Her zaman söylediğimiz ve dikkatlere sunmaya çalıştığımız konuların başında Müslümanların kendi hikayelerini kendilerinin anlatması meselesi geliyor. Müslümanlar güç kaybetmeye başladığı zamandan beri Müslümanların hikayelerini hep başkalarının ağzından ve dilinden dinliyoruz, okuyoruz, izliyoruz.

Zaman zaman köşemizde de dünya kamuoyunun bakışında, algısında uzun yıllardır katil İsrail’in “masum, mazlum, Ortadoğu’daki tek demokratik ülke” imajını sağlayan hususunun başta Hollywood sinemaları olmak üzere kitle iletişim araçlarında üretilen “hikayeler” olduğundan bahsederiz. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası kitle iletişim araçlarında üretilen “Holokost kurbanı, işlerinden ve evlerinden edilmiş, toplama kamplarında yok edilmiş, topraklarından sürülmüş masum Yahudi” hikayesi ile tüm dünya “soykırıma tutulmuş tek millet Yahudiler” imajı; “işgalci İsrail’in yenilmezliği” mitini oluşturmuştur.

Özellikle Avrupa ve Almanya’da II. Dünya Savaşı’ndan yaptıklarının utancı ve belli merkezlerin ürettikleri “hikayeler” ile antisemitizm kavramsallaştırılması ile Batı halkları üzerinde tartışılmaz bir tabu oluşturulmuştur. Dünyaya en fazla haber sunan, haber ajanslarının ürettiği haberlerle hep “Masum İsrail Devleti (!), saldırgan, teröristlerin (!) saldırılarına cevap verirken çocukları öldürdü” mantalitesini insanların zihnine kazıdı. Hep masum, haklı olan bir Siyonist imajı ve kendi yaşama hakkını topraklarını savunanlara “terörist” yakıştırmasının yapıldığı bu içerikler, Siyonizm’in “uydurduğu hikayeler”di.

Dünyada var olan faizci kapitalist sistemin de kurucusu olan Siyonist zihin milyarlarca insanı oyalayacak birçok “uyduruk hikayeyi” kendince üretmeye devam ediyor. Bu sisteme karşı olanları da “cadılaştırmaya, canavarlaştırmaya” da devam ediyor. Bu konu hakkında binlerce örnek verilebilinir.

Bu güçlü hikaye uyduruculara rağmen Aksa Tufanı’ndan sonra tüm insanlığa etkisi azalmış durumda. İnsanlar belli merkezlerden üretilen haberlere, hikayelere genellikle itibar etmemeye başladı. Bunu en iyi şekilde ortaya çıktığı sahne İngiltere’nin haber kanalı olan BBC önünde Filistin’i destekleyen, BBC’yi yanlı haber yaptığı için yapılan protesto gösterisidir.

Şimdi gelelim, bizlere… Bizlerin kendi hikayemizi anlatmamıza. Bu köşe yazımızda “bizim toprakların hikayesini anlatan” bir kitaptan bahsedeceğiz. Gazeteci Harun Çelik’in kaleme aldığı “İşgalci” kitabında; Filistin toprakları ziyaretinde yaşadıklarını anlatıyor. Türkiye’den Filistin’e giderken ülkemizde İsrail Büyükelçiliğinden yaşadıklarından başlayıp, kutsal topraklarda yaşadıkları, işgal edilen şehirlerde karşılaştıkları, yerinden edilmiş Filistinlilerin hikayelerini, dönüş yolunda uçağa binmeden İsrail’in bir Türk gazetecisine “arama” adıyla yapmış olduğu baskıyı… Ve yakın tarihe, tarihimize dair birçok konu ilk elden, sistematik bir şekilde yer alıyor kitapta. İşgalci kitabı, Filistin ve Siyonizm’e dair hiç bilgisi olmayan için de Filistin ve Siyonizm hakkında bilgisi olanlar için de güzel bir kaynak eser olacak türden “bizim hikayemizi” anlatan eserlerden biri.

