Bugün Gazzeliler, bütün dünyanın gözü önünde şanlı bir mücadele veriyor, cihad yapıyor. Dün Gaziantepliler aynı şekilde dünya tarihine geçen şerefli bir mücadele vermiş ve cihad yapma şerefine nâil olmuşlardı. Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Konferans Salonundaki toplantıya iştirak eden hazirûna yaklaşık 103 yıl önceki bu mücadeleyi anlattık.

25 Aralık Gaziantep’in kurtuluş günü, son düşman askerinin defolup gittiği tarih. Günümüz nesli maalesef daha dün gibi gelen tarihte olup bitenleri bilmiyor, o mücadelenin safhalarından habersiz. Kısaca o yıllara gidip, Gaziantep’te olup bitenlere bakalım:

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanmış. Üç kıtaya hükmeden ve terekesinden 42 devlet çıkacak olan Osmanlı Devleti esir vaziyetine düşmüş. Haberleşme vasıtaları yok. Halk olup bitenlerden habersiz. 15 Ocak 1919’da İngilizler Antep’i işgal ediyor. Halk şaşkınlık içerisinde. İngilizler Müslüman halkın elindeki bütün silahları topluyor. “Bir silah bulursak o kişiyi idam ederiz. Ailesinden de tazminat alırız” diyor. İngilizler topladıkları silahları yerli Ermenilere veriyor. İyice şımaran Ermeniler 25 Ocak 1919’de hükümet binasını ele geçirerek idareye el koyduklarını söylüyorlar. 29 Ekim 1919’da İngiliz birlikleri şehri Fransızlara teslim ederek geri çekiliyor.

Bir Müslüman’ın küffâr hakimiyetinde yaşaması mümkün değil. Bir Müslüman’ın devletsiz yaşaması mümkün değil. Fıkıh kaidesidir. Küffar bir İslâm beldesine girdiği takdirde, cihad etmek yediden yetmişe her Müslüman’a farz-ı ayn olur. Şehrin âkil insanları derhal toplanır. Cihad harekatını yönetmek için geçici olarak küçük bir devlet teşkilatı kurar. Savaş teşkilatları kurulur. Bunlar 1. Cemiyet-i İslâmiye, 2. Müdafaai Hukuk Cemiyeti, 3. Semt Teşkilatları idi (26 semtte teşkilatlanıldı). İâşe, sağlık, askeriye, haberleşme, nakliye teşkilatları kuruldu. Dörder bölüklük Yıldırım ve Şimşek Taburları teşkil edildi. Askerliğini subay olarak yapanlar eli silah tutanları eğitmeye başladı. Bütün bu faaliyetler çok gizli yapılıyordu. Zira şehirde Ermenilerle iç içe yaşanılıyordu. Maalesef onlar da düşmanla birlik olmuşlardı. Antep’te bu cihad harekâtı başladığında henüz TBMM faaliyete başlamamıştı.

23 Kasım 1919’da Antep’te büyük bir miting yapıldı ve işgal protesto edildi. 1 Ocak 1920’de şehrin dışında ilk silahlı çatışma oldu. Kilis’e giden düşman birlikleri imha edildi. 20 Ocak 1920’de Karayılan kumandasındaki birlikler Karabıyıklı’da Maraş’a giden düşman birliklerini imha etti. 21 Ocak 1920’de Şehit Kâmil hadisesi patlak verdi. Henüz çocuk yaştaki Kâmil, anasının çarşafına el uzatan iki Fransız neferinden birinin kafasını yerden aldığı taşla yardı. Diğer asker de süngüsünü kalbine saplayarak bu kahramanı şehit etti. Bunun üzerine bütün Antep ayaklandı. 18 Şubat 1920’de Şahin Bey Kilis yolunda düşmana baskınlar yaptı. Bu kahraman mücahit 28 Mart 1920’de şehit düştü. 1 Nisan 1920’de şehirde ilk silah patladı. Daha sonra müthiş mücadele başladı. Şehrin etrafı kat kat düşman birlikleriyle çevrelendi. Bugünkü Gazze’nin halini düşününüz. İşte Antep yüz sene önce o hali yaşamıştı. 24 Mayıs 1920’da asıl ismi Molla Muhammed olan Karayılan şehit düştü. (Tıpkı Gazzeli Ebu Ubeyde gibi, o tarihte de Ermeniler o mücahit liderlerin ailelerine zarar vermesin diye kod isimleri konuluyordu. Karayılan gibi, Şahin Bey gibi –Asıl ismi Muhammed Said-), Özdemir Bey gibi) 6 Şubat 1921’de TBMM, Antep’e “Gazilik unvanını” verdi.

