İnsanların zamanla kazandığı alışkanlıkları vardır; iyi ya da kötü. Alışkanlık haline geldiği için insana özündeki cevheri harekete geçirmesini engeller. Bulunduğu noktadan adım atmasını engeller. Belli bir zaman sonra otomatik hale geldiği için de insandaki heyecanı, merakı, harekete geçme motivasyonunu azaltır. Hele de kötü alışkanlıkların sonuçlarının kötü olduklarını görmüşlerdir ama kendilerini bir türlü alı koyamamışlardır o alışkanlığı elde etmekten. İnsan bu durumu fark ettiğinde de ömrünün geri kalanını o alışkanlıklarını bırakmak için harcarlar. Merak yüzünden deyin, zayıflıkları yüzünden deyin. Toplumların da böyle kötü alışkanlıkları vardır. Dillerden dile nesillerden nesile aktarırlar. Ama genelde de o alışkanlıkları bırakma dertleri olmaz. Bizim toplumumuz için bu şu cümle ile vücut bulmuştur: “Türkiye üzerine çok oyunlar oynanıyor. Ülkemiz üzerine ‘büyük oyun’ oynanıyor.” Bir de bunu ilk defa kendileri keşfetmiş gibi ekranlarda konuşanlar var ki, evlere şenlik. Evet, ülkemiz bulunduğu coğrafya ile sahip olduğu köklü geçmiş ve gelecek potansiyeli ile birçok küresel planların hedeflerindedir. Ama arkadaşlar bu yeni bir durum değil ve bunu ilk söyleyen siz değilsiniz.

Tarih boyunca dünyada siyasi alanda hakimiyet elde etmek isteyenler Anadolu coğrafyasına hakim olmak için ayrıca çalışmışlardır. Biz bu coğrafyada Anadolu Selçukluları dahil bin senedir varız. Osmanlı’nın son dönemlerini bu topraklarda tutunma çabası olarak yorumlarsak yanlış bir şey yapmış olmayız. Osmanlı’nın en kuvvetli olduğu dönemlerde de dahil zaten hep hedefte idik. Erbakan Hoca’mızın Almanya’da bir makina mühendisi öğrencisi olarak tanık olduğu olaydan sonra hocası Mehmed Zahid Kotku hazretlerine yazdığı mektuptan beri “Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki” oyunlardan ve planları biliyoruz. Yeni bir şey keşfetmiş gibi yapmanız sebebi nedir?

Mahalle kahvelerinden tut en derin stratejik konuların ele alındığı kurumsal çalışmaları yapan yerlerde de bu konu değişmeyen gündem maddesi. “Artık bu meseleyi konuşma alışkanlığından vazgeçip harekete geçmenin zamanı gelmedi mi? Bu sözü milletimizin direnç noktasını kırıp hareketsiz hale getirecek halden çıkarıp aksiyon haline getirecek bu topraklara dair bizim planlarımızı konuşmanın vakti gelmedi mi?” Diye düşünceler geçiyorsa aklınızdan kusura bakmayın da kendi ülkenizin yakın siyasi tarihini bilmiyorsunuz demektir.

Milli Görüş bu topraklar üzerine yapılan planları bozan tek siyasi görüş ve güç olmuştur. Milli Görüş; hem küresel güçlerin ülkemiz üzerinde oynamak istediği planları aşikar etmiş, hem bu hareketleri durdurmak için gayretle çalışmış hem de kendi toprağı üzerine kendi “büyük oyununun kurucusu” olması için görev üstlenerek D-8 gibi küresel bir kurumu çok kısa zamanda kurmuştur. Bu uğurda dört partisi kapatılmış, kitlesi birden fazla siyasi yapıya bölünmüş, ülkemizden daha fazla küresel operasyonun hedefi olmuştur. Milli Görüş’ün son partisi Saadet Partisi de ülkemizin üzerine oynanan oyunların bozulması için ellerinden gelen tüm çalışmaları yapıyorlar. Örneğin son seçimdeki tavrından bunu rahatlıkla okuyabiliriz.

