2018’den sonraki süreçte yanlış ekonomi politikalarındaki inatla birlikte patlayan enflasyonun etkilediği en önemli alanlardan birisi kiralar oldu. Sadece büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun küçük il, ilçelerinde bile yüksek kiralar gündemin önemli maddelerinden birine dönüştü. Son 3-4 yıldır da her gün üzerine biraz daha koyarak ilerliyor ve kiralardaki anlaşmazlık kaynaklı ev sahibi-kiracı kavgaları da yeni bir toplumsal sorun olarak orta yerde duruyor. Buna yönelik ortaya konan tek çözüm ise “kiralara yüzde 25 artış sınırı”, ki hayatın ve piyasanın gerçekleriyle uyuşmadığından sorunu daha da büyütüyor. En son olarak da kira anlaşmazlıklarının mahkemeye intikal etmeden giderilmesi için, ki mahkemelerde kira davalarından geçilmiyor, arabuluculuk tesis edildi. Elbette ki, yüksek kira meselesinin çözümüne değil de sonrasında çıkacak ihtilaflara yönelik bir uygulama denebilir.

Genel itibariyle böylesine önemli bir sorunla ilgili olarak, üstüne üstlük tamamen kendi uyguladıkları politikaların sonucu olarak ortaya çıktığı da hesaba katıldığında siyasi iktidardan daha ciddi ve derinlikli bir çözüm bekleniyor. Ancak birtakım kınamalar ve tenkitler haricinde somut bir adım görülemiyor. Sokaktaki vatandaş gibi icra makamındakiler de izlemekle yetiniyor.

Bu meselenin aslında ne kadar ciddi bir hal aldığını siyasi iktidarın üst düzey bir bürokratı da doğruladı geçenlerde. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, verdiği bir röportajda hayli enteresan açıklamalarda bulunmuş. Kendisi Türkiye’deki en yüksek maaş alan bürokratlardan ve İstanbul’da kiraların çok yüksek olmasından ötürü ev tutamadığından dert yanmış.

Erkan, “Arz eksikliği ve ucuz finansman olduğu zaman bazen dengeler bozulabiliyor. İşte burada bizde de en önemli sorun sosyal konut arzı. Çünkü sosyal konut eksikliğinden dolayı kiralarda artış var. Ayrıca kiralarda Türkiye’ye özgü bir artış söz konusu. Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız da bu konunun üzerinde çok duruyorlar. İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz” açıklamasında bulunmuş.

Buradaki “Türkiye’ye özgü bir artış söz konusu” ifadesi, aslına bakılırsa siyasi iktidarın yüksek enflasyon meselesini kendi yanlışlarına değil de sanki dünya çapında böyle bir durum var gibi sunmaya çalışmasına farkında olmadan verilen bir cevap gibi. “Bize özgü bir artış” var, çünkü dünya genelinde yüksek enflasyon süreci yaşansa da bizdeki diğer tüm ülkeleri geride bırakan ve diğerleri normale döndüğünde bile hala yüksek seyrini sürdüren bir tuhaf enflasyon.. “Kör gözün parmağına” yapılan yanlışların neticesi, sorumsuz politikaların ürettiği saçma sapan bir enflasyon! Bu durumda bile kendini sorumlu dahi hissetmeyen bir anlayışa, farkında olmadan bir cevap, bir itiraf aslında bu..

Merkez Bankası Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın ve yardımcısının bu konunun üzerinde çok durduklarını söylüyor ama kamuoyu herhangi bir somut adım veya tedbir göremedi hala. Meseleyi, fahiş zam yapan ev sahiplerini “vicdansızlık”la itham etmek mi konunun üzerinde durmak sayılıyor acaba?

Erkan, ev tutamadıklarından annesinin yanına taşındığını söylüyor. Böyle bir imkanı olmayan, enflasyon ve hayat pahalılığına karşı gelirleri her geçen gün eriyen, geçim sıkıntısıyla boğulan insanlar ne yapsın? Yüksek maaşlı bir bürokrat bile ev tutamazken, kıt kanaat geçinen insanların son 3-4 yıldır sitemden feryada dönüşen çığlıkları sürekli duymazdan geliniyor. Üstüne üstlük, daha geçen sene saçma sapan bir şeyi “Türkiye Ekonomi Modeli” diye kurtuluş reçetesi olarak sunan siyasi iktidar, seçimlerden sonra o şeyden vazgeçip şimdi de kemer sıkma politikasıyla kendi başarısızlığının faturasını vatandaşa kesiyor.

Merkez Bankası Başkanı Erkan, apartman görevlisi Sadık abiyle hasbihal ettiğini ve fiyatların düştüğünü söylemesine rağmen Sadık abinin aksini belirttiğini ifade ediyor. Sayın Başkan, TÜİK verilerine göre ekonomiyi okumaya çalışırken, Sadık abi fiyatlarla doğrudan haşır neşir olup doğrudan nabzını tutuyor enflasyonun. “Sokağın enflasyonu”yla “TÜİK’in enflasyonu”nun uyuşmamasına şahane bir örnek aslında.

İnsanın aklına şöyle bir şey geliyor bir anda. Asgari ücrete, memur ve emeklilere yapılacak zamlarda da TÜİK verileri terine Sadık abi verileri mi dikkate alınsa acaba? Bir de, kiralardaki fahiş artış sorununu dahi çözemeyen bir anlayış mı enflasyonu düşürecek, reel geliri artıracak? Tu kaka ettikleri 90’lardaki emekli maaşlarıyla bu dönemdekini kıyaslasalar bile anlarlar başarısızlıklarını.

QOSHE - Sadık Abi - Burak Kıllıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sadık Abi

12 0
19.12.2023

2018’den sonraki süreçte yanlış ekonomi politikalarındaki inatla birlikte patlayan enflasyonun etkilediği en önemli alanlardan birisi kiralar oldu. Sadece büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun küçük il, ilçelerinde bile yüksek kiralar gündemin önemli maddelerinden birine dönüştü. Son 3-4 yıldır da her gün üzerine biraz daha koyarak ilerliyor ve kiralardaki anlaşmazlık kaynaklı ev sahibi-kiracı kavgaları da yeni bir toplumsal sorun olarak orta yerde duruyor. Buna yönelik ortaya konan tek çözüm ise “kiralara yüzde 25 artış sınırı”, ki hayatın ve piyasanın gerçekleriyle uyuşmadığından sorunu daha da büyütüyor. En son olarak da kira anlaşmazlıklarının mahkemeye intikal etmeden giderilmesi için, ki mahkemelerde kira davalarından geçilmiyor, arabuluculuk tesis edildi. Elbette ki, yüksek kira meselesinin çözümüne değil de sonrasında çıkacak ihtilaflara yönelik bir uygulama denebilir.

Genel itibariyle böylesine önemli bir sorunla ilgili olarak, üstüne üstlük tamamen kendi uyguladıkları politikaların sonucu olarak ortaya çıktığı da hesaba katıldığında siyasi iktidardan daha ciddi ve derinlikli bir çözüm bekleniyor. Ancak birtakım kınamalar ve tenkitler haricinde somut bir adım görülemiyor. Sokaktaki vatandaş gibi icra makamındakiler de izlemekle yetiniyor.

Bu meselenin aslında ne kadar ciddi bir hal aldığını siyasi iktidarın üst düzey bir bürokratı da doğruladı geçenlerde. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, verdiği bir röportajda hayli enteresan açıklamalarda bulunmuş. Kendisi Türkiye’deki en yüksek maaş alan........

© Milli Gazete


Get it on Google Play