda 900 TL.”

* “Günde 2 adet otobüs ücreti = günde 2 defa x 20 TL = 40 TL x 20 iş günü = 800 TL.

* “Ayda 1 defa ilaç katılım ücreti = 1 defa = 50 TL.”

* “Ayda 1 defa hastane katılım ücreti = 1 defa = 50 TL.”

* “Su faturası = 250 TL. Elektrik faturası = 300 TL.”

* “Isınma parası = 250 TL (yılda 3.000 TL’nin 12 aya bölümü karşılığı)

* “Kira parası aylık = 2.000 TL.” (2 bin TL’ye de kiralık yer varsa!..)

* “Temizlik, aylık = 400 TL (Diş macunu + el yüz banyo için sabun + çamaşır için deterjan + vb.)

* “İletişim = 100 TL (telefon + internet + TV.)

* “Giyim = 500 TL (yıllık giyim hakkı 6.000 TL’nin 12 aya bölümü karşılığı), (Yılda 1 adet gömlek + yılda 1 adet pantolon + yılda 1 adet kazak + yılda 1 adet iç çamaşırı + yılda 1 adet çorap + vb.)

Bunları topladığınızda 7.400 TL yapıyor.”

* “Emeklinin elinde ay sonunda sadece 100 TL kalıyor emekliye!”

***

* “Kim diyor ki emekli perişan! Elinde kalan 100 TL ile hangi yatırımı yaparsa yapsın! Emekli daha ne ister!”

EMEKLİM!

Emeklim, çile üstüne çile!

Ayağının altında bir bilye!

Müktedirden âmân dile!

Neden atmazsın bir sille!

ÇANTA ÜRETİCİLERİNİN BAKAN ÖMER BOLAT’TAN TALEPLERİ VAR!

Çanta üreticilerinden son dönemde şöyle mesajlar alıyorum;

* “Ülkemizde gelişen enflasyon, asgari ücret ve döviz yükselmesi ile üretim yapan çanta ve benzeri ürünlerin maliyetleri de yükselmiştir.”

* “Türkiye'de bu ürünleri alan toptancılar maliyetleri yüksek olarak görüyorlar ve maalesef Çin pazarına yönelmeye başlayacaklar!”

* “Buna önlem alınmazsa birçok markalarda toptancılar yurt dışına yönelebilir.”

* “Bu da birçok üreticiyi üretim yapamaz duruma getirir ve işçi çıkarmalara götürür!”

* “Peki, ne yapmalı? Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, yurt dışından gelen hazır üretilmiş çanta ve benzeri mamullere en az yüzde 70 oranında vergi koyulması için girişimde bulunmalıdır.”

* “Böylece ithalat yapılmasının önüne geçerek imalatçıya destek sağlamış olunur. Aksi takdirde üretim yapacak imalatçı kalmayacak.

* “Durum bu kadar vahim! Oysa ülkemizde bu kadar döviz sıkıntısı varken neden önlem almakta geç kalınıyor?”

MİLLİ GAZETE TÜM ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELMEYİ BİLDİ!

Milli Gazete ile ilkokuldan hemen sonra, ortaokul sıralarında tanıştım. 1970’lerin ikinci yarısıydı…

Ortaokul sıralarında barındığım devlet yurduna her türlü gazete mecmua sokmak yasakken ben ve bazı arkadaşlarım Milli Gazete’yi yurda getirerek okuduktan sonra yastıklarımızın altına koyardık.

Bazen de yoklamalarda yakalanırdık!

Ama yurt müdürümüz Kadir Akarkaya, Akıncılar’dan olduğu için görmezden gelirdi, hatta teşvik ederdi.

İşte o yurt müdürümüzden Milli Gazete’nin kuruluşunun 52. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj aldım. Mesaj şöyle;

“Milli Gazete’ye yeni yayın döneminde başarılar diliyorum.

Milli Gazete hakikaten bir okuldur.

Yıllardan bu yana aboneyim. Kahvelere, derneklere göndermişimdir.

Şimdi ise bulunduğum muhitte bulunmamasına rağmen almaya çalışıyorum, çünkü o bizim Erbakan Hoca’mızın mirası ve ilk göz ağrımızdı.

Yeni Devir gazetesi de öyleydi.

İkisinin de yazar kadroları çok güçlüydü, devrinde tek gazeteydi. Necip Fazıl Kısakürek, Hasan Aksay, Sedat Yenigün, Şule Yüksel Şenler, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Sezai Karakoç, İsmet Özel, Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören, Selahaddin Eş, Mustafa Yazgan, Sadık Albayrak ve diğer güçlü kalemler hep Milli Gazete’de yazardı.