Bu gerçekleri göz ardı ederek hâlâ “Türkiye üzerine çok oyunlar oynanıyor” sözünü dillendirenler şu an milletimizi oyalamaktadır. Çözümü apaçık şekilde ortada duran D-8’leri harekete geçirmek için çalışmamak -ki D-8 sadece ülkemiz üzerine değil tüm dünyada Müslümanlar ve mağdur insanlığın üzerine oynanan oyunların bozucusudur-, bu toplumların arasına mezhepçilik, ırkçılık gibi bölücü hareketleri söylemleri ile kışkırtmak tek kelime ile insanlığa ve ümmete ihanettir. Ekranlarda, üniversite kürsülerinde gerçeğin bir kısmını söyleyip “Türkiye üzerine çok oyunlar oynanıyor” bunun çözümünü anlatmamak bir tür manipülasyon ve dezenformasyondur. Küreselleşen dünyada tek başına hareket etmek sahada küresel güçlere karşı hareketinizi zorlaştırır. Türkiye’deki iktidarın şu an yaşadığı gibi. Durmadan “Türkiye üzerine çok oyunlar oynanıyor” sözünü bir alışkanlık şeklinde söylemek insanımızın hareket sahasını kısıtladığı gibi.

Ülkemiz üzerine oynanan oyunlara dair konuşmalar yapanlar Erbakan ve Saadet Partisi/ Milli Görüş’ü anmadan devam ederlerse korkarım tarihe “milletlerini ninnilerle uyutarak milletlerinin özündeki gücü pasifize ederek onları hareketsiz kıldılar” suçu ile geçeceklerdir.

QOSHE - “Büyük Oyunu” Artık Bozun! - Elif Örs
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Büyük Oyunu” Artık Bozun!

13 1
09.01.2024

İnsanların zamanla kazandığı alışkanlıkları vardır; iyi ya da kötü. Alışkanlık haline geldiği için insana özündeki cevheri harekete geçirmesini engeller. Bulunduğu noktadan adım atmasını engeller. Belli bir zaman sonra otomatik hale geldiği için de insandaki heyecanı, merakı, harekete geçme motivasyonunu azaltır. Hele de kötü alışkanlıkların sonuçlarının kötü olduklarını görmüşlerdir ama kendilerini bir türlü alı koyamamışlardır o alışkanlığı elde etmekten. İnsan bu durumu fark ettiğinde de ömrünün geri kalanını o alışkanlıklarını bırakmak için harcarlar. Merak yüzünden deyin, zayıflıkları yüzünden deyin. Toplumların da böyle kötü alışkanlıkları vardır. Dillerden dile nesillerden nesile aktarırlar. Ama genelde de o alışkanlıkları bırakma dertleri olmaz. Bizim toplumumuz için bu şu cümle ile vücut bulmuştur: “Türkiye üzerine çok oyunlar oynanıyor. Ülkemiz üzerine ‘büyük oyun’ oynanıyor.” Bir de bunu ilk defa kendileri keşfetmiş gibi ekranlarda konuşanlar var ki, evlere şenlik. Evet, ülkemiz bulunduğu coğrafya ile sahip olduğu köklü geçmiş ve gelecek potansiyeli ile birçok küresel planların hedeflerindedir. Ama arkadaşlar bu yeni bir durum değil ve bunu ilk söyleyen siz değilsiniz.

Tarih boyunca dünyada siyasi alanda hakimiyet elde etmek isteyenler Anadolu coğrafyasına hakim olmak için ayrıca çalışmışlardır. Biz bu coğrafyada Anadolu Selçukluları dahil bin senedir varız. Osmanlı’nın son dönemlerini bu topraklarda tutunma........

© Milli Gazete


Get it on Google Play