Yaşamakta olduğumuz şu zamanda ve dünyada hiçbir şey normal değil. İnsanlığın dengesi hemen bütün yönleriyle dengesiz seyrediyor. Siyasal hayattan, günlük hayata, spordan ticarete, uluslar arası ilişkilerdeki çarpıklıklar hem birbirini besliyor hem de tetikliyor.

Siyasal faaliyetler gerilim tırmandırıyor, düşman türetiyor, birbirine tahammülsüzlüğü hayatın bir amacı hâline dönüştürüyor. İdeal, yani ülkü artık hayatın dışında.

Faşizm kendisini ayakta tutmak için farklı diller geliştiriyor. Fanatizmi körüklüyor. Bunlar kimi ulusal simgeler olur, kimi putlar olur, kimi zaman da çıkara dayalı olan anlayış olur. Bunun temel adı ise fanatizmdir. Düşünce yoğunluğu yerine duygu yoğunluğu baskın hâle geliyor duygu disiplini sevmez. Daha çok şişirilen bir bakış egemen olur. Bunun temel yansıması ise slogandır.

Sloganlar insanın düşünme alanının sınırlar, düşünmeye fırsat vermez. Kalıp sözler, şiddete dönük vurgular öne çıkar. Kitleler sokağa taşar kafaları çatlatırcasına yüksek volümlü haykırışlar gündem olur.

Yaşanmakta olan büyük ve vahşi katliam sürecinde yaşanan budur. Sorumluluktan kaçmak adına iş yapılıyormuş gibi yüksek sesli haykırışlarla insanların düşünmesine fırsat bile verilmez. İş yapar gibi görünen ama hiçbir şey yapmayan, iş yapar gibi görünüp palyatif kimi davranışlarda bulunma bu anlayışın bir tutumudur.

Spora kadar hemen bütün alanlarda yaşanan durum aynıdır. Spor spora olmaktan, siyaset siyaset olmaktan çıkıyor.

Düşüncelerin devreden çıktığı, fikir tartışmalarının yapılmadığı, yapılamadığı ve hatta düşünce adına hiçbir şeyin ortaya atılmadığı bir süreç.

Kavga ve gerilimden, çatışmalardan, oluşan karmaşadan sonra kimsenin bir şey söylemeye fırsatı olur, söylense bile karşılık bulmuyor.

Yapılan büyük yanlışlar ise sloganlarla perdeleniyor.

Filistin’deki büyük kıyım kimi yönlendirmeler ve şaşırtmalarla göz ardı ediliyor. Kimi durumlarla bunun önüne geçiliyor.

Bu süreçte Türkiye’de bir yerel seçim var. Daha önce olduğu gibi bu seçimler bile istismar ediliyor. Geçmişte olduğu gibi şimdi de Filistin istismar konusudur.

Siyonist faşizm yaptıklarından bir adım dahi geri atmıyor. Giderek bunu artık Gazze ile sınırlı tutmayacağını da belli ediyor. Yeni bir alana doğru yöneleneceğini belli ediyor.

Türkiye’nin sorunları ve dertleri başkadır. İsrail ile yapacağı ticaretten kazanacağı paradır. Limanlarını, hava alanlarını bu yüzden asla ne kapatmaya ne durdurmaya niyeti var. Onların derdi konumları sağlama almak ve saltanatlarını sürdürmektir. Onlar için ne Filistin gibi önemli bir sorunları olur ne de Faşist İsrail’in genişleme planları vardır.

Türkiye bunların üstünü örtmek için seçim alanında gerilim tırmandırmadır dikkatleri dağıtmadır. Onların kimilerinin derdi ise sporla üzerinde fanatizm gerilimini artırmak, olanca dikkatlerin yoğunluğunu oraya vermek, insanları oyalamadır. İnsanlar birbirini tartaklamış saldırmış ve hatta ölümler olmuş bunların hiçbir önemi yoktur. Nasılsa bir süre sonra unutul yeni sorunlar tartışmalar gündem olur. Kısa dönemli olan çıkarların zarar görmemesidir. Irkçı saltanatından o kadar memnun ki, mevcudun devamını istiyor. Dolayısıyla faşizme kol kanat gerenlerin kalması onların geleceği için daha hayırlı oluyor.

Müslümanların İslâm medeniyet düşüncesinin burada bir karşılığı ve derdi yoktur. Varsa yoksa kendileridir. Onun içindir ki dini kimi simgeler de bir slogana dönüşüyor onun hakikati de ötelenmiş oluyor.

Her şey onların elindedir, bunun yitirilmesine asla razı olmaz.

Kitleler öylesine sloganlarla öylesine dolduruluyor ki hiçbir gerçek karşılık bulmuyor.

Neyin hakikat, neyin gerçek olduğu bile anlaşılamıyor.

QOSHE - Fanatizm ve Faşizm Özdeşliği - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Fanatizm ve Faşizm Özdeşliği

9 1
20.03.2024

Yaşamakta olduğumuz şu zamanda ve dünyada hiçbir şey normal değil. İnsanlığın dengesi hemen bütün yönleriyle dengesiz seyrediyor. Siyasal hayattan, günlük hayata, spordan ticarete, uluslar arası ilişkilerdeki çarpıklıklar hem birbirini besliyor hem de tetikliyor.

Siyasal faaliyetler gerilim tırmandırıyor, düşman türetiyor, birbirine tahammülsüzlüğü hayatın bir amacı hâline dönüştürüyor. İdeal, yani ülkü artık hayatın dışında.

Faşizm kendisini ayakta tutmak için farklı diller geliştiriyor. Fanatizmi körüklüyor. Bunlar kimi ulusal simgeler olur, kimi putlar olur, kimi zaman da çıkara dayalı olan anlayış olur. Bunun temel adı ise fanatizmdir. Düşünce yoğunluğu yerine duygu yoğunluğu baskın hâle geliyor duygu disiplini sevmez. Daha çok şişirilen bir bakış egemen olur. Bunun temel yansıması ise slogandır.

Sloganlar insanın düşünme alanının sınırlar, düşünmeye fırsat vermez. Kalıp sözler, şiddete dönük vurgular öne çıkar. Kitleler sokağa taşar kafaları çatlatırcasına yüksek volümlü haykırışlar gündem olur.

Yaşanmakta olan büyük ve vahşi katliam sürecinde yaşanan budur. Sorumluluktan kaçmak adına iş yapılıyormuş gibi yüksek sesli haykırışlarla insanların düşünmesine fırsat bile verilmez. İş........

© Milli Gazete


Get it on Google Play