Yolun başında iken ilan etmişti bu AKP. Özet cümle şu idi:

“Dindar bir gençlik yetiştireceğiz.”

22 yılda birkaç nesil yetişti yetişmesine de; dindar değil, şuuru alınmış, yetiştiricileri ne söylese muhakeme bile etmeden kabullenen nesiller. Kabullenmek bir yana, birileri “bu kanaatiniz yanlış” dese hemen ona karşı açılan karalama kampanyasına gönüllü olarak katılan nesiller yetiştirdiler.

Bu durumu en iyi özetleyen bir cümle yine bir AKP’li bakandan gelmişti:

“Biz; aya dört şeritli yol yapıyoruz desek inanacak bir taraftar kitlemiz var bizim.”

İşte yetiştirdikleri nesilleri özetleyen en iyi vecize(!) budur. Elbette tamamını kastetmiyoruz. Olan biteni kavrayabilen şuurlu nesiller de var. Ama biz ekseriyetinden bahsediyoruz.

Günümüze baktığımızda, AKP’nin “aya yol yapmak kadar saçma” açıklamalarını bile savunuyor olduklarını görürüz bu yeni nesillerin.

Örnekler verelim:

Genel başkanları olan Erdoğan, mealen şu cümleyi söylemişti kısa süre önce:

İsrail ile normalleşmemiz ayrı, Kudüs ve Mescid-i Aksa hassasiyetimiz ayrı.” Yeni yetiştirdikleri nesiller bu cümleyi kabullenmekten öte savunmak gibi şuursuzluğu halen irtikap etmekteler.

Ticaret Bakanı kendi sorumluluğunu başından atmak için dedi ki:

Biz devlet olarak İsrail ile ticaret yapmıyoruz. Gemi göndermiyoruz. Bu giden gemiler hep özel sektöre ait.”

Sonra söylediklerinin gerçek olmadığını o da anlamış olmalı ki ilave etti:

“Yani bu ticareti yapanların ekseriyeti özel sektördür.”

Bu cümleleri normal zamanda söylese “bir durum tespitidir” der geçersiniz. Tam da İsrail’in katliam yaptığı zamanda söyleniyor. Ne yani, ticaretin özeli de tüzeli de devletin denetiminde ve himayesinde değil mi? Çocuk mu kandırmaya çalışıyorsunuz? Üstelik İsrail hemen hemen tüm ihtiyaçlarını “ticaret” adı altında karşılarken, Ticaret Bakanı’nın bu cümleleri kurabilmiş olması insana saçını başını yolduruyor. İşte bu cümleleri kendi yetiştirdikleri nesiller kabul edip savunmaya geçiyor.

AKP Grup Başkan Vekili şöyle dedi:

“Giden mallar savaşa karşı olan İsrail halkına gidiyor, cepheye gitmiyor.”

Bu saçma ve diş gıcırdatıcı cümleleri ancak aya yol yapıldığına inanan nesiller savunabilir. Savunuyor da zaten.

İsrail askerlerinin bizden gönderilen giyecekleri giyerek cepheye gittiği belli olunca da, yapılan savunmalar keza bu şuursuz yetiştirilen nesiller tarafından benimsenebiliyor. Bu elbiseler yeni gönderilmemiş, geçen sene gönderilmiş. Ne yani eski veya yeni. Ne fark eder? İsrail askeri sanki eskiden beri sürekli katliam yapmıyor muydu?

AKP’lilerin İsrail ile ticareti savunmaları arasında şu cümle de var:

“İsrail ile ticaret Filistin davasını ve savaşını etkilemez” Allah aşkına bu cümlenin aya yol yapmak kadar saçma olduğu belli değil mi? Ama bunu bile benimseyip savunan bir taraftar kitlesi var.

Neymiş, “Bu uluslararası ticareti durdurursak büyük tazminatlar ödemek zorunda kalırmışız.” Uluslararası her bir ticaret sözleşmesinde mücbir sebep (fors majör) olarak en başta “savaş hali” yazılmıyor mu yani?

Yemen!

Fakir, aç ve açıkta olmasına rağmen tarafını belli etti.

Filistin davasında İsrail'e düşman, mücahitlere yardımcı olacağını ilan etti.

İlan etti ki, “İsrail'e mal taşıyan ticaret gemilerine saldırıp batıracağız.”

Dediğini de yaptı.

Bazı gemileri bombaladı, bazılarını da zaptetti.

Öğreniyoruz ki, Yemen, Kızıldeniz üzerinden yapılan ticareti engellemekle yüzde 80-90 oranında İsrail'i ikmal malzemelerinden mahrum etmiş. Cürmü kadar da olsa İsrail katliamlarına fren koymuş.

Hepimiz Yemen'e dua ettik. Alkışladık, alkışlıyoruz.

