Necmettin Erbakan Üniversitesi Kültür Yayınları arasında yayınlanan, Doğumunun 90. Yılında Erbakan Sempozyumu'nda Türkiye'nin köklü problemlerinden birisi olan sanayileşme konusu ele alınıyor.

Çok sayıda akademisyene ait makalenin yer aldığı kitapta dikkatimi çeken, akademisyen Doç. Dr. Abdullah Demir'in kaleme aldığı, “Millî Görüş Hareketi’nin Sanayileşme Tasavvuru ve Yeni Bir Sanayileşme Okuması” başlıklı makalesi oldu.

Bu makaleden bazı bölümleri dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Abdullah Demir, 1970’lerdeki petrol krizinden sonra, “kalkınmacı söylemin” yerini “sürdürülebilir kalkınma”cı söyleme bırakması ve özellikle 1990’larda Millî Görüş Hareketi’nin Adil Ekonomik Düzen önerisindeki “milli ve rasyonel kalkınma” yaklaşımını makalesinde şu cümlelerle değerlendiriyor;

* “Millî Görüş’ün Batı tasavvurundan farklı bir sanayi/kalkınma tasavvuru vardır ve bu tasavvur hemen hemen Erbakan’ın her konuşmasında; “önce ahlak ve maneviyat”, kadim düşman “Siyonizm”, “hakkı hâkim kılmak”, “faiz haramdır”, “para=mal eşitliği”, “karşılıksız para basılmaması”, “yanlış, doğru ve hak” kavramları, “ekonomik, sosyal ve siyasal sömürü” gibi kavramlarda karşılığını bulmuştur.”

* “Erbakan, bu duruşu ve yaklaşımıyla tabir yerindeyse “dünyada yürütülen sisteminin çarkına çomak sokmuş bir lider”dir.”

* “Erbakan’ın tüm ilmi ve siyasi yaşamını dikkate aldığımızda ülkemizin gelişmesi için temel sorunlar ve çözüm araçları bağlamında 11 temel kalkınma paradigmasından bahsedilebilir. Bunlar;

1) Nimet ve külfet paylaşımında “adalet”.

2) “Sanayileşme” zorunlu bir istikamettir.

3) Ahlâk ve maneviyat esaslı “kalkınma”.

4) Takip ederek rakiplerinizi geçemezsiniz.

5) Sanayileşmede önce mevzuat sorunları çözülmelidir.

6) Sanayileşme hamlelerinde stratejik yanılgıya düşülmemeli ve yerli teknik otoritelere fırsat verilmelidir.

7) Sanayileşme lineer değil üstel gelişir.

8) Yatırımlarda ekonomik ve sosyal göstergeler birlikte dikkate alınmalıdır.

9) Sanayileşmede İslam dininin kırmızı çizgilerine dikkat edilmelidir.

10) “Devlet liderliğinde” sanayileşme gerçekleştirilmelidir.

11) Acilen AR-GE kanununu çıkarılmalıdır.”

***

Sormak gerekmiyor mu; Erbakan Hoca’nın yukarıdaki umdeleri bugüne kadar uygulanmış olsaydı, ülkemiz sanayileşme anlamında bu durumda mı olurdu?

MİLLÎ GÖRÜŞ, MEŞRU DAİREDE SİYASİ BİR HAREKETTİR!

Akademisyen Abdullah Demir, makalesinde Millî Görüş Hareketi’ne (MGH) ilişkin bazı görüş ve düşünceleri de şu şekilde zikretmekte;

* “1969 yılında başlayan MGH, Cumhuriyet dönemi partili siyasal İslami ilk harekettir ve bu hareketle özdeşleşen kurucu lider de Necmettin Erbakan’dır.”

* “Sadece Türkiye’de değil gerek Batı dünyasında gerekse Müslüman dünyada İslamcılık ekseninde siyaset yapmasıyla tanınan Erbakan’ın siyasal söylemi dönemsel küçük farklılıklar göstermiş olsa da Millî Görüş olarak anılmıştır.”