Erbakan Hoca, Milli Gazete yazarlarıyla yakından alakadar olurdu.

Başka da günlük çıkan İslami bir neşriyat yoktu.

Milli Gazete’nin çok hizmetleri oldu. Çok da zor günler yaşadı.

Ama her dönem tüm zorlukların altından kalkmayı da başardı.

Başka matbaalarda basılıyordu, dağıtımı engelleniyordu, dağıtım şirketleri dağıtmıyordu. Mesela, Erzincan’a çıktığı gün gelmiyordu, bir gün sonra geliyordu. Ama çok samimi bir okuyucusu vardı geç de gelse abone oluyorlardı.

Milsan kuruldu, basım işi düzene bindi. Daha sonraları dağıtımı da düzene bindi.

O yıllarda abone usulü çalışılıyordu. Şimdi ise hem gazete bayilerinde var hem de basılan gazeteye e-milligazete olarak abone olunabiliyor.

Dünyanın neresinde olursanız olun e-milligazete'ye uygun bir fiyatla abone olmak mümkün.

Milli Gazete çok zor günlerden bugünlere geldi.

Adnan Öksüz kardeşimizi kutluyorum, çok özverili çalışıyor. Allah emeklerini zayi etmesin. TV 5'te programlarını da takip ediyorum ve gurur duyuyorum.

Allah yar ve yardımcısı olsun, sırat-ı müstakimden ayırmasın. Amin.”

***

Ben de Kadir beye Milli Gazete’ye ilişkin bu hoş satırlardan dolayı teşekkürlerimi iletiyorum.

QOSHE - Bu Formül Başka Formül! - Adnan Öksüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu Formül Başka Formül!

8 0
17.01.2024

Emekli… Neredeyse bir ömür çalışıp, “Ahan da şimdi rahat edecem!” dediği bir anda düştüğü duruma bakar mısınız? Sanki sadaka dileniyor! Oysa sadece hakkının verilmesini istiyor.

www.milligazete.com.tr sitesinde emekli maaşlarıyla ilgili bir haberin altına 'Mehmet' rumuzlu bir okur şu dikkat çeken yorumu yaptı;

* “En düşük emekli aylığı 7.500 TL / 30 gün = günde 250 TL yapar.”

* “En düşük emekli aylığı 7.500 TL. 1 Dolar = 30 TL. Emekli maaşı ayda 250 Dolar yapar. 30 güne bölündüğünde günlük 8,33 Dolar.”

* “Günde 3 adet simit = 3 x 10 TL = 30 TL x 30 gün = ayda 900 TL.”

* “Günde 3 adet çay = 3 x 10 TL = 30 TL x 30 gün = ayda 900 TL.”

* “Günde 3 adet su = 3 x 10 TL = 30 TL x 30 gün = ayda 900 TL.”

* “Günde 2 adet otobüs ücreti = günde 2 defa x 20 TL = 40 TL x 20 iş günü = 800 TL.

* “Ayda 1 defa ilaç katılım ücreti = 1 defa = 50 TL.”

* “Ayda 1 defa hastane katılım ücreti = 1 defa = 50 TL.”

* “Su faturası = 250 TL. Elektrik faturası = 300 TL.”

* “Isınma parası = 250 TL (yılda 3.000 TL’nin 12 aya bölümü karşılığı)

* “Kira parası aylık = 2.000 TL.” (2 bin TL’ye de kiralık yer varsa!..)

* “Temizlik, aylık = 400 TL (Diş macunu el yüz banyo için sabun çamaşır için deterjan vb.)

* “İletişim = 100 TL (telefon internet TV.)

* “Giyim = 500 TL (yıllık giyim hakkı 6.000 TL’nin 12 aya bölümü karşılığı), (Yılda 1 adet gömlek yılda 1 adet pantolon yılda 1 adet kazak yılda 1 adet iç çamaşırı yılda 1 adet çorap vb.)

Bunları topladığınızda 7.400 TL yapıyor.”

* “Emeklinin elinde ay sonunda sadece 100 TL kalıyor emekliye!”

***

* “Kim diyor ki emekli perişan! Elinde kalan 100 TL ile hangi yatırımı yaparsa yapsın! Emekli daha ne ister!”

EMEKLİM!

Emeklim, çile........

© Milli Gazete


Get it on Google Play