Aaa! O da ne?

AKP iktidarının yandaşları da “Kahraman Yemen yönetimini” alkışladılar, alkışlıyorlar!

Hani ya, “ticaret ayrı, savaş ayrı” diye karşımıza dikilip savunma yapıyordunuz?

Bu ne utanmazlık? Bu ne aymazlık? Bu ne şuursuzluk?

Fakir ve biçare Yemen'in her şeyi göze alarak, askeriyesini de seferber ederek, takdir edilecek bir kahramanlıkla başardığı bu işleri, sizin “ticaret ayrı savaş ayrı” altın kuralını(!) yumurtlayan ve bu konuda şuursuzca savunduğunuz yöneticileriniz basit bir emir vermekten aciz mi? Mesela; "İKİNCİ BİR EMRE KADAR İSRAİL İLE TİCARET ASKIYA ALINMIŞTIR. HİÇBİR GEMİ, UÇAK VEYA KARAYOLU VASITASI TÜRKİYE'DEN İSRAİL'E SEVKİYAT YAPAMAZ" gibi bir emirle aynı neticeyi SİLAH ATMADAN, SAVAŞA GİRMEDEN, alabilme imkânı varken, bunu yapmıyor.

Yemen'i alkışlıyorsun da, desteklediğin iktidara neden bir laf söylemiyorsun?

Netice olarak Filistinli mücahit Müslümanlar çok büyük bedeller ödeyerek zalim İsrail’i durdurmaya çalışıyorlar. AKP iktidarı ise bu mücadelede sadece söz olarak Filistin’in yanında, sözden gayrı her şeyi ile de İsrail’in yanında yer almıştır, almaya da devam etmektedir. Bu durum ise kardeşliğin gereğini yapacak yerde kalleşliğin gereğini yapmak demektir.

Aya yol yapmak kadar saçma tutum ve davranışları ise hem Meclis’teki hem de Meclis dışındaki yandaş nesillerince savunulabilmektedir.

İyi ki Meclis’te Saadet-Gelecek grubu var da gerçekler bütün dünyaya duyurulabiliyor.

İyi ki!..

YALAN DOLAN

Yalan dolanla geldiniz bugüne,

Bir gün bu iş patlarsa ne olur?

Tarih palavrayla susturulamaz,

Bir gün biri ispatlarsa ne olur?

QOSHE - Kardeşlik - Kalleşlik - Ekrem Şama
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kardeşlik - Kalleşlik

15 5
25.12.2023

Yolun başında iken ilan etmişti bu AKP. Özet cümle şu idi:

“Dindar bir gençlik yetiştireceğiz.”

22 yılda birkaç nesil yetişti yetişmesine de; dindar değil, şuuru alınmış, yetiştiricileri ne söylese muhakeme bile etmeden kabullenen nesiller. Kabullenmek bir yana, birileri “bu kanaatiniz yanlış” dese hemen ona karşı açılan karalama kampanyasına gönüllü olarak katılan nesiller yetiştirdiler.

Bu durumu en iyi özetleyen bir cümle yine bir AKP’li bakandan gelmişti:

“Biz; aya dört şeritli yol yapıyoruz desek inanacak bir taraftar kitlemiz var bizim.”

İşte yetiştirdikleri nesilleri özetleyen en iyi vecize(!) budur. Elbette tamamını kastetmiyoruz. Olan biteni kavrayabilen şuurlu nesiller de var. Ama biz ekseriyetinden bahsediyoruz.

Günümüze baktığımızda, AKP’nin “aya yol yapmak kadar saçma” açıklamalarını bile savunuyor olduklarını görürüz bu yeni nesillerin.

Örnekler verelim:

Genel başkanları olan Erdoğan, mealen şu cümleyi söylemişti kısa süre önce:

İsrail ile normalleşmemiz ayrı, Kudüs ve Mescid-i Aksa hassasiyetimiz ayrı.” Yeni yetiştirdikleri nesiller bu cümleyi kabullenmekten öte savunmak gibi şuursuzluğu halen irtikap etmekteler.

Ticaret Bakanı kendi sorumluluğunu başından atmak için dedi ki:

Biz devlet olarak İsrail ile ticaret yapmıyoruz. Gemi göndermiyoruz. Bu giden gemiler hep özel sektöre ait.”

Sonra söylediklerinin gerçek olmadığını o da anlamış olmalı ki ilave etti:

“Yani bu ticareti yapanların ekseriyeti özel sektördür.”

Bu cümleleri normal zamanda söylese “bir durum tespitidir” der geçersiniz. Tam da İsrail’in katliam yaptığı zamanda söyleniyor. Ne yani, ticaretin özeli de tüzeli de devletin denetiminde ve himayesinde değil mi? Çocuk mu kandırmaya........

© Milli Gazete


Get it on Google Play