* “Diğer taraftan 40 yılı aşkın siyasi süreci bir anlamda ümmet anlayışı üzerine bina etmiştir ve bu anlayış ulus-devlet modelini sorguladığı ve aştığı için Cumhuriyet rejimiyle de belli alanlarda ve anlamlarda uyuş/a/mamıştır.”

* “Millî Görüş, bir din ya da mezhep, tarikat yahut cemaat değildir. Meşru dairede siyasi bir harekettir/tutumdur. Milli kelimesi; halkın içinden geldiği, devletine ve milletine hatta tüm insanlığa hizmet etmeyi hedeflediği ve tarihi/manevi bağlarına bağlı olduğunu göstermek içindir.”

* “Millî Görüş, temel esaslarını gelenekten almış ve modern tecrübeleri de bu gelenekle harmanlamış bir harekettir. Bu anlamda; hizipçi milliyetçi, ayrımcı, yerel, parçacı ve ideolojik değildir.”

* “Millî Görüş; bu milletin inancıdır, tarihidir, kimliğidir, ruh köküdür. Millî Görüş’ün, kurduğu partilerin ismine baktığımızda da evrensel mutluluğu içeren bir söylemin mahfuz olduğunu görürüz ve anlarız. “Millî Nizam Partisi” milletimizin kadim tarihine ve fıtratına uygunluğu esas almıştır. “Millî Selamet Partisi” İslam’ın barış ve huzurunu esas alırken, “Refah Partisi” maddi ve manevi refaha/berekete kavuşmanın adıdır. “Fazilet Partisi”ne gelince, buradaki “fazilet” ismi de “yüksek değere” atıfta bulunarak maddi ve manevi anlamda artmaya, fazlalaşmaya işaret etmektedir. “Saadet Partisi” ise yine aynı mantaliteyi “saadet” kelimesiyle sürdürmektedir. Bu isimlerle halka vaat edilen şey ise derinlemesine bir mutluluktur.”

* “Ağır Sanayi Hamlesi, 1969 senesinde Millî Nizam Partisi’nin siyasi akımı olarak ortaya atılan Millî Görüş’ün bir parçasıdır. Millî Görüş, Türkiye’nin kendi insan ve ekonomik gücü ile kalkınabileceğini, öz değerlerini koruyarak, arkasına tarihinin verdiği kuvveti alarak daha hızlı büyüyebileceğini savunur.”

* “Necmettin Erbakan, özellikle, 1974-1978 yılları arasında, CHP ile kurduğu koalisyondan başlayarak ortak olduğu Milliyetçi Cephe Hükümetleri’nde bu görüşü ön plana çıkarmış ve ağır sanayi hamlesi programlarını uygulamaya çalışmıştır.”

“TAKİP EDEREK RAKİPLERİNİZİ GEÇEMEZSİNİZ!”

Savunma Sanayii, Erbakan Hocamızın olmazsa olmazlarındandı. Erbakan Hoca, ülkemizin bu alanda hep en ilerde olmasını arzu etti, hep bu yönde gayret etti. İHA ve SİHA’ların geliştirilmesinde öncü olması sadece bir örnektir.

Akademisyen Abdullah Demir, “Millî Görüş Hareketi’nin Sanayileşme Tasavvuru ve Yeni Bir Sanayileşme Okuması” başlıklı makalesinde bu konuyu Erbakan Hoca’nın şu cümleleri ile aktarıyor;

* “Batı’nın güç aldığı teknoloji için, şimdi biz İslam âlemi ve bütün ezilen dünya olarak hakkımızı korumak istiyoruz. Peki, nasıl koruyacaksınız? Adamın 40 tane uçak gemisi var, sen 40 gemi yapana kadar o 80 tane yapacak. O zaman ne yapacaksın? Sen havada öyle bir manyetik alan oluşturursun ki, o gemiden atılan füzeyi havada yakalarsın. Hatta sahip olduğun teknolojiyle o füzeyi geri çevirir, onu atan geminin üzerinde patlatırsın. Bundan dolayı teknoloji Allah’ın bir rahmetidir. Geri kalmış ülkelerin, kendini ilerlemiş zanneden ülkelerin önüne taşıması bakımından önemli fırsattır.”

