Siz de mutlaka görmüşsünüzdür; resmi metinlerde yer alan şu satırlar dikkat çekicidir;

* “Dünya Bankası’nın temel amacı dünya üzerindeki yoksulluk ile mücadele etmektir. Bu amaçla Dünya Bankası maddi ve teknik yardım sağlamak suretiyle ülkelerin gelişme kapasitelerinin artırılmasını teminen gerekli çalışmalarda bulunmaktadır.”

Bu satırlarda yer alan ifadelerden yola çıkarsak, Dünya Bankası’nın temel fonksiyonlarından biri, yoksul, fakir ülkelere yardım etmek!

Yani, yoksullukla, fakirlikle mücadele etmek!

Peki, ama daha geçenlerde, birkaç gün önce, Dünya Bankası ile 18 milyar dolarlık kredi anlaşması yapmadık mı?

İyi de o zaman bu krediye imza koyanlar, Türkiye’nin yoksul, fakir olduğuna inandıkları için mi bu imzayı attılar!

İnanmak güç! Çünkü;

* Hani ülkemiz ekonomisi şöyle güçlüydü, böyle güçlüydü!

* Cebimizden para vererek uzaya astronot göndermedik mi? Elbette uzaya da gidelim ama önce emeklimizi bu durumundan kurtaralım!

* Hani, paraya ihtiyacımız yoktu, bütçemiz yeterliydi?

* Tamam enflasyon şimdilerde yüksekti ama yakın zamanda o da düşecekti!

O halde Dünya Bankası’ndan kredi işi de nereden çıktı?

Biri bizi kandırıyor mu acaba!

***

Haa, Dünya Bankası’ndan aldığımız bu kredinin büyük bölümü de öyle anlaşılıyor ki faiz olarak yine kurban edilecek.

Zira, Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Ocak-Mart döneminde 250,5 milyar lira, iç ve dış borç faiz ödemeleri yapıldı... Yani, sadece 3 ay içinde 8 milyar dolara yakın bir para faize gitti.

Türkiye, ekonomisinin kanını adeta emen bu faiz bataklığından kurtulmadığı sürece, ülkemiz ekonomisinin düzlüğe çıkacağı falan yok.

Nokta!

KAN EMEN KURULUŞLAR; IMF, DÜNYA BANKASI VB…

* IMF ülkelere neden kredi verir? Verdiği kredi karşılığında hangi taleplerde bulunur?

* Dünya Bankası ülkelere neden kredi verir? Verdiği kredi karşılığında hangi taleplerde bulunur?

* Diğer uluslararası kredi kuruluşları ülkelere neden kredi verir? Verdiği krediler karşılığında hangi taleplerde bulunurlar?

Bu soruların cevapları önemlidir ve irdelenmelidir, demiştim geçen yazıda. Hadi biraz irdeleyelim;

Mesela, IMF. Açılımı şöyle; (International Monetary Fund -Uluslararası Para Fonu).

Ne yapar bu ABD denetimindeki Uluslararası Para Fonu, IMF?

Ülke olarak birçok kez kredi aldık, bu kuruluştan. Yaralarımıza merhem oldu mu? Yaralarımıza merhem olsa herhalde ekonomimiz bu halde olmazdı?

Daha doğrusu şöyle: Bu gibi kuruluşlardan aldığımız krediler bizi perişan etti, dışa bağımlı kıldı, üretime ket vurdu, sanayileşmemizi engelledi.

Nasıl mı? İşte birkaç örnek;

* “İhtiyacı olanlara kredi veren” bir kuruluştan ibaret olduğu iddiaları hep dolaşır bu kuruluşla alakalı olarak! Gerçekten de öyle mi? Mesela, IMF şefleri, Afrika ülkesi Zambiya ve Latin Amerika ülkesi Nikaragua'ya, kredi karşılığında nasıl ağır dayatmalarda bulundular, biliyor musunuz; 1) Hükümet, Zambiya Ulusal Ticaret Bankası'nı özelleştirecek. Buna karşılık, devletin IMF'ye olan borcunun 1 milyar doları silinecek. 2) Nikaragua, su kaynaklarını özelleştirecek. Bunun karşılığında, hükümete yeni krediler açılacak. Şuraya dikkat; özelleştirilmesi istenen tesisler arasında, büyük hidroelektrik barajları ve Hidrogesa adlı su şirketi de bulunuyordu.

* Zambiya geçen yıl, 6,5 milyar dolarlık dış borcunun kısmen ya da tamamen silinmesini istedi. IMF ise buna karşılık, “bir dizi yapısal düzenleme” dayatmasında bulundu.

* Bu dayatmalar arasında, kamuya ait bir dizi şirketin satılması ve binlerce işçinin işten atılması da yer alıyordu.

* Beklendiği gibi oldu; Zambiya muhalefeti ve işçi sendikaları, bu dayatmalara direnme kararı aldı.

***

Bunlar sadece bir köşe yazısına sığabilecek örnekler…

* Tüm bir dünyayı düşünün; bu kuruluşun sömürmediği bir ülke, kredi karşılığında dayatmalarda bulunmadığı bir muhtaç ülke var mıdır, acaba?

