Teşkilatta ilk defa görev aldığımız zamanlar. Birçok yerden hanımlar teşkilat çalışmalarımıza katılırdı. Mahalle toplantılarımıza, teşkilat içi eğitimlerimize, sohbetlerimize, il divan toplantılarımıza. Teşkilattaki büyüklerimiz ellerinden geldiğince her gelene hürmet eder, saygı gösterdiklerini gösterirlerdi. Fakat bir hanım teyze vardı. Teşkilat çalışmalarımıza ara ara katılırdı. Fakat teşkilattaki büyüklerimiz ona ayrı bir hürmet gösterirlerdi. Daha sonralarda o hanıma neden o kadar saygı gösterildiğini öğrendim.

Teşkilatımıza ara ara gelen o hanım teyzenin hikâyesi bir dönem ülkemizin sık sık gündeminde olan bir meseleydi. Teyzenin bir oğlu vardır ve bu oğlu Çeçenistan’ın bağımsızlık savaşında ülkemizden Çeçenistan’a gidip Çeçenlere destek olmuştur. Ve Çeçenlerin bağımsızlık savaşında cephede canını feda etmiştir. Yani teşkilatın ayrı bir ihtimam gösterdiği o teyze, Çeçen kardeşleri için can vermiş bir şehidin annesidir.

Bu yaşanmışlık geçen hafta basında çok gündem edilmese de, Çeçen mücahitleri ve ailelerini dert edinen birkaç avukat bir konuya dikkat çekmesi ile geldi. Avukatların iddiasına göre Rusya ve Rusya destekli Ramazan Kadirov yönetiminin baskılarından kaçarak ülkemize sığınan çok sayıda Çeçen sığınmacının gözaltına alınarak geri gönderme merkezlerine götürüldüğü haberleştirildi. İçlerinde Cevher Dudayev’in yakınlarının da olduğu birçok kadın ve çocuğun idari gözetim altında tutulan Çeçenler olduğu ifade edildi.

Göç İdaresi Başkanlığı’nın sosyal medya hesaplarında yaptığı açıklama ile iddiaların yalan ve iftira niteliğinde olduğu söylense de konu ile ilgilenen avukatlar, geri gönderme merkezlerindeki keyfi uygulamalara, yargı kararlarının geç uygulanmasına dair paylaşımları ve şikâyetleri sürekli bir şekilde paylaşıyor.

Bu konu hakkında da Saadet Partisi Milletvekili Mesut Doğan, İçişleri Bakanı’na soru önergesi verdi. Soru önergesinde avukatların, Göç İdaresi tarafından hukuksuz geri gönderme merkezlerine götürülen Çeçen sığınmacılara ulaşamadıklarını ve insan hakları ve hukuka aykırı bir şekilde zorla iade edilme tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekildi.

Daha öncesinden de ülkemizde sığınmacı olarak bulunan İhvan üyelerinin darbeci Mısır hükümetine teslim edildiğine şahit olmuştuk. Ve teslim edilen İhvan üyelerinin başlarına gelenlere millet olarak üzülmüş idik.

Bu iddialar ciddi iddialardır. Bin yıllık insanlığa adalet götüren bir tarihin temsilcileri olarak güncel, kısır ve anlık politikalara insanlık değerleri feda edilmemelidir. Sadece Çeçenler değil, aynı durum Uygurlar ve İhvan üyeleri için de geçerlidir. İnsanlığımız ve inanç değerlerimiz günlük değişen politik çıkarlardan öne geçen kararları içerlemelidir.

Ülkemizin yönetimi en kısa zamanda Saadet Partisi’nin soru önergesine cevap vermeli ve milletimizi aydınlatmalıdır. Sadece sosyal medya hesapları üzerinden verilen cevaplar iktidarı sorumluluktan kurtarmayacaktır.

İnsanımızın bir kısmında da olsa hâlâ adaleti ayakta tutmaya ve ümmet bilincini diri tutmaya yönelik refleksleri mevcuttur. Müslüman kardeşinin yaşam hakkını korumaya, Allah’ın yeryüzünde adaleti tesis etme görevini gücü yettiğince yerine getirmeye çalışan vatandaşlarımızın bu hassasiyetine iktidar, gerekli cevapları vermelidir.

Ülkemiz yüz yıllardır zulümden kaçanlara kucak açmıştır. Bu coğrafya, zulme uğrayan, mazlumlar için hep bir sığınak olmuştur. Bu gelenek bozulmamalıdır. Geri gönderme merkezlerinde olanlara dair konuları dikkatle takip etmeye devam edeceğiz.

QOSHE - Mazlumların yurdu idik - Elif Örs
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mazlumların yurdu idik

18 0
20.02.2024

Teşkilatta ilk defa görev aldığımız zamanlar. Birçok yerden hanımlar teşkilat çalışmalarımıza katılırdı. Mahalle toplantılarımıza, teşkilat içi eğitimlerimize, sohbetlerimize, il divan toplantılarımıza. Teşkilattaki büyüklerimiz ellerinden geldiğince her gelene hürmet eder, saygı gösterdiklerini gösterirlerdi. Fakat bir hanım teyze vardı. Teşkilat çalışmalarımıza ara ara katılırdı. Fakat teşkilattaki büyüklerimiz ona ayrı bir hürmet gösterirlerdi. Daha sonralarda o hanıma neden o kadar saygı gösterildiğini öğrendim.

Teşkilatımıza ara ara gelen o hanım teyzenin hikâyesi bir dönem ülkemizin sık sık gündeminde olan bir meseleydi. Teyzenin bir oğlu vardır ve bu oğlu Çeçenistan’ın bağımsızlık savaşında ülkemizden Çeçenistan’a gidip Çeçenlere destek olmuştur. Ve Çeçenlerin bağımsızlık savaşında cephede canını feda etmiştir. Yani teşkilatın ayrı bir ihtimam gösterdiği o teyze, Çeçen kardeşleri için can vermiş bir şehidin annesidir.

Bu yaşanmışlık geçen hafta basında çok gündem edilmese de, Çeçen mücahitleri ve ailelerini dert edinen birkaç avukat bir konuya dikkat çekmesi ile geldi. Avukatların iddiasına göre Rusya ve Rusya destekli Ramazan........

© Milli Gazete


Get it on Google Play