İran’ı küçümseyen, dalga geçen, başarısızlığına sevinenlerin görmek istemediği asıl sorun nedir? Bu tuhaf sorunun cevabı da kendi içinde saklıdır. İran’dan İsrail’e gönderilen araçların tespiti ve düşürülüşün sonuçlarının ne olduğu yeterince bilinmiyor. İsrail’in verdiği bilgilere dayanılarak bir sonuca varmanın ne kadar doğru olduğu üzerinde kimse düşünmüyor. Zaten düşünmeye de fırsat verilmiyor. İmha ettiklerinin görselleri yayımlanınca mı doğru oluyor?

İran, uzun süredir, kendisini savaşın ve kargaşanın içine çekmek isteyen İsrail’e dönük zaman zaman seslenişlerde bulundu, karşılık vereceğini belirtti. Soğukkanlı davranarak daha özenli olmaya baktı. Çünkü karşısında görünen sadece bir İsrail yok, ABD, AB ve büyük çoğunluğuyla Batı ulusları ve hatta Müslüman ülkeler var. Sonuçlarının nereye varacağı kestirilebilir. Genel anlamda İran’ın blöf yaptığı, hiçbir şey yapamayacağı varsayılıyordu. Özellikle ülkemiz insanlarının tuhaf bir durumudur bu. Anlık bir yorumla kestirilip atılıyor. İran bir hamlede bulunuyor, İsrail olağanüstü bir hal ile toplanıyor, sirenler çalıyor. İsrail anında BM’yi toplanmaya çağırıyor, Biden, programını bırakıp ofisine dönüyor. İşin gerçeği şu ki birtakım şeyler olduğu belli. İsrail kendi itibarını koruma adına, kendisinin belirlediği iletimlerle dünya kamusunu kendine göre yönlendirebilir. Şu fark edilemiyor. İsrail’in savunma başarısına seviniliyor, adeta iyi ki İran başarılı olamadı demeye getiriliyor.

Netanyahu bu süreci başlatırken, bunun Gazze ile sınırlı kalmayacağını belirtmişti. Israrla Suriye’yi, Şam’ı, Halep’i bombalayıp duruyor. İranlı komutanlar, başta Süleymani olmak üzere ve kimi önemli kimseler öldürülüyor. En yakınlarına kadar sokulmaya, ısrarla İran’ı savaş ortamına çekmeye çalışıyor. Türkiye’nin kimi cemaatleri, muhafazakârları, partizanları buna seviniyor. İran’ı değil de İsrail’i, Siyonizm’i dolaylı olarak destekliyorlar. Başta

mazlumların, insanlığın ve Müslümanların bir bütün olduğu, herkesin birbirinden sorumlu olduğunu hesaba katmıyorlar. Ya sinmişliklerinden, korkmuşluklarından ya da kimi hayat anlayışlarından ötürü kendi medeniyetlerinden yana tavır koyamıyorlar. Müslümanların kendi iç sorunları varsa bunlar çözülmeyecek şeyler değildir. Yeter ki birbirlerine güvensinler ve bir adım atsınlar, o zaman çok şey değişir.

Türkiye’nin İsrail ile siyasal ve ticari ilişkileri devam ediyor. Bu bir süre ısrarla yalanlandı. Gerçekler ortaya çıkınca kısmi ambargo resmi olarak açıklanınca birden susar gibi yaptılar. Ama, nedense bunu gene de bir biçimde desteklemeye devam ediyorlar. Kendi açmazlarını, çelişkilerini ve yanlışlarını görmek istemiyorlar. Bütün dikkatleri bir hamle içinde bulunan İran’a yönlendiriyor, onları aşağılıyorlar. Onlar bu başarısızlığı yaşarken sizler ne yapıyorsunuz, diye bir soruyu kendilerine soramıyorlar.

İran, ilk kez bir şeyi başardı. Belli ki birtakım durumlar var. Eyleminin başlangıcının boş olmadığı anlaşıldı. Karşı tarafın tavrından bunu anlamak olası.

Gazze’yi, Filistin’i sloganlarla savunuyor görünmek neyi değiştirir? Dünyanın birçok yerindeki eylemler daha etkili. Türkiye, siyasal ilişkilerini dondurmamış, soğutmuş bir kenarda duruyor. Biliyoruz ki ayak bağları var. Başta ABD ve bir bütün olarak Batı bağımlılığı ve endişesinden, bir yanıyla da konforlarının bozulmasını istemiyorlar.

Irkçılık ve mezhepçilik ruhumuza öyle işlemiş ki, sağlıklı düşünme diye bir durum söz konusu olamıyor. Bir yandan Araplar, bir Yandan Kürtler, bir yandan İranlılar ve diğer halklar hemen hepsine düşman kesiliyorlar. O kadar tuhaf bir durum ki, gelecek düşüncesi bırakılmıyor. Emperyalizmin kuruluşların tabelaları, markaları, yaşayış tarzları o kadar içe işlemiş ki onlara hiçbir tepki gösterilmiyor. Bu da bir gösterge. Filistinlilerin Araplara ve Müslümanlara rağmen büyük direnişini bile hâlâ küçümseyip, onları suçlayanların duygularını iyi anlıyoruz.

QOSHE - Filistin’den bakarken; Müslümanlar mı ırkçı, emperyalizm mi? II - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Filistin’den bakarken; Müslümanlar mı ırkçı, emperyalizm mi? II

8 1
19.04.2024

İran’ı küçümseyen, dalga geçen, başarısızlığına sevinenlerin görmek istemediği asıl sorun nedir? Bu tuhaf sorunun cevabı da kendi içinde saklıdır. İran’dan İsrail’e gönderilen araçların tespiti ve düşürülüşün sonuçlarının ne olduğu yeterince bilinmiyor. İsrail’in verdiği bilgilere dayanılarak bir sonuca varmanın ne kadar doğru olduğu üzerinde kimse düşünmüyor. Zaten düşünmeye de fırsat verilmiyor. İmha ettiklerinin görselleri yayımlanınca mı doğru oluyor?

İran, uzun süredir, kendisini savaşın ve kargaşanın içine çekmek isteyen İsrail’e dönük zaman zaman seslenişlerde bulundu, karşılık vereceğini belirtti. Soğukkanlı davranarak daha özenli olmaya baktı. Çünkü karşısında görünen sadece bir İsrail yok, ABD, AB ve büyük çoğunluğuyla Batı ulusları ve hatta Müslüman ülkeler var. Sonuçlarının nereye varacağı kestirilebilir. Genel anlamda İran’ın blöf yaptığı, hiçbir şey yapamayacağı varsayılıyordu. Özellikle ülkemiz insanlarının tuhaf bir durumudur bu. Anlık bir yorumla kestirilip atılıyor. İran bir hamlede bulunuyor, İsrail olağanüstü bir hal ile toplanıyor, sirenler çalıyor. İsrail anında BM’yi toplanmaya çağırıyor, Biden, programını bırakıp ofisine dönüyor. İşin gerçeği şu ki birtakım şeyler olduğu belli. İsrail kendi itibarını koruma adına, kendisinin belirlediği........

© Milli Gazete


Get it on Google Play