* Son iki cümle: Dünya Bankası ve İMF kredi verdiği ülkelere niçin ‘özelleştirmeleri derhal yapmalısın!’ dayatmasında bulunuyor? İMF ve Dünya Bankası demek, ‘sakın üretme, benden al, daima yoksul kal!’ demektir! de ondan…

AÇIKLAMA İYİ DE EKSİK DEĞİL Mİ?

Millî Gazete, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye verdiği 18 milyar dolarlık kredinin perde arkasına ilişkin bir manşet attı.

O manşetin adı; “Ahlaksızlığa kredi verecekler!” şeklinde idi.

Manşet, Dünya Bankası kredisinin farklı şekillerde kullanılacağına dair güçlü satırlar içeriyordu.

Millî Gazete’nin özel haberi özetle, “Dünya Bankası’ndan alınacak kredinin şartlarına Millî Gazete ulaştı. Birbirinden skandal maddelerin içerisine LGBT’lilere destekten tutun da soframıza gelen gıdaların bozulmasına kadar bir sürü şartlar gizlenmiş!” diyordu.

Millî Gazete bu manşet haberini, Dünya Bankası Grubu İcra Direktörleri Kurulu’nca Türkiye için hazırlanan “Ülke İşbirliği Çerçevesi” metninin satır aralarına gizlenen mesajlara dayandırdı.

***

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Millî Gazete manşetiyle ilgili bir açıklama yaptı ve “18 milyarlık kredinin, İstanbul Sözleşmesi ve LGBT ile ilişkisi yoktur” ifadesini kullandı.

Bu açıklama da yine en azından bir duyarlılıktır. Teşekkürler.

Ama bir önemli farkla…

Bakanlık, açıklamasında neden gazetemizin adını anmadı?

Ya da hadi gazetemizin adını anmak istemiyorsunuz, niçin en azından 'ulusal bir gazete manşeti' diyemedi, Bakanlık!

Sadece, 'sosyal medyada yer alan paylaşımlar' ifadesini kullanmakla iktifa etti... Merak ettim, neden sahi?

KABİNEDE REVİZYON KULİSLERİ

Şu aralar kabine revizyonu çok konuşuluyor!

Hangi bakan görevden alınacak, yerine hangi isim o koltuğa oturacak?

Farklı isimler de zikrediliyor.

Büyük kan kaybı yaşadığı yerel seçimler sonrasında, bakalım kabinede ve iktidar partisi yönetiminde bir değişiklik olacak mı?

Değişikliğin boyutları ne olacak? Kaç bakan gidecek, kaç bakan değişecek?

Bu haberler çokça konuşulup yazılıyor.

Bekleyip göreceğiz…

---

QOSHE - Meğer yoksul bir ülkeymişiz - Adnan Öksüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Meğer yoksul bir ülkeymişiz

6 1
19.04.2024

Siz de mutlaka görmüşsünüzdür; resmi metinlerde yer alan şu satırlar dikkat çekicidir;

* “Dünya Bankası’nın temel amacı dünya üzerindeki yoksulluk ile mücadele etmektir. Bu amaçla Dünya Bankası maddi ve teknik yardım sağlamak suretiyle ülkelerin gelişme kapasitelerinin artırılmasını teminen gerekli çalışmalarda bulunmaktadır.”

Bu satırlarda yer alan ifadelerden yola çıkarsak, Dünya Bankası’nın temel fonksiyonlarından biri, yoksul, fakir ülkelere yardım etmek!

Yani, yoksullukla, fakirlikle mücadele etmek!

Peki, ama daha geçenlerde, birkaç gün önce, Dünya Bankası ile 18 milyar dolarlık kredi anlaşması yapmadık mı?

İyi de o zaman bu krediye imza koyanlar, Türkiye’nin yoksul, fakir olduğuna inandıkları için mi bu imzayı attılar!

İnanmak güç! Çünkü;

* Hani ülkemiz ekonomisi şöyle güçlüydü, böyle güçlüydü!

* Cebimizden para vererek uzaya astronot göndermedik mi? Elbette uzaya da gidelim ama önce emeklimizi bu durumundan kurtaralım!

* Hani, paraya ihtiyacımız yoktu, bütçemiz yeterliydi?

* Tamam enflasyon şimdilerde yüksekti ama yakın zamanda o da düşecekti!

O halde Dünya Bankası’ndan kredi işi de nereden çıktı?

Biri bizi kandırıyor mu acaba!

***

Haa, Dünya Bankası’ndan aldığımız bu kredinin büyük bölümü de öyle anlaşılıyor ki faiz olarak yine kurban edilecek.

Zira, Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Ocak-Mart döneminde 250,5 milyar lira, iç ve dış borç faiz ödemeleri yapıldı... Yani, sadece 3 ay içinde 8 milyar dolara yakın bir para faize gitti.

Türkiye, ekonomisinin kanını adeta emen bu faiz bataklığından kurtulmadığı sürece, ülkemiz ekonomisinin düzlüğe çıkacağı falan yok.

Nokta!

KAN EMEN KURULUŞLAR; IMF, DÜNYA BANKASI VB…

* IMF ülkelere neden kredi verir? Verdiği kredi karşılığında hangi taleplerde bulunur?

* Dünya Bankası ülkelere neden kredi verir? Verdiği kredi karşılığında hangi taleplerde bulunur?

* Diğer uluslararası kredi kuruluşları ülkelere neden kredi verir?........

© Milli Gazete


Get it on Google Play