Takribi 25 yıl önce o meşhur toplantıya katılanlar anlatmıştı:

Amerika’nın bilinen üç şartı karşılığında uzun vadeli iktidar vaadini kabul etmesi üzerine, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Recep Tayyip Erdoğan’a çıkışarak:

“Sayın Erdoğan, Amerika bu şartlarını daha önce Erbakan Hoca’ya teklif etti, o derhal reddetti. Bana teklif ettiler, ben de reddettim. Siz bu ağır ve tehlikeli şartları nasıl kabul edebildiniz?”

Cevap:

“Ya Muhsin Bey! Hele bir iktidar olup yerimizi sağlamlaştıralım, Amerika’ya atarız dirseği!”

Muhsin Yazıcıoğlu:

“Sayın Erdoğan, siz fillerle yola çıkmayı kabul ettiniz. File dirsek atılır mı, sizi ezer geçerler!”

Aralarında buna benzer bir diyaloğun geçtiği anlatılır.

AKP böyle bir düşünce ile ve Amerika’nın üç şartını kabul ederek kurulmuştu. Bu netameli durumu AKP yandaşları halka:

“Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek zorundayız. İktidar bize verilince çalışıp güçleneceğiz ve zamanı gelince de Amerika’ya diz çöktüreceğiz!” şeklinde bir kahramanlık senaryosu ile empoze edip alkışlatmışlardı.

‘BOP Eş başkanlığı’nı kabul ettiklerinde, Irak’ta Amerikan işgalini desteklediklerinde, Afganistan’da işgale yardım ettiklerinde, sahte Arap Baharı harekatlarını desteklediklerinde, Libya’yı beraberce parçaladıklarında, Suriye’de iç savaşın çıkması sürecinde başrolü oynadıklarında, daha önce söz verdikleri gibi Terörist İsrail ile karşılıklı en üst düzey ziyaret teatileri yapıp bağırlarına bastıklarında, hep “ayıya dayı diyoruz, gelişip güçlenmemiz için başka çaremiz yok” algısı ile halkın desteğini defalarca kazandılar. Bu arada yaklaşık 10 yıl Erbakan Hoca’mız ve 25 yıldır da Millî Görüş yöneticileri ve sözcüleri bu metodun yanlışlığını ve Türkiye’yi batağa götüreceğini, gerçek çözüm yollarını göstererek haykıragelmişlerdir.

AKP bunca yıl “köprü ve dayı güzellemeleri” eşliğinde güçlenme hayalini pompalayarak ama güçlenme vasıtalarını da hep ihmal ederek, önleyerek, yıkarak, kaynak israfları ile oyalandı ve bugünlere gelindi.

Bırakınız fillere dirsek atarak kendi yoluna dönmeyi, ülkemizi büyük bir girdabın içine sürüklediler. Ekonomi, maliye, istihdam, üretim, eğitim, adalet, birlik, beraberlik berbat bir durumda. Terör adeta silahlı, eğitimli ordu haline gelmiş. Paramız pulun da altına düşmüş. Faiz belasıyla paspas olmuşuz. Borcumuz taşıyamayacağımız kambur haline dönüşmüş. Dünyadaki itibarımız istatistik sıralamalarında en altlara doğru yuvarlanmış, sözümüz başka, yaptıklarımız bambaşka bir görüntü veriyor. Dışa bağımlı bir ülke durumuna getirilmişiz.

Biz bu duruma düşmüş iken, İsrail tekrar azıttı. Yerleşim yerlerini harabeye çevirip sayıları on binlerle ifade edilen, kadın, bebek, çocuk, sivil katliamları yapmaya başladı.

Bu vahim olaylar karşısında AKP iktidarında güçlü olma iddiasındaki Türkiye’nin; Yemen misali İsrail’e savaş açmasını kimse ummadı, beklemedi, bekleyemezdi de.

