Söz insanın kendini ifade edişidir. İnsanda birikenlerin dışavurumudur. Düşünenlerin kendini anlatması ve göstermesidir. Hayat yolculuğumuz düşünceye bağlı sözü, anlamı ve içeriği bir o kadar önemlidir.

Canlı varlıklar çeşitli şekillerde kendilerini dile getirirler. Kuşların kara ve deniz hayvanlarının seslenişleri bulunuyor. Bunların birçoğunun ne dediklerini anlamıyoruz. Hazreti Süleyman’a bağışlanan ve bir lütuf olan anlama ve bilme hikmet yüklüdür. Kimi gönlü açık olanların bir biçimde bu bağışa layık olduğu bilinir. Biz bunları örneklerle ve yaşanmışlıklarla biliriz. Ancak bu yeteneğe sahip değiliz.

İnsanın kendisini ifade edebileceği bir de bir hâl dili var. Bu dil sözden çok daha etkili olur. Gözünde ışıldayan bir bakış yüzünün güzelliğinden yansıyan bir tebessüm ile sevgi yayılır. Bunu yapabilmek için özel bir çabası olmaz. Bu, kişinin her zamanki hâl ve durumudur. Ondan akan sevgi akışı etrafını etkiler.

Sözün gönle düşmesiyle insanın her hâl ve durumu kendisini belli eder. Söz insanın hâl dilinden yansıyan sesidir, şarkısıdır, ritmidir, manevi yansımasıdır. Hâli nasıl izah edelim. Bir kuşun kanatlanışını biliriz, kanatlarını çırpar ve yükselir. Karada koşma gücü olan hayvanlar koştukça hız kazanır. Denizdeki kimi varlıklar yüzgeçleriyle süzülürler, kendi sularında kara ve hayat bulurlar. Bu onların hâl dilidir. Onlar kendilerini böyle ifade ederler.

İnsanın rengi ve tanımı kendisidir. Sözüdür, dilidir, kalbidir, aklıdır. Bu hâli nasıl izah edelim derken, kimi zaman kendimizi izahtan bile güçlük içinde kalabiliriz.

İçimize düşen bir aşk dili var. Gönlümüzde harlanır. Bu harlanış içimize düşen aşk ateşidir. Onu hiçbir şey söndüremez. Bu, dışa vurunca kendisini çeşitli hâller ile belli eder. Aşk dilinin sözleri yakıcıdır. Sahibin renkten renge, hâlden hâle sokar. Edebi olan insan bir yanlışta bulunduğu an yüzündeki değişimi, bedenin saran hararet ile yanıp tutuşur. Ondan dışa vuran sözler kalbe ve gönle yönelir.

Ey zamanın çocukları kendine yönelen sese bakışa dön. Seni içine alsın ateşin içine düş bu senin yol alışını ve yönelişini sağlar, yol aldırır, gönülden gönle kapı aralar.

Ey zaman çocuğu bu zamandan sen sorumlusun, seninle bu yolculuk devam eder. Kendinden kaçamazsın. Çünkü zamanın söz sahibi sensin, bu zaman senden sorulur. Ne kendinden ne de sorumluluğundan kaçabilirsin.

Bu zamanda biliyoruz ki günün nereden doğup nerede battığını bilmeyen yaşamayan bir dönem yaşanıyor. Ruhları karartan sözün kalbe düşmesini engelleyen barikatlar var. Bu zamanın insanı sürekli putlar yapıyor ona tapınıyor. Aklını putlaştırıyor kalbine ve gönlüne kulak vermiyor kendisine sahip çıkmıyor. Sürekli putlar inşa ediyor ve onun kara gölgesi altına sığınıyor. Putlarına tapıyor kendisine tanrı ediniyor. Hakikatten, düşünceden uzaklaşıyor. İnşa ettiği devasa gökdelenlerin altında ne güneşi görüyor ne ufkunun farkına varıyor. Bunun içinde bir varlık olmaya çabalıyor. Varlıksız bir varlığa dönüşüyor. İnsanın insanı put bilmesi en büyük zulümdür.

Gönlü aşk ile kavrulan sese yönel. Aradaki perdeleri kaldır. Sana yol arkadaşı, dertleşeceğin hararetiyle bir sohbet ve dert arkadaşın mı olacak? Bu bir tercih. Gönül sohbeti insanı kendinden geçirir, ruhu kanatlanır o zaman. Ateş almayan söz neye yarar. Ateş düşmeyen söz ne işe yarar? Aşkını onunla alevlendirir büyük koşuya başlarsın. Yükselen ve kanatlanan gönül alev alır. Aşk yola düşünce gözü bir şeyi görmez. Gözü içine dönmüştür, kulağı kendisini gönlüne kaptırmıştır. O zaman kendi olmuştur.

Not: Epey bir aradan sonra şükürler olsun ki yeniden aranızdayım. Gazetemde ve sayfamdayım. Sizleri özledim desem yeridir. Çünkü burada sizinle konuşuyor ve sohbet ediyorum, dertleşiyorum. Çok şükür başarılı bir operasyon geçirdim, iyiyim, doktorlarımızın ve siz dostlarımın dua himmetiyle.

QOSHE - Söz Gönle Düşünce - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Söz Gönle Düşünce

12 5
05.02.2024

Söz insanın kendini ifade edişidir. İnsanda birikenlerin dışavurumudur. Düşünenlerin kendini anlatması ve göstermesidir. Hayat yolculuğumuz düşünceye bağlı sözü, anlamı ve içeriği bir o kadar önemlidir.

Canlı varlıklar çeşitli şekillerde kendilerini dile getirirler. Kuşların kara ve deniz hayvanlarının seslenişleri bulunuyor. Bunların birçoğunun ne dediklerini anlamıyoruz. Hazreti Süleyman’a bağışlanan ve bir lütuf olan anlama ve bilme hikmet yüklüdür. Kimi gönlü açık olanların bir biçimde bu bağışa layık olduğu bilinir. Biz bunları örneklerle ve yaşanmışlıklarla biliriz. Ancak bu yeteneğe sahip değiliz.

İnsanın kendisini ifade edebileceği bir de bir hâl dili var. Bu dil sözden çok daha etkili olur. Gözünde ışıldayan bir bakış yüzünün güzelliğinden yansıyan bir tebessüm ile sevgi yayılır. Bunu yapabilmek için özel bir çabası olmaz. Bu, kişinin her zamanki hâl ve durumudur. Ondan akan sevgi akışı etrafını etkiler.

Sözün gönle düşmesiyle insanın her hâl ve durumu kendisini belli eder. Söz insanın hâl dilinden yansıyan sesidir, şarkısıdır, ritmidir, manevi yansımasıdır. Hâli nasıl izah edelim. Bir kuşun kanatlanışını biliriz, kanatlarını çırpar ve yükselir. Karada koşma gücü olan hayvanlar koştukça hız kazanır. Denizdeki kimi varlıklar........

© Milli Gazete


Get it on Google Play