Antep’teki bu şanlı mücadele yaklaşık 11 ay devam etti. Müdafilerin atacak tek mermisi, yiyecek tek lokma yiyeceği kalmayınca şehir teslim oldu. Şehir teslim olmadan önce 6/7 Şubat 1921 gecesi mücahitler bir huruç hareketiyle şehirden çıktılar. Dışarı çıkınca düşman kumandanına şu mesajı ilettiler: “Şayet şehirdeki Müslümanların bir kılına zarar gelirse, etraftan toplayacağımız mücahitlerle birlikte geri döner, bunun hesabını sizden sorarız.”

20 Ekim 1921’de Fransızlarla Ankara Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre düşman 25 Aralık 1921’de defolup gitti. Yaklaşık 11 ay devam eden çarpışmalar esnasında Antep’e binlerce top mermisi düştü. Milyonlarca kurşun sıkıldı. Bütün binalar yerle bir oldu. 6317 şehit verildi. Üç binden fazla da yaralı vardı. Gazilerden bir kısmı, ayağını, kolunu, gözünü kaybetmişti. Yaklaşık 40 sene önce o kahraman insanlarla röportajlar yapmıştım. Bu röportajlar gazetede yayınlandı, sonra kitaplaştırdık. Gaziantep’in bu şanlı mücadelesini dört kitapta anlatmaya çalıştık. Bu kitaplarla asıl anlatmak istediğimiz şuydu: “Kıymetli hemşehrilerim! Düşman aynı düşman ve onlar uyumuyor. Suriye’de, Irak’ta, Batı Trakya’da, içimizde üslenmişler, fırsat kolluyorlar. Dün dedelerimizin yaşadığı; rüya, masal, hikaye, film değil, hakikattı. Bu vatanı korumak için uyanık olalım. Cihadı unutmayalım!”

Bizim işimiz anlatmak, anlatmak… Elimizden bu geliyor. Gaziantep Üniversitesinde de bunu yapmaya çalıştık. Güzel bir organize gerçekleştiren, başta G.Ü. Sekreteri Fatih Evyapan Bey olmak üzere bütün ilgililere ve AGD’li gençlere teşekkür ediyorum.

QOSHE - Dünkü Gazze Gaziantep İdi - Burhan Bozgeyik
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünkü Gazze Gaziantep İdi

4 0
25.12.2023

Bugün Gazzeliler, bütün dünyanın gözü önünde şanlı bir mücadele veriyor, cihad yapıyor. Dün Gaziantepliler aynı şekilde dünya tarihine geçen şerefli bir mücadele vermiş ve cihad yapma şerefine nâil olmuşlardı. Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Konferans Salonundaki toplantıya iştirak eden hazirûna yaklaşık 103 yıl önceki bu mücadeleyi anlattık.

25 Aralık Gaziantep’in kurtuluş günü, son düşman askerinin defolup gittiği tarih. Günümüz nesli maalesef daha dün gibi gelen tarihte olup bitenleri bilmiyor, o mücadelenin safhalarından habersiz. Kısaca o yıllara gidip, Gaziantep’te olup bitenlere bakalım:

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanmış. Üç kıtaya hükmeden ve terekesinden 42 devlet çıkacak olan Osmanlı Devleti esir vaziyetine düşmüş. Haberleşme vasıtaları yok. Halk olup bitenlerden habersiz. 15 Ocak 1919’da İngilizler Antep’i işgal ediyor. Halk şaşkınlık içerisinde. İngilizler Müslüman halkın elindeki bütün silahları topluyor. “Bir silah bulursak o kişiyi idam ederiz. Ailesinden de tazminat alırız” diyor. İngilizler topladıkları silahları yerli Ermenilere veriyor. İyice şımaran Ermeniler 25 Ocak 1919’de hükümet binasını ele geçirerek idareye el koyduklarını söylüyorlar. 29 Ekim 1919’da İngiliz birlikleri şehri Fransızlara teslim ederek geri çekiliyor.

Bir Müslüman’ın küffâr hakimiyetinde yaşaması mümkün değil. Bir Müslüman’ın devletsiz yaşaması mümkün değil. Fıkıh kaidesidir. Küffar bir İslâm beldesine girdiği takdirde, cihad etmek yediden yetmişe her Müslüman’a farz-ı ayn olur. Şehrin âkil insanları derhal toplanır. Cihad harekatını yönetmek için geçici olarak küçük bir devlet teşkilatı kurar. Savaş teşkilatları kurulur.........

© Milli Gazete


Get it on Google Play