Yaklaşık yüz yıl önce, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, “Bu dünyayı biz idare edeceğiz” diyen komite, yeni bir plan yapmış, adına “Yeni dünya düzeni” demişlerdi. Devletlerin sınırlarını yeniden çizecek, dünyadaki hemen hemen bütün ülkeleri kontrol altına alacaklardı. Bu “düzenin” vurucu gücü Amerika olacaktı. Beyni yine her zaman olduğu gibi İngiltere idi. Perde gerisindeki kontrolcüler, 300 kişilik beyin takımı idi. Asıl patron ise o 300 kişilik ekibin başındaki isimdi. Onun ismini cismini kimse kolay kolay bilmezdi. Bu “yeni dünya düzencileri” düzinelerle teşkilat kurmuşlardı. BM, NATO, UNESCO, vs. vs… Peygamber Efendimiz (asm) asırlar öncesinden bu yeni düzencileri ve bu düzenin başındaki ismi bir kelime ile belirlemişti: Deccal!..

Bu ekibin yaptıkları gözler önünde: İki dünya savaşı, yüze yakın darbe ve darbe teşebbüsleri, düzinelerle iç savaş ve lokal savaşlar. Kore, Vietnam, Körfez savaşları, BOP ve BİP’in getirdiği kargaşalar…

Bu ekipten yalnızca ABD’nin yaptıklarına bakınca, bu düzenin ne menem bir şey olduğu anlaşılır: Amerika’da 35 milyon Kızılderilinin öldürülmesi, milyonlarca Afrikalının yurtlarından zorla koparılıp köle yapılması, sonra Vietnam’da Kore’de, Körfez savaşlarında Irak’ta, Suriye’de, Libya’da yaklaşık 5 milyon insanın öldürülmesi…

Gazze; bu yeni dünya düzeninin bütün foyasını ortaya koyan bir ayna oldu. Haritada bakılsa güçlükle fark edilecek, avuç içi kadar bir yere hepsi birden çullandı. Çoğu çocuk, kadın ve hasta olmak üzere 25 bin masum insan hunharca öldürüldü. Bütün bu katliam dünyanın gözü önünde yapıldı. Geride kalan masumların bir yudum su, bir lokma yiyecek almamaları için tedbir üstüne tedbir aldılar.

Gazze’de yapılanlara Yemen ve bir-iki devlet hariç neredeyse bütün dünya devletleri seyirci. İnsan bu durumu görünce, “Yuh olsun topunuza! İnsanlık ölmüş!” demekten kendini alamıyor. İnsan en çok şu İslam ülkelerinin başlarına teessüf ediyor. Hele de şu Mısır’ın başındakine… Sisi mi Pisi mi, ne karın ağrısıysa, senin hiç mi vicdanın yok! Bak, Gazze’de açlıktan ölümler başladı. Be vicdansız herif, Refah kapısını açsana!..

Bütün bu olup bitenler, gerçek “yeni dünya düzeni”nin gelmekte olduğunun habercisi. Bu zulüm düzeni böyle devam etmez. Âdil-i Mutlak olan Allahu Azimüşşan ya kıyameti koparır ya da Kur’an-ı Kerim’i hâkim eder.

Gerçekte dünyadaki bütün insanlar; adaletli, hakkaniyetli bir idareyi özlüyor. Asr-ı Saadet’teki ve Hulefa-i Râşidin devrindeki idare gibi bir idareyi… Kur’an’ın ve hadisin hükümferma olduğu bir idareyi…

Hz. Ömer devrinde Kudüs’ün fethedilmesinden sonra bu mübarek diyarda yaşayan insanlara bakınız: Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler huzur içerisinde yaşamışlardı. İslam devletlerinin hakimiyetinde hep öyle olmuştu. Bize en çok düşmanlık etmiş olan Yunanlılara, Bulgarlara ve Sırplara sorunuz: “Vicdanınıza danışarak söyleyin! Osmanlı Devleti idaresi altındayken hiç haksızlığa ve zulme maruz kaldınız mı? Hiç canınıza, malınıza, namusunuza el uzatıldı mı, bir kişinin haksız yere burnu kanatıldı mı?” Vicdan sahibi olanlar, “Hayır, Osmanlı Devleti zamanında bize haksızlık ve zulüm yapılmadı” diyecektir. Bunun sebebi, Osmanlı Devleti’nde İslâm hukukunun uygulanmasıdır.

