Çatışmalarda, savaşlarda ve gerilimli zamanlarda insanların kafaları karışıyor, zihinler allak bullak oluyor. Medyaya, iletim araçlarına sahip olan güçlerin yönlendirdiği, etkilediği bir dünyada sağlıklı bir bakışın olamadığı bir gerçek. On yıllardır yaşadığımız bir karmaşa. Afganistan, Irak, Pakistan, Arap [Amerikan emperyalizm] Baharı… Yüzyılı aşkın bir zamandır büyüdükçe büyüyen Filistin sorunu.

Sorun Müslümanların dağınıklığı, parçalanmışlığı, birbirlerine olan hasımlıkları ve düşmanlıkları. Ülkemizi doğrudan ilgilendiren bu karmaşada, kendilerini çokbilmişlerin içinde bulundukları açmazları ve paradoksları. Bir türlü sağlıklı bir sonuca varılamayışın nedeni de zihni bulanmışlık. Yakın zamanda bu durum çok daha belirginleşti.

“Arap Baharı” diye tanımlanan, insanlığa üflenenlerle bir dalgaya kapılışları ve alt üst oluşları ile bile hâlâ uyanış sağlayamıyorsa ortada büyük bir sorun vardır.

Filistin ablukası ve kuşatmasında emperyalizmin tek ses olduğu, bir bütün olarak hareket ettiği zamanda Müslümanların birbirlerini aşağılamaları, töhmet altında tutmalar, dalgaların etkisiyle kapılışlarına tanık olunuyor. Hemen her kesim kendi sapmalarının doğruluğunda ısrar ediyor.

Gazze şu kadar zamandır kuşatma altında, bombalarla en acımasız silâhlarla mazlumlar, çocuklar, kadınlar, siviller göz göre göre katlediliyor. Etrafında yer alan Müslüman halkların yaşadığı ülkelerin yöneticilerinin tutumları yadırgatıcı. Halkların da zihni karmaşalarının giderek bir çıkmaza sürüklediği ortada.

Müslüman ülke yöneticilerinin elini kolunu bağlayan ayak bağları nedir, onların üzerinde çok da durmayacağız. Asıl sorun 1967 Arap İsrail savaşında altı günde yerle bir olan Arapların yenilgilerinin travması hâlâ sürüyor. O gündür bugündür toparlanamıyorlar. Bu bir paradoks olarak duruyor. Aslında bu kırılmayı, tutsaklığı ve yenilmişliği kıran Gazzeliler, hem Müslümanlara, hem Araplara büyük bir ders veriyor. Bu halkın bir başına gösterdiği irade ve direnişin insanlık adına bir uyanışa vesile olacağı kesin.

Asıl sorun, içinde bulunduğumuz Türkiyeli Müslümanların tuhaf bakışları. Filistinlileri Arap diye dışlayan ilgilenmeyen ırkçılar, ulusalcılar, Kemalistler. Bütün dertleri Araplar ve alfabeleri. Düşmanlıklarının arka planında Müslümanlar veya İslâm. Bu pencereden bakılınca Arapça dışında hiçbir yabancı tabelaya tepki göstermeyen Batı kompleksine kapılmışların tutumları. Ticari amaçlı olan tabelalar, Rusça, Kırilce, İngilizce veya başka bir dilden olursa bir sorun yok. Söz konusu Arapça olunca tepelerine cinler üşüşüyor. Bu, işin bir yanı.

Muhafazakâr kesimin zihinlerine üşüşmüş olan ise çok farklı. Mezhep, ırk ve meşrep farklılıkları da oldukça büyük bir gerilimin nedeni.

Türkiye bağlamında, uzun süre sloganlar atıldı. Ticari ve siyasal ilişkilerini sürdürdü. Filistin zulmüne sadece sloganlarla, sanki telefon diplomasisiyle yürütmeyi düşündü. Suya sabuna dokunmadan sıyrılmayı amaçladı. Kamuoyu baskısı ağır basınca, kısmi bir ambargoya gidildiği açıklandı. Kısmi, yani ticari ilişkiler gene devam edecekti.

Bölgemizin asıl sorunu Arap-Amerikan furyasında, dalgasında Türkiye’ye, Malatya’ya konuşlanan Kürecik üssü. O sıralarda çokça yazdık, üzerinde durduk. Bu, sanki Rusya yayılmacılığına ve etkisini azaltamaya dönükmüş gibi bir algı oluşturuldu. Asıl amaç, bölge Müslümanlarının denetlenmesi, kimin ne yapıp ettiğinin izlenmesiydi. Ve tabii ki İran’dı söz konusu olan.

Emperyalizm kuşatmasındaki bağımlılığına devam eden bir Türkiye var. Konforunun bozulmasını istemeyen, ırkçı bir tutkuyla güneyinde ne olup bitiyor onunla ilgilenmemek. Kendi içindeki kavgalarla yetinmeyi yeterli buluyor. İçerideki dalaşmalar tepede süregelen yanlışları görmezlikten gelinmeye neden oluyor.

QOSHE - Filistin’den Bakarken; Müslümanlar mı Irkçı Emperyalizm mi? I - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Filistin’den Bakarken; Müslümanlar mı Irkçı Emperyalizm mi? I

11 1
17.04.2024

Çatışmalarda, savaşlarda ve gerilimli zamanlarda insanların kafaları karışıyor, zihinler allak bullak oluyor. Medyaya, iletim araçlarına sahip olan güçlerin yönlendirdiği, etkilediği bir dünyada sağlıklı bir bakışın olamadığı bir gerçek. On yıllardır yaşadığımız bir karmaşa. Afganistan, Irak, Pakistan, Arap [Amerikan emperyalizm] Baharı… Yüzyılı aşkın bir zamandır büyüdükçe büyüyen Filistin sorunu.

Sorun Müslümanların dağınıklığı, parçalanmışlığı, birbirlerine olan hasımlıkları ve düşmanlıkları. Ülkemizi doğrudan ilgilendiren bu karmaşada, kendilerini çokbilmişlerin içinde bulundukları açmazları ve paradoksları. Bir türlü sağlıklı bir sonuca varılamayışın nedeni de zihni bulanmışlık. Yakın zamanda bu durum çok daha belirginleşti.

“Arap Baharı” diye tanımlanan, insanlığa üflenenlerle bir dalgaya kapılışları ve alt üst oluşları ile bile hâlâ uyanış sağlayamıyorsa ortada büyük bir sorun vardır.

Filistin ablukası ve kuşatmasında emperyalizmin tek ses olduğu, bir bütün olarak hareket ettiği zamanda Müslümanların birbirlerini aşağılamaları, töhmet altında tutmalar, dalgaların etkisiyle kapılışlarına tanık olunuyor. Hemen her kesim kendi sapmalarının doğruluğunda ısrar ediyor.

Gazze şu kadar zamandır........

© Milli Gazete


Get it on Google Play