Hiç olmazsa, Uzakdoğu’daki Malezya gibi limanlarını İsrail bağlantılı deniz araçlarına kapatamaz mıydı? Çoğunun dudak büktüğü Latin Amerika ülkeleri gibi Terörist İsrail ile diplomatik ilişkileri kesip büyükelçilerini gönderemez miydi? Hiç olmazsa “ticaret” adı altında İsrail’in “her türlü” ikmalini durduramaz mıydı? Küreciği kapatıp İsrail’i kör ve sağır edemez miydi? İncirliği kapatmasa bile kontrol altına alıp İsrail’in silah tedarik yollarından birini kesemez miydi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zamanı gelince Kürecik’i de kapatırız, İncirlik’i de” sözlerini söylemişti. On binlerce çocuk, bebek ve kadın hunharca öldürüldü. Dediklerini hayata geçirmek için bu ne gelmez zamanmış?

Hani AKP zamanı geldiğinde “Ayı Amerika’ya” dirsek atacaktı? Bırakın Amerika’ya dirsek atmayı, İsrail karşısında bile eli kolu bağlı duruma düştüler. Şahlanıp uçmak yerine kanatları kırılmış kartal gibi yerde pinekliyorlar.

Şimdi yandaşları bu tavırlarını, “AKP iktidarı ayıların ülkemizi parçalamasını önlemek için ölü taklidi yapıyor!" diye halka lanse edip yeni bir kahramanlık senaryosu uydururlar mı acaba? Malum, ayılar ölülere pek dokunmazlarmış.

Evet bir “ölü” görünüşü var.

Gerçek mi, taklit mi?..

Herkes buraya dikkatlice bakmalı!

KIRIK KANATLAR

Katil İsrail vahşetinden

Ciğerlerimiz kanadı;

Ayı pençesiyle kırılmış,

Kartalımızın kanadı…

QOSHE - Ayıya Karşı Ölü Taklidi - Ekrem Şama
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ayıya Karşı Ölü Taklidi

17 28
01.01.2024

Takribi 25 yıl önce o meşhur toplantıya katılanlar anlatmıştı:

Amerika’nın bilinen üç şartı karşılığında uzun vadeli iktidar vaadini kabul etmesi üzerine, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Recep Tayyip Erdoğan’a çıkışarak:

“Sayın Erdoğan, Amerika bu şartlarını daha önce Erbakan Hoca’ya teklif etti, o derhal reddetti. Bana teklif ettiler, ben de reddettim. Siz bu ağır ve tehlikeli şartları nasıl kabul edebildiniz?”

Cevap:

“Ya Muhsin Bey! Hele bir iktidar olup yerimizi sağlamlaştıralım, Amerika’ya atarız dirseği!”

Muhsin Yazıcıoğlu:

“Sayın Erdoğan, siz fillerle yola çıkmayı kabul ettiniz. File dirsek atılır mı, sizi ezer geçerler!”

Aralarında buna benzer bir diyaloğun geçtiği anlatılır.

AKP böyle bir düşünce ile ve Amerika’nın üç şartını kabul ederek kurulmuştu. Bu netameli durumu AKP yandaşları halka:

“Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek zorundayız. İktidar bize verilince çalışıp güçleneceğiz ve zamanı gelince de Amerika’ya diz çöktüreceğiz!” şeklinde bir kahramanlık senaryosu ile empoze edip alkışlatmışlardı.

‘BOP Eş başkanlığı’nı kabul ettiklerinde, Irak’ta Amerikan işgalini desteklediklerinde, Afganistan’da işgale yardım ettiklerinde, sahte Arap Baharı harekatlarını desteklediklerinde, Libya’yı beraberce parçaladıklarında, Suriye’de iç savaşın çıkması sürecinde başrolü oynadıklarında, daha önce söz verdikleri gibi Terörist İsrail ile karşılıklı en üst düzey........

© Milli Gazete


Get it on Google Play