Yarın, arefe. Çarşamba günü Ramazan Bayramı. Bayram günlerinin ülkemizin her bir ferdi ile birlikte tüm İslam âlemine ve insanlığa sağlık, huzur, barış ve hayır getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Gazze soykırımının behemehal sona ermesi ve halen hayatta olan Gazzeli çocukların da yeni elbiseleri ile bayramı yaşamaları, harçlık toplamaları, büyüklerinin ellerini öpmesi en büyük arzum. Malum, Siyonistlerin başlıca hedefi Gazzeli çocuklar, Gazzeli bebekler ve kadınlar…
Gazze soykırımının, Ramazan’ın son günlerinde dahi devam etmesi biz İslam dünyası için bir utanç vesilesi!
***
* İsterim ki, Ramazan Bayramı dargınlıkların sona erdirildiği, sevinçlerin, mutlulukların paylaşıldığı günler olsun.
* İsterim ki bir zamanlar her bayramda gelenekselleşen bayram sabahları gençlerle kahvaltı yine evlerimizde uygulansın. Bayram namazından sonra kahvaltı sofrasına gençler buyur edilsin. Muhabbet olsun, aşk olsun, manevi zenginliği bol atmosfer olsun, bu sofralarda. Bireysellik olmasın, kafe köşelerinde pineklemesin gençler…
* Bayramda mezarlıktaki bayramlaşma ritüelini unutmayalım isterim. Bayram namazından (Ramazan ya da Kurban) hemen sonra tüm cemaat evlerine gitmeden doğruca mezarlığına gitsin, Kur’an okunsun, dua edilsin. Elbette mümkün olan şartlarda…
* İsterim ki, çocuklar ellerinde poşetler şeker ve harçlık toplamaya çıksınlar, ev ev…
***
Hülasa, velhasıl;
* Arzu ederim ki, Ramazan Bayramı’nda Müslümanlar birbirlerinden kaçmasın!
* Arzu ederim ki, Ramazan Bayramı’nda gençler büyüklerinin yanında olsun, tatile gitmesinler. Bayramın, bayramların tatil gibi algılanmaya başlaması ne acı! Bu anlayışa çok ama çok üzülüyorum.
* Kısacası, arzu ederim ki, bayramları bayram gibi yaşayalım…
YA ŞEHADET YA ZAFER!
Vurulduk alnımızdan sırtımızı dönmedik
Direndik Allah için yataklarda ölmedik
Aksa'mız kurtulmadan bizler asla gülmedik
Bu yola baş koymuşuz ya şehadet ya zafer
Gelecek günler için direnecek her nefer
***
Dağ gibi yıkılmadık tonlarca bomba yedik
Güvendik Rabb'imize Allah kerimdir dedik
Kabaran deniz olduk yükseldikçe yükseldik
Bu yola baş koymuşuz ya şehadet ya zafer
Gelecek günler için direnecek her nefer
***
Kadın çocuk demeden vurdukça hep vurdunuz
Savaşa cesaret yok kanlı tuzak kurdunuz
Asla vermeyiz size Gazze bizim yurdumuz
Bu yola baş koymuşuz ya şehadet ya zafer
Gelecek günler için direnecek her nefer
***
Kanla sulanan toprak kâfire olmaz vatan
Buna müsaade etmez altında şehit yatan
Bak gencecik çocuklar elinde bayrak tutan
Bu yola baş koymuşuz ya şehadet ya zafer
Gelecek günler için direnecek her nefer
***
Bu tufandan halas yok boğulacak İsrail
Yer yarıldı gök boşaldı sular oldu sebil
Sana hayat hakkı yok artık bunu böyle bil
Bu yola baş koymuşuz ya şehadet ya zafer
Gelecek günler için direnecek her nefer
***
Boyun eğmedik zulme dimdik ayakta durduk
Siz işgale geldiniz biz vatanı koruduk
Sarsılmaz imanımız zalime karşı koyduk
Bu yola baş koymuşuz ya şehadet ya zafer
Gelecek günler için direnecek her nefer
(Yavuz Mercan)
FOTOĞRAFLAR AYNI! UÇURUMUN KENARINDAYIZ!
