Her şey bir plan ve düzen üzere yürüyor. Beklenmedik bir zamanda, beklenmedik bir yerde bir sürecin başlaması kaçınılmazdı. İnsanların birbirine yaklaşmasına, yeni bir dönemin başlamasına ramak kalmışken bir olay patlatılmalı, bir şeyler olmalıydı, oldu.

Filistin dramının gün yüzündeki durumu, direnen Filistin halkı ve Gazze direnişinin dünya kamusunda karşılık bulduğu bir zamanda bir provoke gerekiyordu. Bu, sıradan, rastlantısal bir durum değil?

Spor karşılaşmaları yapılır. Türkiye’nin dâhil olduğu uluslararası karşılaşmalarda belli kurallar var. Sporun kurallarının dışında herhangi bir duruma izin verilmez. Batılılar, kendilerinin belirlediklerinin dışında spor dışı herhangi bir şeye izin vermezler. Büyük facialarda bile belli bir sınırlama vardır.

İttihat ve Terakki’den bir ırk karşıtlığı var. Halklar birbirlerine karşı kışkırtılması için en keskin bir araç. Hele Müslüman toplumlarda ilkesel olarak en olmaması gereken ırkçılık tutkusunun artırılması, bırakın yakınlaşmayı bir arada herhangi bir konuda buluşulmasına asla izin verilmez. Çeşitli nedenler oluşturur, karşıtlıklar gerilim hâline getirilir, uzaklaşılır ve kopuşlar sağlanır.

“Türk”, “Arap”, “Kürt” karşıtlıkları bölgemizin en duyarlı konuları. Ülkemiz dâhil içinde bulunduğumuz bölgenin en önemli sorunu. Zaten bu sorun öylesine abartılı ve çatışmalı oluyor ki, bir kavramların, ırkların bir arada düşünülmeleri bile akla gelmez.

Filistin duyarlığı insan olma ve insanî duyguların yeniden belirmesi bile olumlu bir süreçti. Dünyanın hemen bütün halkları bu sorunu gündemine almış, büyük gösterilerde ve tepkilerde bulunurken, ülkemizdeki ırkçıların rahatsız olduğu bir gerçekti. Asıl gerçek de Siyonistlerin ve yanlılarının rahatsızlığıydı. Dünya kamuoyunu değil de Müslüman kamusunu bir biçimde provoke edecek bir hamle gerekiyordu. Ve o da oldu.

Irkçılık bir abartıdır, günümüz insanlığının en duyarlıklarından biridir. Kritik zamanlarda bunu zaman zaman ateşlemek, kızıştırmak gerekiyor. Nedenler oluşmalı ki olabilsin. Hazır putlar ve simgeler üzerinden de bu çok rahat yapılabilinir. Bu o kadar duyarlı bir konu ki, artık burada değerlerin hiçbir anlamı kalmaz. Kimi ve asıl olan değerler bile yerle bir olur, olması gerekir.

Irkçılık, ırkçılar için her şeyin üzerindedir. Tapınma ve kutsanma alanlarıdır. Onu simgeleyenler bir tanrı konumundadır.

Suudlu yöneticilerin nasıl bir durumda oldukları bilinir. Aşırılıklar ve tutkular onları zaten dinlerinden, ilkelerinden uzaklaştırmış bulunuyor. Âdeta emperyalizme ve Siyonizm’e teslim olmuşlardır. Filistin konusundaki sağırlıkları, körlükleri bunun açık göstergesi.

Türkiye’nin ve diğer Müslüman kimi toplumların direnişleri veya Arap halklarının içten içe kaynamaları, yönetenleri tedirgin ediyor. Bu, neredeyse bütün Batı ülkeleri için de geçerlidir.

Süreç iyi gözlemlenirse bu olayın kime, nasıl ve ne için hizmet ettiği anlaşılır. Kafası karışık toplumların bu gibi durumlarda nasıl girdaba girdikleri de görülür.

Tapınma ve tanrı edinme, bunu bilerek gösterme çabasında olanlar için de iyi bir fırsat olmuştur.

Kâbe, bir kuşatma altındadır, istendiği kadar kuşatılsın, istendiği kadar duyarsız kalınsın Allah’ın dini, saf, temiz Müslümanların ruhunda ve gönlündeki konumunu daima korur. Medeniyetine, inanç ve kültürüne âdeta pamuk ipliği ile bağlı olanlar için bu durum çok duyarlı bir konu. İnsanlar koptu mu koparlar. Onları bir daha toparlamada güçlükler oluşur. Tabii ki bunu hem fırsat bilenler hem de onlara bu gibi fırsatları sağlayanlar aynı durumdadırlar. Sorumluluk duyanlar, bu gibi konularda çok daha dikkatli olurlar.

Sürecin sonu neyi getirir ona bakılmalı. Bu eylemler kime yaradı ve olacak süreçte görülecek.

QOSHE - Irkçılığın Ateşi Yükseldi - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Irkçılığın Ateşi Yükseldi

15 1
01.01.2024

Her şey bir plan ve düzen üzere yürüyor. Beklenmedik bir zamanda, beklenmedik bir yerde bir sürecin başlaması kaçınılmazdı. İnsanların birbirine yaklaşmasına, yeni bir dönemin başlamasına ramak kalmışken bir olay patlatılmalı, bir şeyler olmalıydı, oldu.

Filistin dramının gün yüzündeki durumu, direnen Filistin halkı ve Gazze direnişinin dünya kamusunda karşılık bulduğu bir zamanda bir provoke gerekiyordu. Bu, sıradan, rastlantısal bir durum değil?

Spor karşılaşmaları yapılır. Türkiye’nin dâhil olduğu uluslararası karşılaşmalarda belli kurallar var. Sporun kurallarının dışında herhangi bir duruma izin verilmez. Batılılar, kendilerinin belirlediklerinin dışında spor dışı herhangi bir şeye izin vermezler. Büyük facialarda bile belli bir sınırlama vardır.

İttihat ve Terakki’den bir ırk karşıtlığı var. Halklar birbirlerine karşı kışkırtılması için en keskin bir araç. Hele Müslüman toplumlarda ilkesel olarak en olmaması gereken ırkçılık tutkusunun artırılması, bırakın yakınlaşmayı bir arada herhangi bir konuda buluşulmasına asla izin verilmez. Çeşitli nedenler oluşturur, karşıtlıklar gerilim hâline getirilir, uzaklaşılır ve kopuşlar sağlanır.

“Türk”, “Arap”, “Kürt”........

© Milli Gazete


Get it on Google Play