Yolculuğumuzda kendimiz var isek sorunlarımız da bulunuyor. İnsan ne yaparsa yapsın bir başına değildir. Eylemleriyle bir hâl üzeredir. Bu, onu dalgınlıklara kapılmadan kendisini koruyor olması, sakınması yolculuğu boyunca kendisini hem güçlendirir hem de varmak istediği yere sağlıkla varmasını sağlar. İnsan eylem halindeyken onun kuşkularını artıran, yönünü başka yönlere çeviren bir sürü neden olur. Bunlar ister bir başına olsun isterse olmasın kimi zaman olan dalgınlıklar, istekler ve hırslar yön değiştirmesine neden olur.

İnsan kendisinin şeytanı olmadan yoldan çıkmaz. İnsanlık içinde türlü oyunlar bulunur, her insan tekinin kendine göre bir yolu vardır. Bu yollar ister iyilikler isterse kötülükler için olsun. Onun için yol yoldur ve gitmesi gereklidir. İnsanlığın tuzağı kendisidir, kendi kendisinin şeytanıdır.

Şeytan insanın için girince türlü kuşkular, oyunlar, tuzaklar, hırslar oluşur. Kendini bunlara kaptırınca artık gözü görmez, kulağı duymaz, duyarlıklarını bir anlamda yitirir. Bütün amacı bu olumsuzlukların tuzağında arzu ettiklerine kavuşmasıdır.

İnsan kendisiyle sınanma hâlindedir. Bu, hayatın hemen her anında dikkat gerektirir. Gözlerinin açık olmasını duyarlıklarının titizliği ve varlığı onu dikkatli olmasını sağlar. İnsan kendisine ne kadar güvenirse güvensin olumsuzlukların kuşkuların ve tuzakları ve oyunlarıyla iç içe olur. Olumsuzluklar onun için bir süreliğine birer oyun ve eğlence olur. Bundan da haz alır. Bazen kendisini öylesine kaptırır ki, nereye doğru gittiğinin farkında bile olmaz. O yolda alabildiğine zenginleşebilir, servet, makam ve türlü dünyalık onun için var olur. Oysa o, içinde barındırdığı şeytanla bir yere kadar yol alır. Bu yol nereye kadardır, nasıldır çok da umursamaz. Gün gelir ki yolun sonuna gelindiğinde her şey geçmiş ve bitmiş olur. Yeniden yola başlamanın ne zamanı ne de olanağı vardır.

İnsanlar, kendilerine göre oluşturdukları savunma alanlarıyla bir anlam ortaya koyarlar. Oysa bu, o an içinde, sonrası içinde bir değeri yoktur. İnanmıyor ve inanç sahibi olmadığımızı düşündüğümüzde, etrafımızda olup bitenlerin bizi inanmaya zorladıkları görülür. Çünkü ötelerin ötesindeki gücün varlığı hiçbir zaman yadsınamaz. İnançsızlık türü savunularda sadece dışa dönük bir duruş olur. İç dünyada zulümlere, olan haksızlıklara dayanamaz, sabrı tükenir ve karşı koymak zorunda kalır kişi.

İnsan ölümden kaçtıkça ölüme doğru yol alır. İnsan kendinden kaçtıkça fizik ötesi bir oluşla rüyalar görür. Bu rüyaların zaman karşılığıyla yüzleştiğinde bir şaşkınlık yaşar.

Dünyayı şeytanlar kötülükler ve olumsuzluklarla dolduruyor. Hemen her insan teki kadar şeytan vardır. Her insan kendi şeytanının kendi içinde barındırır. Onunla yaşar. Ancak şeytanı içinde barındırmamanın yolları vardır. Bir Müslüman için en kaçınılmaz olanı hemen her eyleminin başlangıcında bu anlamda, şeytanından kaçınmak için Allah’a sığınır. Euzu besmele ile başlar hayata. Yani euzubillahimineşşeytanirracim der. Şeytandan kaçınır. bismillahirrirahmanirrahim der. Rahman ve Rahim olan Allah’a sığınır. Yol ve yolculuğunda bunun üzerine sürdürür. Bu bir inanış, bir kabulleniş ve bir bağlanıştır. Sadece bununla kalınmaz Allah’ın kendisine belirlediği, önerdiği yol üzerinde olmaya özen gösterir. Çünkü hemen bütün olumsuzluklar bunun ötesinde dışında ve yaşayışındadır. Bir insanın iç temizliği bununla başlar, bununla gelişir ve devam eder.

Genel anlamda zulmeden, zalim olan, insanı sömüren, zulümlere ve vahşiliklere kayıtsız kalan kimseler ideolojik tutumlarıyla hiçbir zaman şeytanlarından sakınmazlar. Onlarla birlikte yaşarlar. “Kalbim temizdir” demenin hiçbir anlamı ve değeri, hatta karşılığı olmaz. Onların söyledikleri sadece dillerinde pelesenk olmuş yanlışlıklarıdır. Kendisine haram kılınmış sağlığına ruhuna zararlı olan şeylerle yaşaması onun kalbini arındırmaz. Aksine kirlendirir, karanlığını artırır. Bir Müslüman yaptığı her zulüm, haksızlık ve yanlışlarıyla Müslümanlığına ne kadar sığınırsa sığınsın, kalbinin şeytanıyla yaşar, yaşamaya devam eder.

QOSHE - Kalplerimizde Şeytanı Barındırmadan - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kalplerimizde Şeytanı Barındırmadan

12 1
14.02.2024

Yolculuğumuzda kendimiz var isek sorunlarımız da bulunuyor. İnsan ne yaparsa yapsın bir başına değildir. Eylemleriyle bir hâl üzeredir. Bu, onu dalgınlıklara kapılmadan kendisini koruyor olması, sakınması yolculuğu boyunca kendisini hem güçlendirir hem de varmak istediği yere sağlıkla varmasını sağlar. İnsan eylem halindeyken onun kuşkularını artıran, yönünü başka yönlere çeviren bir sürü neden olur. Bunlar ister bir başına olsun isterse olmasın kimi zaman olan dalgınlıklar, istekler ve hırslar yön değiştirmesine neden olur.

İnsan kendisinin şeytanı olmadan yoldan çıkmaz. İnsanlık içinde türlü oyunlar bulunur, her insan tekinin kendine göre bir yolu vardır. Bu yollar ister iyilikler isterse kötülükler için olsun. Onun için yol yoldur ve gitmesi gereklidir. İnsanlığın tuzağı kendisidir, kendi kendisinin şeytanıdır.

Şeytan insanın için girince türlü kuşkular, oyunlar, tuzaklar, hırslar oluşur. Kendini bunlara kaptırınca artık gözü görmez, kulağı duymaz, duyarlıklarını bir anlamda yitirir. Bütün amacı bu olumsuzlukların tuzağında arzu ettiklerine kavuşmasıdır.

İnsan kendisiyle sınanma hâlindedir. Bu, hayatın hemen her anında dikkat gerektirir. Gözlerinin açık olmasını duyarlıklarının titizliği ve varlığı onu dikkatli olmasını sağlar. İnsan kendisine ne kadar güvenirse güvensin olumsuzlukların kuşkuların ve tuzakları ve oyunlarıyla iç........

© Milli Gazete


Get it on Google Play