Geçtiğimiz Cumartesi günü (3 Şubat 2024) Ankara ATO Congresium Salonu’nda, Saadet Partisi aday tanıtım programı vardı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, aday tanıtım toplantısında son derece dikkat çeken mesajlar verdi.
Başından sonuna kadar dikkatle izledim; aldığım notlar çerçevesinde Temel Bey’in bazı mesajlarını sizlerle de paylaşmak istiyorum. Temel Bey dedi ki;
* Saadet Partili belediye başkanları liyakatli, tertemiz kadrolarla çalışacak!
* Saadet Partili belediye başkanları her şart altında Hakkı üstün tutacak, adil olacak!
* Saadet Partili belediye başkanları şehrinde halka en yakın kişi olacak! Sekreterleri, danışmanları, bürokratları vatandaşla kendisi arasına duvar örmeyecek!
* Saadet Partili belediye başkanlarının kapısı ve telefonu 7/24 herkese açık olacak!
* Saadet Partili belediye başkanları halkın dert babası olacak!
* Saadet Partili belediye başkanları halkın derdini kendi işi gibi bizzat takip edecek!
* Saadet Partili belediye başkanlarının mesai saati, hafta sonu veya tatili olmayacak!
* Saadet Partili belediye başkanları 7’den 77’ye, “kimsesizlerin kimsesi” olacak!
* Saadet Partili belediye başkanları adam kayırmayacak, torpil yapmayacak!
* Saadet Partili belediye başkanları yolsuzluğu, rüşveti, rantı, talanı yok edip; emeği ve alın terini yüceltecek!
* Saadet Partili belediye başkanları rantı değil insanı esas alacak!
* Saadet Partili belediye başkanları bir kibrit çöpünü dahi israf etmeyecek!
* Saadet Partili belediye başkanları kaynakları verimli kullanacak!
* Saadet Partili belediye başkanlarının kursağından bir lokma yetim malı geçmeyecek!
* Saadet Partili belediye başkanları birilerini belediye kasasından zengin etmeyecek!
* Saadet Partili belediye başkanları imar planlarında en küçük istismara dahi asla müsaade etmeyecek!
* Saadet Partili belediye başkanları belediye kasasından vatandaşa caka satmayacak!
* Saadet Partili belediye başkanlarının önceliği her daim ahlâk ve adalet olacak!
* Saadet Partili belediye başkanları zamanı gelince vicdanları rahat olarak bayrağı bir sonraki başkana devredecek!
***
Kısacası, Temel Karamollaoğlu’nun Saadet Partisi aday tanıtım programında yaptığı uyarılar, tam manasıyla bir manifesto niteliğindeydi!..
TEMEL BEY’DEN DİKKAT ÇEKEN UYARI!
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun konuşması sırasında dikkatimi çeken önemli bir uyarısı daha oldu. O da şuydu;
-Temel Bey, açıkladığı ilkeleri uygulayamayacak olan belediye başkan adaylarının, adaylıktan çekilmeleri çağrısında bulundu.
Dikkat çeken bir uyarıydı…
EMEKLİNİN HAL-İ PÜR MELALİ!
Sıradan bir gündü...
Bir manavın yanında durdu...
Defolu sebze ve meyvelerin başında dikilmeye başladı.
Bir yandan da gözleri bir şeyler arar sorar gibiydi.
Ve aradığını bulmuştu sanki. Manavcıya şöyle bir baktı.
O anda adamın başında biten manavcıya sordu:
-“Kaç para bunlar, acaba?”
Bunlar dediği bir yamuk, kırık, rengi solmuş, ıslak kasanın içindeki defolu domates, armut, elma, ayva, portakal vb. meyve ve sebzelerdi...
-“25 lira hemşerim! Alacaksan tarttır al, almayacaksan devam et!”
Adam sağ eliyle pantolonunun cebini yoklarken bir yandan ürkek ürkek manava bakıyor, öte yandan geri geri giden adımlarıyla son bir hamle yaparak küçük adımlarla solgun renkli kasayı geçmeye çalışıyordu...
Belli ki bu adam bir emekliydi...
Belli ki hanımı, “Bey, hadi manavdan bir şeyler al da yemek yapayım...” demiş, adam da manavın yolunu tutmuştu...
Emekli adamın cebindeki miktar, defolu sebze ve meyveleri dahi satın almaya yetmemişti...
***
Geçenlerde bir sohbet ortamında geçim zorluğundan, satın alma gücünün zayıflığından, en zor durumda olanların da emekliler olduğundan bahsedilirken, ensesi hayli kalın olan biri kalkmış şunu söylemişti;
-“Yahu görmüyor musunuz, lokantalar, kafeler, kebapçılar tıklım tıklım dolu! Trafiğe bakın, adım atamıyoruz. Altlarında son model arabalar. Tamam pahalılık var ama millette para da var, kardeşim!”
Bu cümleleri duyunca ne diyeceğimi bilemedim!
Bu cümleyi kullananın yüzüne baktım sadece, uzun uzun...
Bir de defolu sebze ve meyveleri dahi alamayan emeklinin o bakışlarını düşündüm, uzun uzun…
***
Peki, ya siz!
Siz de böyle manzaralarla karşılaşıyor musunuz?
KEŞKE BÖYLE OLSA...
Bu köşede zaman zaman okurlarımızdan gelen, “Hastanelerden randevu alamıyoruz. Doktorların randevuları hep dolu oluyor! Ameliyat olmak istiyoruz ama doktorlar özel hastaneleri işaret ediyor! Böyle bir maddi imkânımız da olmadığı için ne yapacağımızı bilemiyoruz! Sosyal devlet anlayışı nerede kaldı?” yollu mesajlara yer veriyorum.
Okurlarımızdan biri mektup yolladı. Diyor ki:
*“Ben İstanbul’da aynı anda üç hasta için ilk aradığımda, bir hafta içinde randevu aldım ve hastaneye gittim…”
Mektup böyle devam ediyor…
***
Keşke böyle olsa...
Keşke randevu alırken hemen alınabilse...
Keşke devlet hastanelerinden randevu alınırken sorun çıkmasa, vatandaşlar günlerce uğraşmasa…
Keşke ameliyat olması gereken ama cebinde parası olmayan hastalara özel hastanelerde randevu verilmese…
Keşke her şey güzel olsa, bana yanlış bilgi verilse, biz de burada hatalarımızı, yanlışlarımızı düzeltsek… Zira biz de elbette hata yaparız, yanlıştan dönmek de erdemdir…
Keşke…
***
* Ama öyle haberler geliyor ki, devlet hastanelerinde, özellikle şehir hastanelerinde bir doktor göçü yaşanmakta.
* Ama öyle haberler geliyor ki, yetişmiş, alanında branşında bilinen tanınan başarılı hekimler özel hastanelere gidiyor. Hatta devlet destekli ünlü bir vakıf hastanesinin içi adeta boşalmış, bilinen başarılı akademisyen hekimler imkânı daha geniş özel hastanelere göç edivermişler!
* Tüm bunlardan sonra şunu da ifade etmemiz elzem; Sağlık Bakanlığı'nın doktorların özlük haklarını iyileştirmesi genel beklentiler içinde. Bu hususu da iletmiş olalım...
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Mort Laitner
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
visit website
