Bazı zamanlar, en önemli durumlarda, insanlığın içinde bulunduğu sorunlar göz ardı edilerek, kendi ırklarını yüce görmek çabasında oluyor kimi kesimler. Şu kimi kesimler deyişimiz nedensiz değil. Gazze faciasının yaşandığı şu dönemdeki kayıtsızlıklar, ilgisizlikler, olayı saptırmalar gözden kaçmıyor.

Irklarının yüceliğini ifade etmekten kaçınmıyorlar. Sanki şu sıranın en önemli durumu ırk ve onun yüceliği. Müslüman görünümlülerin de bu durumda olması yadırgatıcı. Bir de ırklarının önem ve konumunu yüceltmek için Hazreti Peygamber ile Hazreti Ali Efendimize kimi sözler atfederek yaygınlaştırıyorlar. Onların yaşadığı dönemlerde Türkler Müslüman değil. Belli bölgelere kadar varılmış ama Türklerin Müslüman oluşu daha sonraki dönemlere denk düşüyor. Hazreti Ali Efendimiz, yanında bulunan kimilerinin geleceğe ilişkin kimi yaklaşımlarını şiddetle reddediyor. Bu anlamda kâhinlere sert çıkıyor. Vefatına yakın yaralı olduğunda, kendisine saldıranlar ile ilgili karar konusunda herhangi bir şey yapılmasına izin vermiyor. Sonuçlanmayan bir durum için bir karar verilmesine karşı çıkıyor.

Bu gibi iddialarda bulunanlara kaynak soruluyor bunun cevabı da verilmiyor. Ortaya bir söz atılıyor sonra da sahip çıkılmıyor. Anlaşılıyor ki bu tür saçmalıklara inanılıyor ve bile isteye paylaşılıyor.

İnsanlığın yaşadığı şu acıların üzerine başka yönlere insanların dikkatini çekiyorlar.

Gazze ve Filistin insanlığın sorunu. Bu kimi ırk ve mezheplerin ve hatta dinlerin sorunu değil. Bu bağlamda gene ırk olgusu öne çıkıyor. İnsanlığın bu sorun ile ilgili duyarlığı beklenirken, sadece kendi ırklarının yüceliğini vurgulamak adına başkalarının çabaları görülmezlikten geliniyor. Kimileri bağlı bulundukları ırkçı Kemalizm, Türkçülük, Batıcılık, Kürtçülük duygularıyla hem ilgisiz kalıyorlar hem de gerekçelerini başka alanlara çekiyorlar. Kimilerinin tek gerekçesi HAMAS’ın direnişidir.

Kendi ırklarının yüceliğini gösterme çabasında olanlar, başka ülkeleri ve halkları suçlamak, ilgisiz kalmaktan geri kalmıyorlar. Bununla hem mezheplerini, hem ırklarının üstünlüğü gösterme tutkularından başka bir şey değil.

Yaşanmakta olan bu büyük dramın kim olursa olsun desteği değerlidir.

Büyük devlet olduğunu iddia edenler gücüne dayanarak yaptırımlarda bulunmasıdır. Büyüklük höykürme ve slogan atmakla olmuyor.

Ayak bağları bulunanlar dolaylı yollarla hedef şaşırtıyorlar ve sanki çok iş yapıyorlarmış gibi görünüyorlar. Oysa durum çok farklıdır.

Emperyalizm baştan beri coğrafyayı değiştirmeyi planlamıştı. Hedef buydu. Gazze ve HAMAS direnişi bunu büyük ölçüde engellemiş ve tavsatmış görünüyor. Güdümlü olan ülkeler bile tutum değiştirmek zorunda kalmışlardır. Bu, daha önceki 6 gün savaşına benzemedi. Bir ayı aşkındır bir avuç Müslüman direnişçi, mücahit bütün hesapları ters yüz etti.

Dört bir yanı kuşatılmış bu coğrafyadaki insanların olağanüstü çabaları insanlık tarihi için de bir dönüm noktası. Emperyalizmin sınırsız desteklediği bu ırkçı Siyonizm’in itibarı ilk kez bu kadar sarsılıyor. Gazzeli Müslümanlar dünyayı salladı. İnsanlığın, değişimini etkilediler. Siyonistler burada başarılı gibi görünseler de bu büyük bir yenilgidir.

Filistin’e destek veren ülkeler bellidir. Emperyalizm de bunun farkında. Şu Müslüman ülkeler Yemenliler kadar bir destek göstermiyorlar. Gazzelilerin direnişini sağlayan destekler nereden geliyor.

İnsanlık, yöneticilere rağmen Filistin halkına sahip çıkıyor. Bu çok daha değerlidir. Irkçılık derdinde olanlar onlar kadar bile olamıyorlar. Acıları bilenler halleri bilirler Kızılderililerin gösterileri ve yaptıkları höykürenlerden çok daha kıymetlidir. Taylandlıların motosikletli gösterileri görülmeye değer. Siyonizm’in koruyucusu ve desteleyicisi Britanya’da büyük gösteriler oluyor. Darısı bizim bilumum ırkçıların başına.

QOSHE - Irkçılık Sınır Tanımıyor - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Irkçılık Sınır Tanımıyor

10 0
29.11.2023

Bazı zamanlar, en önemli durumlarda, insanlığın içinde bulunduğu sorunlar göz ardı edilerek, kendi ırklarını yüce görmek çabasında oluyor kimi kesimler. Şu kimi kesimler deyişimiz nedensiz değil. Gazze faciasının yaşandığı şu dönemdeki kayıtsızlıklar, ilgisizlikler, olayı saptırmalar gözden kaçmıyor.

Irklarının yüceliğini ifade etmekten kaçınmıyorlar. Sanki şu sıranın en önemli durumu ırk ve onun yüceliği. Müslüman görünümlülerin de bu durumda olması yadırgatıcı. Bir de ırklarının önem ve konumunu yüceltmek için Hazreti Peygamber ile Hazreti Ali Efendimize kimi sözler atfederek yaygınlaştırıyorlar. Onların yaşadığı dönemlerde Türkler Müslüman değil. Belli bölgelere kadar varılmış ama Türklerin Müslüman oluşu daha sonraki dönemlere denk düşüyor. Hazreti Ali Efendimiz, yanında bulunan kimilerinin geleceğe ilişkin kimi yaklaşımlarını şiddetle reddediyor. Bu anlamda kâhinlere sert çıkıyor. Vefatına yakın yaralı olduğunda, kendisine saldıranlar ile ilgili karar konusunda herhangi bir şey yapılmasına izin vermiyor. Sonuçlanmayan bir durum için bir karar verilmesine karşı çıkıyor.

Bu gibi iddialarda bulunanlara kaynak soruluyor bunun cevabı da verilmiyor. Ortaya bir söz atılıyor sonra da sahip çıkılmıyor. Anlaşılıyor ki bu tür saçmalıklara........

© Milli Gazete


Get it on Google Play