* “Erbakan’ın yıllar önce savunma sanayiine yönelik ileri sürdüğü bu fikirler bugün karşılık görme aşamasına gelmiştir.”

***

Bu hususa, yani Türkiye’nin sanayileşmesi ve Erbakan Hoca konusuna akademisyen Doç. Dr. Abdullah Demir’in cümleleri ile biraz daha devam edeceğim, nasipse…

QOSHE - Erbakan ve "devlet liderliğinde" sanayileşme! - Adnan Öksüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erbakan ve "devlet liderliğinde" sanayileşme!

8 1
15.03.2024

Necmettin Erbakan Üniversitesi Kültür Yayınları arasında yayınlanan, Doğumunun 90. Yılında Erbakan Sempozyumu'nda Türkiye'nin köklü problemlerinden birisi olan sanayileşme konusu ele alınıyor.

Çok sayıda akademisyene ait makalenin yer aldığı kitapta dikkatimi çeken, akademisyen Doç. Dr. Abdullah Demir'in kaleme aldığı, “Millî Görüş Hareketi’nin Sanayileşme Tasavvuru ve Yeni Bir Sanayileşme Okuması” başlıklı makalesi oldu.

Bu makaleden bazı bölümleri dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Abdullah Demir, 1970’lerdeki petrol krizinden sonra, “kalkınmacı söylemin” yerini “sürdürülebilir kalkınma”cı söyleme bırakması ve özellikle 1990’larda Millî Görüş Hareketi’nin Adil Ekonomik Düzen önerisindeki “milli ve rasyonel kalkınma” yaklaşımını makalesinde şu cümlelerle değerlendiriyor;

* “Millî Görüş’ün Batı tasavvurundan farklı bir sanayi/kalkınma tasavvuru vardır ve bu tasavvur hemen hemen Erbakan’ın her konuşmasında; “önce ahlak ve maneviyat”, kadim düşman “Siyonizm”, “hakkı hâkim kılmak”, “faiz haramdır”, “para=mal eşitliği”, “karşılıksız para basılmaması”, “yanlış, doğru ve hak” kavramları, “ekonomik, sosyal ve siyasal sömürü” gibi kavramlarda karşılığını bulmuştur.”

* “Erbakan, bu duruşu ve yaklaşımıyla tabir yerindeyse “dünyada yürütülen sisteminin çarkına çomak sokmuş bir lider”dir.”

* “Erbakan’ın tüm ilmi ve siyasi yaşamını dikkate aldığımızda ülkemizin gelişmesi için temel sorunlar ve çözüm araçları bağlamında 11 temel kalkınma paradigmasından bahsedilebilir. Bunlar;

1) Nimet ve külfet paylaşımında “adalet”.

2) “Sanayileşme” zorunlu bir istikamettir.

3) Ahlâk ve maneviyat esaslı “kalkınma”.

4) Takip ederek rakiplerinizi geçemezsiniz.

5) Sanayileşmede önce mevzuat sorunları çözülmelidir.

6) Sanayileşme hamlelerinde stratejik yanılgıya düşülmemeli ve yerli teknik otoritelere fırsat verilmelidir.

7) Sanayileşme lineer değil üstel gelişir.

8) Yatırımlarda ekonomik ve sosyal göstergeler birlikte dikkate alınmalıdır.

9) Sanayileşmede İslam dininin kırmızı çizgilerine dikkat edilmelidir.

10)........

© Milli Gazete


Get it on Google Play