Kendi düzenlerini kurmak için Hilafet müessesesinin yıkılması için uğraşanlar, sonunda bu arzularını gerçekleştirmişlerdir. O günden sonra ne İslam ülkelerindeki Müslümanların ne de dünyanın geri kalan kısmındaki insanların yüzleri gülmedi.

Yeni dünya düzeni dedikleri zulüm düzeni şimdi can çekişiyor. Aslında çoktan öldü. Onların kurdukları bütün teşkilatların miadı doldu. Hepsi gerçekte çöp oldu. Şimdi insanlık adalet üzerine müesses gerçek bir düzen bekliyor. Müslümanlar gözünü açmalı. İslâm’ın hükümferma olması için duâ etmeli. Bu bir ütopya değil, realitedir. Müslümanların, Deccal gibi kat kat duvarlar arkasına saklanan bir lideri değil, adına Emire’l-Mü’minin ya da Halife denilen yiğit bir lideri olmalıdır ve bütün Müslümanlar tek bir çatı altında toplanmalıdır. O muhteşem yapının koruyucu kucağı bütün dünya halkına açık olacaktır. Nasıl olsa dünya da bütün Müslümanlar da bundan böyle bu konuyu konuşacak. Şimdilik bu kadar yeter…

QOSHE - “Yeni Dünya Düzeni” Öldü! Toprağı Bol Olsun! - Burhan Bozgeyik
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Yeni Dünya Düzeni” Öldü! Toprağı Bol Olsun!

5 0
29.01.2024

Yaklaşık yüz yıl önce, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, “Bu dünyayı biz idare edeceğiz” diyen komite, yeni bir plan yapmış, adına “Yeni dünya düzeni” demişlerdi. Devletlerin sınırlarını yeniden çizecek, dünyadaki hemen hemen bütün ülkeleri kontrol altına alacaklardı. Bu “düzenin” vurucu gücü Amerika olacaktı. Beyni yine her zaman olduğu gibi İngiltere idi. Perde gerisindeki kontrolcüler, 300 kişilik beyin takımı idi. Asıl patron ise o 300 kişilik ekibin başındaki isimdi. Onun ismini cismini kimse kolay kolay bilmezdi. Bu “yeni dünya düzencileri” düzinelerle teşkilat kurmuşlardı. BM, NATO, UNESCO, vs. vs… Peygamber Efendimiz (asm) asırlar öncesinden bu yeni düzencileri ve bu düzenin başındaki ismi bir kelime ile belirlemişti: Deccal!..

Bu ekibin yaptıkları gözler önünde: İki dünya savaşı, yüze yakın darbe ve darbe teşebbüsleri, düzinelerle iç savaş ve lokal savaşlar. Kore, Vietnam, Körfez savaşları, BOP ve BİP’in getirdiği kargaşalar…

Bu ekipten yalnızca ABD’nin yaptıklarına bakınca, bu düzenin ne menem bir şey olduğu anlaşılır: Amerika’da 35 milyon Kızılderilinin öldürülmesi, milyonlarca Afrikalının yurtlarından zorla koparılıp köle yapılması, sonra Vietnam’da Kore’de, Körfez savaşlarında Irak’ta, Suriye’de, Libya’da yaklaşık 5 milyon insanın öldürülmesi…

Gazze; bu yeni dünya düzeninin bütün foyasını ortaya koyan bir ayna oldu. Haritada bakılsa........

© Milli Gazete


Get it on Google Play