İlk baskısı 2007’de yapılan “İşgalci” kitabının son baskısı Millî Görüşçüler için ayrı bir anlam ifade edecektir. Çünkü yazar Harun Çelik, kitabın son baskısında önceki baskıyı tekrar gözden geçirdikten sonra Filistin şehidi olan Saadet Partisi Milletvekili Hasan Bitmez’in Meclis’teki son konuşmasını kitabın sonuna, eklemiş.

Ayrıca kitabı yazar, “Bu kitabımı, Filistin’in kızı olarak ismini tarihe yazdıran Amerikalı insan hakları savunucusu ve barış aktivisti Rachel Corrie ve Filistin davasına hayatı ile şahitlik eden Hasan Bitmez ağabeye ithaf ediyorum” diyerek tüm kitabı Hasan Bitmez’e ithaf etmiş Rachel ile birlikte.

Yakın siyasi tarihimizin birçok aktörü, tarihe karışmış, tarihin tozlu sayfalarına karışmıştır. Bir zamanlar gündemden düşmeyen, manşetleri süsleyen isimleri yakınları bile hatırlamamaktadır. Fakat Hasan Bitmez, hem savunduğu dava sebebiyle ve hem de bu uğurda verdiği son nefesi ile Filistin davası var oldukça yaşamaya devam edecektir, hep hatırlanacaktır. Ve “kendi hikayemizi” anlatmaya çalışan Harun Çelik’in kitabına taşıması ile de edebiyat alanında da yaşamaya devam edecektir. Gelecek nesiller de gazeteler anlatmasa da güncel kitle iletişim araçları hiç gündemlerine almasa da Hasan Bitmez’den ve savunduğu davadan haberdar olacaktır.

Rabbim başta Hasan Bitmez olmak üzere “Hak” dava uğruna nefes tüketmiş herkese rahmet eylesin. Harun Çelik gibi “kendi hikayemizi” anlatan gazeteci, yönetmen, senarist, bilim adamı ve yazarların sayılarını artırsın.

QOSHE - "Kendi Hikayemizi" anlatan bir eser; "İşgalci" - Elif Örs
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Kendi Hikayemizi" anlatan bir eser; "İşgalci"

19 30
30.04.2024

Her zaman söylediğimiz ve dikkatlere sunmaya çalıştığımız konuların başında Müslümanların kendi hikayelerini kendilerinin anlatması meselesi geliyor. Müslümanlar güç kaybetmeye başladığı zamandan beri Müslümanların hikayelerini hep başkalarının ağzından ve dilinden dinliyoruz, okuyoruz, izliyoruz.

Zaman zaman köşemizde de dünya kamuoyunun bakışında, algısında uzun yıllardır katil İsrail’in “masum, mazlum, Ortadoğu’daki tek demokratik ülke” imajını sağlayan hususunun başta Hollywood sinemaları olmak üzere kitle iletişim araçlarında üretilen “hikayeler” olduğundan bahsederiz. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası kitle iletişim araçlarında üretilen “Holokost kurbanı, işlerinden ve evlerinden edilmiş, toplama kamplarında yok edilmiş, topraklarından sürülmüş masum Yahudi” hikayesi ile tüm dünya “soykırıma tutulmuş tek millet Yahudiler” imajı; “işgalci İsrail’in yenilmezliği” mitini oluşturmuştur.

Özellikle Avrupa ve Almanya’da II. Dünya Savaşı’ndan yaptıklarının utancı ve belli merkezlerin ürettikleri “hikayeler” ile antisemitizm kavramsallaştırılması ile Batı halkları üzerinde tartışılmaz bir tabu oluşturulmuştur. Dünyaya en fazla haber sunan, haber ajanslarının ürettiği haberlerle hep “Masum İsrail Devleti (!), saldırgan, teröristlerin (!) saldırılarına cevap verirken çocukları öldürdü” mantalitesini insanların zihnine kazıdı. Hep masum, haklı olan bir Siyonist imajı ve kendi yaşama hakkını topraklarını savunanlara “terörist” yakıştırmasının yapıldığı bu içerikler, Siyonizm’in........

© Milli Gazete


Get it on Google Play