Açıklanan TÜİK rakamları bile gösterdi ki, enflasyon konusunda koca bir yıl, yani 2023 boşa geçirilmiş! TÜFE, Aralık 2023’te yüzde 2,93, Yİ-ÜFE yüzde 1,14 oranında artarken; yıllık enflasyon da tüketici fiyatlarında yüzde 64,77, yurt içi üretici fiyatlarında ise yüzde 44,22 oldu. Bu duruma göre enflasyon son 13 ayın zirvesine çıktı. 2022 yıl sonunu yüzde 64,27’den kapatan enflasyon, 2023 yıl sonunu da yüzde 64,77 seviyesinden kapattı. 2023 yılında enflasyon, 2022’ye göre küçük de olsa kötüye gitti yani. Bırakın iyiye gitmeyi yani düşüşü, tam manasıyla bir arpa boyu bile yol katedilemedi.

Buna bakarak, vatandaşın ekonomik durumunun geçen yıl sonuna göre aynı kaldığı sonucu çıkmasın. Enflasyon artmayı sürdürdü, hem de yüzde 65 gibi yüksek bir oranda seyretti ve bunun halka yansıması da hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı olarak geçen yıla göre daha da çok yansıdı. Bu noktada, tüm bu değerlendirmelerin yüzde 65 olan TÜİK rakamlarına göre yapıldığını hatırlatmak gerek. ENAG, enflasyonu yüzde 127 olarak hesapladı mesela. Hangisi doğru acaba? İkisinin ortalamasını alsak bile yüzde 95 seviyesinde bir rakam ortaya çıkmakta.

TCMB’nin 2024 yılı için enflasyon tahmini yüzde 36 bu arada. Geçen sene için yüzde 22 olan yıl sonu tahmini, seçim sonrası değişen ekonomi yönetimiyle birlikte önce yüzde 58’e, sonra da yüzde 65’e revize edilmişti. Bakalım bu seneki hedef ne zaman revize edilecek? Veya “şapkadan tavşan çıkarılacak” ve hedef tutturulacak mı?

Her ne olursa olsun, 2024 senesi için siyasi iktidar ve ekonomi yönetimi dışında olumlu konuşan ve düşünen yok gibi. Özellikle seçim sonrası sürecin hayli sarsıntılı olacağı korkusu piyasaları sarmış vaziyette. Başta döviz kuru olmak üzere belirsizlikler kişilerin ve kurumların önlerini görmesine engel olmakta. Toplumdaki enflasyon beklentisinin dahi kırılamadığı bir atmosferde, bir de bu belirsizliklerin varlığı, umutvar olmayı mümkün kılmıyor bu yıl için.

Hem dezenflasyonist adımlar atıldığı propagandası ve söyleminde bulunup vatandaşın tüketimini gelirini daraltarak düşürmeyi amaçlayıp hem de vatandaşın kesesinden çıkacak kalemlerin tümüne daha sene başında yüksek oranlı zamlara girişmek tutarlı mı mesela? Vergi, harç ve cezaların yüzde 58, köprü ve otoyolların yüzde 50 ila 76 oranında artmasıyla mı enflasyon düşecek?

Yanlış politikaların açık bir sonucu olarak kredi ve kredi kartı gibi finansal enstrümanlar eliyle bankaların kucağına düşen vatandaş, sanki bile isteye bu durumdaymış gibi faturayı halka kesmek nedir en başta? Sanki enflasyonun bir numaralı nedeni halkın gelirinden fazlasını harcaması gibi takdim etmek, hedef saptırmaktır. Kamunun yersiz, gösterişe varan ve planlamadan ve verimlilikten uzak, “çılgın proje” diye adlandırılan yatırımlarını, kamudaki israfı da konuşmak gerekir o halde.

Yıllardır ekonomi politikasının ana omurgasını “tüketerek büyümeye” endeksleyen siyasi iktidar, bir de bunun üzerine 2021’deki saçma sapan veya kasıtlı şekilde bir “ekonomik deneyi” de ekleyerek ekonomiyi açık bir maceraya sürüklemedi mi?

Bugünkü yüksek enflasyon, o sorumsuz politikaların sonucu değil mi? O halde enflasyonun yegane sorumlusu olarak halkın gelirinden fazlasını harcaması da gösterilemez. Bu, olsa olsa tali bir neden olur ancak.

Doğruluğundan kimsenin emin olamadığı verilere dayanarak verilen ücret artışlarının, o verilere göre bile birkaç ayda eriyecek olması, 2024’ün ücretli çalışanlar ve emekliler için zorlu geçeceğinin işaretini veriyor zaten.

Dışarıdan kaynak bulma konusunda da beklenen gelişmelerin olmaması, vatandaşın cebinin yegane çözüm mercii olarak görülmesi sonucunu doğuruyor. Yanlış politikaların faturasının halka çıkarılması da ister istemez akıllara, fahiş kira isteyen ev sahipleri için sarf edilen “siz de hiç insaf yok mu?” ifadesini getiriyor.

QOSHE - İnsaf - Burak Kıllıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsaf

10 0
09.01.2024

Açıklanan TÜİK rakamları bile gösterdi ki, enflasyon konusunda koca bir yıl, yani 2023 boşa geçirilmiş! TÜFE, Aralık 2023’te yüzde 2,93, Yİ-ÜFE yüzde 1,14 oranında artarken; yıllık enflasyon da tüketici fiyatlarında yüzde 64,77, yurt içi üretici fiyatlarında ise yüzde 44,22 oldu. Bu duruma göre enflasyon son 13 ayın zirvesine çıktı. 2022 yıl sonunu yüzde 64,27’den kapatan enflasyon, 2023 yıl sonunu da yüzde 64,77 seviyesinden kapattı. 2023 yılında enflasyon, 2022’ye göre küçük de olsa kötüye gitti yani. Bırakın iyiye gitmeyi yani düşüşü, tam manasıyla bir arpa boyu bile yol katedilemedi.

Buna bakarak, vatandaşın ekonomik durumunun geçen yıl sonuna göre aynı kaldığı sonucu çıkmasın. Enflasyon artmayı sürdürdü, hem de yüzde 65 gibi yüksek bir oranda seyretti ve bunun halka yansıması da hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı olarak geçen yıla göre daha da çok yansıdı. Bu noktada, tüm bu değerlendirmelerin yüzde 65 olan TÜİK rakamlarına göre yapıldığını hatırlatmak gerek. ENAG, enflasyonu yüzde 127 olarak hesapladı mesela. Hangisi doğru acaba? İkisinin ortalamasını alsak bile yüzde 95 seviyesinde bir rakam ortaya çıkmakta.

TCMB’nin 2024 yılı için enflasyon tahmini yüzde 36 bu arada. Geçen sene için yüzde 22 olan yıl sonu........

© Milli Gazete


Get it on Google Play