Merhametin karşılık bulduğu yürek. İnsana insan olduğunu anımsatan varlık. İnsanın kendisi.

Kendimizle ne çok sınanıyoruz, kendimiz olup olmadığımızın sınanmasından geçiyoruz.

Sosyal medya üzerinden insanlık çarşısını gözlemliyoruz. Her renkten, ırktan, partizandan, kulüp ve dernekten insanları. Hâllerine bakıyoruz. Kendimizi insanlık aynasında görüyoruz. Her ayna muhatabını yansıtır, karşısına geçilirse. Her aynanın muhatabı insanın kendisi.

Güven ile güvensizliğin sınandığı bir yerdir de. Konuşmadan, tepki vermeden gözlemlemek de yeterli. Sözcüklere yansıyan ruh hâlleri kimin nasıl ve hangi pencereden, hangi gözle baktığı anlaşılır. Yeter ki soğukkanlı olunabilsin.

İnsan değeri veya değersizliği nelerle ölçülüp tartılıyor, nasıl bakılıyor? Belli kimi durumlar belirince müthiş bir refleks ile kendilerini ortaya koyuyorlar. Kimin gözüyle nasıl bakıldığı anlaşılıyor. Kurgulanmış kavramlar insanların düşünme alanını daraltıyor. O zaman hangi borazanın üflendiği anlaşılmış oluyor.

Slogan toplumu olununca düşünme alanları daralıyor. Bu, hemen her kesim için geçerli. Kendini bilmişlerin muhataplarının ne durumda olduklarını düşünmezler. Kendi saplantılı doğrularıyla kararmış gözleriyle saldırırlar. İnsana değer verme, onu insan bilme söz konusu olamıyor.

Bir milleti geliştiren düşünme alanlarının genişliği, ufku ve sonsuzluk düşüncesi içindeki arayışıdır. Bu ufuk insana çok kapılar aralar. Düşünme, akletme, fehmetme ve algılama. Yeryüzü ve insan hikmetler toplamıdır. Orada sonsuzluk yolculuğu için yola çıkılabilir.

Korku güzeyle bakanlar devasa gördüğü putlar karşısında durur ve hatta yığılır kalır. Hayatı bu dünyadan ibaret sayanlar için gelecek kaygısı başlar. Metafizik ruhun enginliği insana sonsuzluğun kapılarını aralar. O zaman putlardan değil de kendisine bahşedilen akıl ve kalp aklı ve sevgisiyle yeni bir dünyaya yolculukta bulunur. Bu onu geleceğin güzelliklerini yönelmesini sağlar.

Arayış, ve çaba, azim ve tutku. İnanış ve bağlanış.

İnsan kendisini asla küçük görmemeli. Bir insanın azmi ve çabasıyla neler yaptığını, yapabileceğini gösteren sayısız örnekler var. Her aklı başında büyük birikim sahibi olanlar bir yolculuğa çıktıklarında tohumlarını serperek giderler. Bir süre sonra onların yaşardığı görülecektir. Yeter ki tohumlar yerini bulsun.

İnsan yüreğinin gücü ne çok şeyi aşma gücünde olduğu bilinir. Sevgi ve merhamet ve tutku orada oluşur ve gelişir. Körelen yüreklerin katılığı da orada olur ne yazık ki.

Şu zamanda dönüp etrafa bakıldığında nelerin olup bittiği anlaşılır.

İnsanlığın kurtuluşu için çaba göstermek önce insan tekinin kendisinde başlar, başlamalıdır. Kendisi, kendisi olduğunda yolculuğun anlamı değer kazanır.

Şu zamanda medyaya, olan bitenlere bakmak için yeterli neden var. Öfke ve nefretin, düşmanlığın, insan kıyıcılığının hangi düzlemde olduğu anlaşılır.

Kimi insanların yüz yüze görmeden hakkında karar vermenin zorlukları insanları yanıltır. Konuşmadan, yolculuk etmeden, aynı sofrada oturmadan anlaşılmaz. Belki de insan çıkarının oluşacağı anlarda daha çok belirginleşir insan karakterleri. Uzaktan bakarak tanımadan kimi durumlarda hüküm vermek sağlıklı sonuçlara götürmeyebilir. Ancak sözcükler de insanların ruhunu yansıtır. Özellikle yazışmalardaki üslup, bilgi, seziş bir insanın ne ve kim olduğunu göstermeye yetebilir.

Partizanlık ve kulüpçülük, dernekçilik, kişi bağımlılığı da birçok şeyi görmeye engeldir. Yanlışı yanlış olduğunu bildiği hâlde öncülerinin yanlışına ortak olmak savunmak bir körlüktür. Tutku körlüğü.

Aşk, ama hakikate olunca anlamlıdır. Sevginin sonsuz güzelliği de budur.

QOSHE - İnsan ve Yüreği - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsan ve Yüreği

13 38
15.04.2024

Merhametin karşılık bulduğu yürek. İnsana insan olduğunu anımsatan varlık. İnsanın kendisi.

Kendimizle ne çok sınanıyoruz, kendimiz olup olmadığımızın sınanmasından geçiyoruz.

Sosyal medya üzerinden insanlık çarşısını gözlemliyoruz. Her renkten, ırktan, partizandan, kulüp ve dernekten insanları. Hâllerine bakıyoruz. Kendimizi insanlık aynasında görüyoruz. Her ayna muhatabını yansıtır, karşısına geçilirse. Her aynanın muhatabı insanın kendisi.

Güven ile güvensizliğin sınandığı bir yerdir de. Konuşmadan, tepki vermeden gözlemlemek de yeterli. Sözcüklere yansıyan ruh hâlleri kimin nasıl ve hangi pencereden, hangi gözle baktığı anlaşılır. Yeter ki soğukkanlı olunabilsin.

İnsan değeri veya değersizliği nelerle ölçülüp tartılıyor, nasıl bakılıyor? Belli kimi durumlar belirince müthiş bir refleks ile kendilerini ortaya koyuyorlar. Kimin gözüyle nasıl bakıldığı anlaşılıyor. Kurgulanmış kavramlar insanların düşünme alanını daraltıyor. O zaman hangi borazanın üflendiği anlaşılmış oluyor.

Slogan toplumu olununca düşünme alanları daralıyor. Bu, hemen her kesim için geçerli. Kendini bilmişlerin muhataplarının ne durumda olduklarını düşünmezler. Kendi saplantılı doğrularıyla kararmış........

© Milli Gazete


Get it on Google Play