Sömürgeciliğin ve işgallerin tarihlerini bilmeyenler, günün yanıltıcı ve aldatıcı propagandaların kurbanlarıdırlar. Bilerek ya da bilmeyerek kirli bir oyunun içindedirler.

Müslümanların elbette ki, özellikle yönetenlerin kusurları azımsanmayacak kadar vardır ve çoktur. Üstelik onların neredeyse tamamının ayak bağları bulunuyor. Varlık nedenleri orada bulunuşları kendi iradeleri dışındadır. İradeleri ise kabullenmeleridir.

Sömürgeciliğin başladığı günden itibaren, onlar, yani sömürücüler, işlerini kolaylaştırmak için hemen bütün Müslüman toplumlarda kendilerine yardım edecek, onların sularında akacak olanları bulurlar. Bunlar çok da zor değildir.

İngiliz, Yahudi ve Amerika birlikteliği asıl merkezi oluşturuyor. AB’nin hemen bütün ülkeleri ve diğerleri de onların destekçileri, yandaşları, pay kapıcı olanlarıdır.

Müslümanların birlikteliğini bozacak birbirine düşürecek bir tek alan vardı. Irk olgusuyla İslâm millet bütünlüğünün dağıtılması gerekiyordu. Bunu başardılar. Irkların asabiyetinin öne çıkarılması bütünlüğü bozdu. Bu, gerek Fransız ihtilali sonrasında, gerekse Siyonist dalganın etkisiyle sanki kendilerinin farkına varmışlar gibi bir kapılış oldu.

Müslüman halklar ise kendilerini büyüleyen, baskı altında tutan liderciklerin kurbanlarıdırlar. Onların başlarını kaldırmaya ne güçleri var ne de iradeleri. Güdülüş insanlığın asıl dramı. Uyanış ve Diriliş hareketleri ise bu ortamlarda boğuluyor, örtülüyor. Ellerinde bulunan güçleri acımasızca kullanıyorlar. Baskı ve korku asıl neden. Tarihi gerçekler zamanla ortaya çıkıyor ama ne yazık ki iş işten geçmiş oluyor. Günün abartılmış kahramanları oyunu öylesine kurguluyorlar ki, insanların ne düşünmelerine fırsat veriyor ne de düşünenlere.

Günümüz sorunu bir başına sadece Filistin olayı değil. Elbette ki bu büyük acının ve dramın uyandırdığı duygu çok ağır. Kaldırılabilir bir durum değildir. Fakat etrafında bulunan onlarca ülkenin durumu çok daha vahim.

Gazze saldırısı sırasında Netanyahu’nun bölgede değişiklikler olacak demesinin amacı, başlangıç sadece bir bahane. Yani asıl eylem bundan sonrasıdır. Kendilerine göre Gazze büyük ölçüde bir yıkıma tabi tutulduktan sonra yeni saldırı alanlarının açılması gerekecektir ve bundan vazgeçilmeyecektir. Menahem Begin zamanında Lübnan’ı savaşın içine çekmek, sonra da oradaki insanları imha etmek, sınırlarını genişletmek için bir hamlede bulunuyor. İsrailli gazeteci Shimon Shiffer’in anılarında ayrıntılı olarak yer alıyor. “Lübnan savaşı kaçınılmazdı. Bu savaş Menahem Begin, Ariel Şaron ve Rafael Aytan gibi uygulayıcıların temel ilkeleri arasına derinlemesine kaydedilmişti. […] Hıristiyan milisler, çoğunluğu silahsız sivillerden, Kürtlerden, Şii Müslümanlardan ve Filistinlilerden yüzlercesini öldürdüler. […] Karantina benim ayrıca şahidi olduğum ilk Lübnan katliamıdır. Boyunlarında kocaman tahtadan haçlar taşıyan, afyon veya kokain almış bazıları doğrudan doğruya Nazi artıklarından kalma kaskları havada sallayan milisler, neşe içinde habire öldürdüler. […] 1975’ten beri, ölen Lübnanlıların büyük çoğunluğu Müslüman’dı, eğer bir avuç Hıristiyan hayatını kaybettiyse, o da sırf talihsizlikten olmuştur.”[1] Sadece bununla yetinilmiyor. Orada elde edilecek bir kişi bulunacaksa onun desteğiyle iç karışıklıklar oluşturulmalı, işgalin önü açılmalıdır. Sadece bununla kalınmıyor, Suriye ile Irak arasında bir gerilim oluşturulması, onların birbirine düşürülmesi de gerekmektedir. Onlar birbiriyle uğraşırken Lübnan üzerindeki eylemler ve işgalleri kolaylaşacaktır. Moşe Dayan’ın projesinde, aynı anıdan aktarılan bilgilere göre: “Gerçek şu ki, Lübnan içinde belli bir grupla bağlantılarımız bulunuyor, diğer birçoklarının da nabzını yokluyoruz ve özellikle de ordu (Lübnan] içinde bazı temasların yapılması gerekecek.”[2]

[1] Roger Garaudy, İlahi Mesajlar Toprağı Filistin, çeviren Cemal Aydın, Timaş Yayınları, Aralık 2022, İstanbul, s. 437, 438.
[2] Age. s. 444.

QOSHE - Bütün Hesaplar Müslümanlar Üzerine Kuruludur I - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bütün Hesaplar Müslümanlar Üzerine Kuruludur I

7 22
20.12.2023

Sömürgeciliğin ve işgallerin tarihlerini bilmeyenler, günün yanıltıcı ve aldatıcı propagandaların kurbanlarıdırlar. Bilerek ya da bilmeyerek kirli bir oyunun içindedirler.

Müslümanların elbette ki, özellikle yönetenlerin kusurları azımsanmayacak kadar vardır ve çoktur. Üstelik onların neredeyse tamamının ayak bağları bulunuyor. Varlık nedenleri orada bulunuşları kendi iradeleri dışındadır. İradeleri ise kabullenmeleridir.

Sömürgeciliğin başladığı günden itibaren, onlar, yani sömürücüler, işlerini kolaylaştırmak için hemen bütün Müslüman toplumlarda kendilerine yardım edecek, onların sularında akacak olanları bulurlar. Bunlar çok da zor değildir.

İngiliz, Yahudi ve Amerika birlikteliği asıl merkezi oluşturuyor. AB’nin hemen bütün ülkeleri ve diğerleri de onların destekçileri, yandaşları, pay kapıcı olanlarıdır.

Müslümanların birlikteliğini bozacak birbirine düşürecek bir tek alan vardı. Irk olgusuyla İslâm millet bütünlüğünün dağıtılması gerekiyordu. Bunu başardılar. Irkların asabiyetinin öne çıkarılması bütünlüğü bozdu. Bu, gerek Fransız ihtilali sonrasında, gerekse Siyonist dalganın etkisiyle sanki kendilerinin farkına varmışlar gibi bir kapılış oldu.

Müslüman halklar ise kendilerini büyüleyen, baskı altında tutan liderciklerin kurbanlarıdırlar. Onların başlarını........

© Milli Gazete


Get it on Google Play