Seçim çalışmaları için arazideyiz. Mahalleleri, pazarları, sokakları geziyoruz. Şehirlerde önceki seçimlerdeki canlılık yok. Hem seçim çalışması yapanlar da yok hem de artık esnaflarda, pazarlarda ticari hareketlilik azalmış durumda.

İlçemizde bir mahallenin işlek caddesindeyiz. Bir zamanlar tam da müşteri yoğunluğundan giremediğimiz dükkân sahipleri, oturmuşlar gelecek müşteriyi bekliyorlar. Gün bitmeden günlük iaşelerini çıkartsalar memnun olacaklar.

Bir dükkâna giriyoruz. Havanın soğuğundan iyice sarılıp sarmalanmış teyze, bizleri, “Şimdi konuşup dert anlatacağım birileri geldi” havasıyla başlıyor konuşmaya. Esnaf teyze aslında emekli imiş, fakat malum emeklilerin durumundan çalışmak zorunda olduğundan bahsediyor. Sözlerine de bir yandan devam ediyor. Vergileri ödeyebilmek için daha çok çalışmak zorunda olduğundan bahsediyor. Esnaf bir kadın olarak yönetimdeki çarpıklıkların daha fazla farkında. Sokaklarda daha fazla olaylara şahit. Ve şikâyetlerini sıraladıkça sıralıyor.

Başka bir esnaf, bulunduğu mahallede yardıma muhtaç ailelere yardım etmeye çalıştığından bahsederken hepsine yetişemediği için üzüldüğünü ifade ediyor. Yardıma muhtaç ailelere gerekli desteği sağlaması için yetkililere gittiğinde malum iktidar partisinden olmadığı için ailelere destek sağlayamadığını da söylüyor. Daha önceden çok defalar şahit olduğumuz bizlere de gelen şikâyetle yeniden yüzleşiyoruz. Ve yaşadıklarından yola çıkarak bize de, “Siz de belediyeye başkan olunca ya da iktidar partisi olunca böyle yapacaksanız, sadece size oy verenlere hizmet götürecekseniz, boşuna çalışmayın” diyor.

Biz de başlıyoruz Saadet Partisi olarak Millî Görüş hizmet anlayışında yandaş kayırmacılığı olmadığını, ülkemizde belediyecilik adına hizmetin ne olduğunu öğreten Millî Görüş olduğunu anlatıyoruz. 1989’da belediyelerde başkanlıkları kazandığımızda insanımızın belediye binalarına, belediye başkanına gidip rahatça şikâyetlerini, isteklerini anlatabildiğini anlatıyoruz. Genel Başkanımız Temel Bey’in tüm adaylara “odanızın kapısını kıracaksınız, 7/24 telefonunuz açık olacak, siz beldenizde ‘dert babası’ olacaksınız” dediğinden bahsediyoruz.

Ulusal ve artık yerel basında da yansıtılan tablolarda sadece iki parti seçime giriyormuş gibi içerikler sunulsa da, kamplaştırmaya dair mevcut seçmenleri bulundukları siyasi partilerde konsolide etme çalışmaları olsa da arazide insanların bir numaralı derdi geçim. Televizyon ekranlarında konuşulan hiçbir konuya arazide denk gelmiyoruz. Vatandaş yarı şekilde doldurduğu poşetinin derdinde ve daha önemlisi umudunu kaybetmiş durumda.

İnsanımızla biraz daha derinden sohbet edince şikâyetlerinden biri de dinin iktidar tarafından kullanılması oluyor. Aklıselim insanımız, iktidarın dini bir nesne olarak araçsallaştırmış olduğunun çok farkındalar. Belli gruplar tarafından militanlaştırılan kişiler hariç seçmen, toplumdaki çürümenin sebebinin var olan iktidar sayesinde oluştuğunu görüyor. Yaşı yeten seçmenler 2000 öncesi toplumumuz ile günümüzü kıyas ederek toplumdaki çürümenin boyutlarını ifade ediyorlar.

Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Maalesef ki insanımız o kadar yorulmuş, o kadar geçim derdine hapsedilmiş ki, sadece iki seçmen Gazze’de yaşanan soykırım için “Ne yapabiliriz?” dedi. Milletimizin mazlumun yanında yer alacak mecali, yetkililere hesap soracak hali kalmamış. Mevcut iktidarın bazı kavramları istismar etmesi de milletimizin Gazze’de yaşanan insanlık dışı olaylara tepkisiz kalmasına sebep.

Medyada istenilen kadar farklı konulara çekilirse çekilsin geçim derdinin üstü arazide örtülemiyor. Emekli iken geçinebilmek için hâlâ çalışan insanımız, evine ek gelir olsun diye tezgâhtarlık yapan kadınlarımız, durgunlaşan ekonomide sinek avlayan esnaflarımız, müşteri yokluğundan oturmuş sigara tüttüren efkâr sahipleri…

İnsanımız hem maddi hem manevi açıdan bu buhranlara mahkûm değil aslında. Şikâyet ettikleri bu yaşamdan kurtulmak için Saadet Partisi var. Hakkı olan bir yaşam için mahallelerinin, ilçelerin sorunlarını ve çözümlerini bilen kadroları var.

QOSHE - Seçim arazi notları… - Elif Örs
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçim arazi notları…

8 3
29.02.2024

Seçim çalışmaları için arazideyiz. Mahalleleri, pazarları, sokakları geziyoruz. Şehirlerde önceki seçimlerdeki canlılık yok. Hem seçim çalışması yapanlar da yok hem de artık esnaflarda, pazarlarda ticari hareketlilik azalmış durumda.

İlçemizde bir mahallenin işlek caddesindeyiz. Bir zamanlar tam da müşteri yoğunluğundan giremediğimiz dükkân sahipleri, oturmuşlar gelecek müşteriyi bekliyorlar. Gün bitmeden günlük iaşelerini çıkartsalar memnun olacaklar.

Bir dükkâna giriyoruz. Havanın soğuğundan iyice sarılıp sarmalanmış teyze, bizleri, “Şimdi konuşup dert anlatacağım birileri geldi” havasıyla başlıyor konuşmaya. Esnaf teyze aslında emekli imiş, fakat malum emeklilerin durumundan çalışmak zorunda olduğundan bahsediyor. Sözlerine de bir yandan devam ediyor. Vergileri ödeyebilmek için daha çok çalışmak zorunda olduğundan bahsediyor. Esnaf bir kadın olarak yönetimdeki çarpıklıkların daha fazla farkında. Sokaklarda daha fazla olaylara şahit. Ve şikâyetlerini sıraladıkça sıralıyor.

Başka bir esnaf, bulunduğu mahallede yardıma muhtaç ailelere yardım etmeye çalıştığından bahsederken hepsine yetişemediği için üzüldüğünü ifade ediyor. Yardıma muhtaç ailelere gerekli desteği sağlaması için yetkililere gittiğinde malum iktidar partisinden olmadığı için ailelere destek sağlayamadığını da söylüyor. Daha önceden çok defalar şahit........

© Milli Gazete


Get it on Google Play