* “Artık birçok yerde, sokağa çıkmak Müslüman’a azap veriyor. İslam ahlakına, terbiyesine aykırı her şey açıkta işleniyor, görülüyor.”
* “Şu mübarek Ramazan günlerinde yiyenin içenin haddi hesabı yok. Çocukluğumda kibar gayrimüslim vatandaşlarımızdan nicesi, onları üzmemek için, Müslüman komşularına gösterecek şekilde açıkta yiyip içmezlerdi.”
* “Birtakım kadınlar kızlar, tahrik edici çok açık ve dekolte kıyafetler giyiyor. Geçenlerde Kilyos’a gitmiştim, çarşıda mayolu kadınlar ve erkekler gördüm. Bir İslam şehrine yakışmayan bir manzara.”
* “Böyle şeyler ehl-i dünya Müslümanların daha doğrusu süslümanların umurunda değil. Zaten onların nicesinin tesettürü, açık kıyafetlerden ziyade göze batıyor, bana bak diyor.”
* “Eski ahlak değerlerimizden iffet gün geçtikçe unutuluyor. Şimdi hâkim olan iffetsizlik, arsızlık, edebsizliktir.”
* “Ahlaksızlıklardan, terbiyesizliklerden, görgüsüzlüklerden maalesef Müslüman kesim de nasibini aldı.”
* “Şu otuz milyon nüfusu aşan İstanbul, bunca göçmeni kaldıramadı ve şehrin kültürü, ahlakı, görgüsü, nezaketi büyük yaralar aldı.”
* “Taşradan gelenler, keşke geldikleri yerlerin ahlakını taşıyıp korumuş olabilselerdi. Maalesef o da nâdir istisnalar dışında olmadı.”
***
Bu yazı Millî Gazete’de, 22 Temmuz 2015 tarihinde yayımlandı.
Merhum yazarımız Mehmed Şevket Eygi’ye ait.
Neredeyse 10 yıl önce…
Bugüne bakıyorum, yazıdaki fotoğraflar aynıyla hatta daha da fazlası günümüzde de mevcut…
10 yıl önceki Ramazan ayı sahneleri neyse kat ve katı şimdilerde de yaşanıyor. Üzülmemek elde değil!...
TÜSİAD, SEÇİMLERE NE NEDİ?
TÜSİAD, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle: “Demokrasinin temel unsurlarından yerel yönetim seçimlerini geride bıraktık. Görevlerine başlayacak belediye başkanlarımızı ve yerel yöneticilerimizi kutluyoruz.
Yerel yönetimlere kentlerde tüm vatandaşlarımız için yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, iyi yönetişim ve etkin hizmet sunumuna yönelik çalışmalarında başarılar diliyoruz. Başta afet yönetimi olmak üzere tüm konularda merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında iş birliğinin güçlendiği bir dönem olmasını temenni ediyoruz.
Yerel seçimlerin ardından ekonomimizi, demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirecek yapısal reformlara hızla odaklanarak daha gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefine ulaşmak üzere elbirliğiyle çalışmalıyız.”
Çok yalın ve sade bir açıklama…
Hemen her açıklamalarında yer verdikleri “toplumsal cinsiyetçilik” gibi konulara bu açıklamada yer vermemeleri ise ilginç…
***
Şunu da hatırlatmakta yarar görüyorum; TÜSİAD’ın ve diğer bilinen bazı iş dünyası STK’larının, dünyanın en kanlı ve vahşi soykırımı olan Gazze soykırımı hususunda bir açıklama yapmaması eleştiri konusu…
========
NOT: Yarın arefe. Ertesi gün, 10 Nisan 2024 Çarşamba günü, Ramazan Bayramı. Tüm okurlarımın Ramazan Bayramı’nı içtenlikle tebrik ediyorum. Bayram günlerinde Millî Gazete çıkmıyor. Bir hafta sonra, gelecek Pazartesi nasipse görüşmek üzere. (A.Ö.)