Anlam veremediğimiz bir hayat yaşıyoruz. Başımızı ne yöne çevirsek bir anlamsızlık beliriyor. Ne işimizde ne aşımızda ne dünümüzde ne de bugünümüzde anlam kalmadı. Anlam dediğimiz şey ne? Anlam, hayır ve berekettir, anlam, akıl ve mantıktır, anlam, iyilik ve yardımlaşmadır, anlam, hak ve adalettir, anlam, sevgi ve saygıdır. Bizi biz yapan tüm değerleri yitirmiş bir şekilde bilinmezliğe doğru yol alıyoruz. Çok değil, daha 30 yıl öncesinde hayat dolu şehirlerin var olduğu Ortadoğu bugün kan gölüne dönmüş durumda. Hanelerimizde bereket kalmadı. Adliye koridorları icra dosyalarından geçilmez oldu. Okullarımızda eğitime dair çok az şey kaldı. Sokaklarımızda güvenlik sorunları aldı başını gidiyor. Aile yapımız çökmek üzere. Gençlerimiz inanç buhranına kapıldı. Yaşlılarımız yalnızlığa terk edildi. Ekonomi yerlerde sürünüyor, geçim sıkıntısının etkilemediği yuva kalmadı. İmam hatipler ruhunu kaybetti. İlahiyatlarda ne olup bitiyor anlamak mümkün değil. Meslek hayatı bitti, meslek okulları oyalanma alanına dönüştü. Esnaf kan ağlıyor. Emekli darma duman. Nitelikli yetişmiş insanımız Batı’ya göçme derdinde. Anlatmakla bitmeyecek bir dertler deryasında boğulmamak için var gücümüzle mücadele ediyoruz. Oysaki cennet gibi bir vatana sahibiz. Biz böyle olmamalıydık. Elbette kendi ellerimizle ettiklerimizden dolayı bu haldeyiz.

Düşünün, çeyrek asırlık bir iktidar eliyle bugünlere geldik ama sorarsanız tek sorumlu iktidar dışındaki herkes. Ellerindeki sınırsız yetkiye rağmen hiçbir sorumlulukta gözleri yok. Varsa yoksa diğerleri. Hal böyle iken aziz milletimiz de onlara destek olmaktan geri kalmıyor. Son günlerde en büyük ekonomik darbeyi alan emeklilerimiz belki de iktidara en büyük desteği veren kitle ama sorarsanız oy tercihleri anlamında yine değişen ya da değişecek olan bir şey yok. Böyle bir kaos içerisinde ne yapmalıyız?

Karanlığa bağırmak, dipsiz kuyulara haykırmak, olunmazlara seslenmekle bir yere varamayacağımız açık ve net. Bundan sonrası için elimizde kalan sadece yeni nesil. Eğer bir şey olacaksa mutlaka yeni nesli ele almamız ve onlarla ilgilenmemiz lazım. Emin olun ki 40 yaş üstü için artık çok fazla yapacak bir şey kalmadı. Bundan sonrası için gençlerimizle alakalı stratejik planlara zaman, para ve enerji harcamak zorundayız. Şunu unutmayalım ki yeni nesil hiç de piyasada bahsedildiği gibi karamsarlık içeren bir durumda değil. Sadece ellerinden tutmaya, birazcık ilgilenmeye ve onlarla nitelikli zaman geçirmeye ihtiyacımız var.

Yeni neslin bazı özelliklerine baktığımızda işimizin aslında çok da zor olmadığını görebiliriz. Mesela yeni nesil bir önceki nesle göre çok daha mantıklı ve realist. İkna oldukları takdirde başaramayacakları bir iş yok. Önemli bir kısmı gerçekten çok okuyor. Eskiye nazaran bilgiye ulaşma olanakları çok daha fazla. Doğru ile yanlışı ayırt edebilme kabiliyetleri oldukça yerinde. At gözlüklerini asla kabul etmiyorlar. Farklı bakış açılarına ve yeni fikirlere çok açıklar. Teknoloji çağındalar ve teknolojiyi çok verimli kullanabiliyorlar. Okullarda öğretmenlerini yeterince zorlayacak bir kapasiteye sahipler. Öğrenmeyi seviyorlar. Doğru yönlendirildikleri takdirde gayet mantıklı işleri başarabilecek yeteneklere sahipler. Buna benzer daha burada sayamayacağımız birçok güzel yeteneğe sahipler.

Yeni neslin inşası noktasında yine üzerinde sorumluluk olanlar bizleriz. Anne babalar, siyasi kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri. Eğer bir şeyler düzelecek ve yoluna girecekse bu yeni nesil eliyle olacak. Bunu sağlayacak olan da onları yetiştirme sorumluluğunda olan bir önceki nesil. Ne kadar enerjiniz kaldı bilmiyorum ama elinizde kalan tüm enerjiyi yeni neslin inşası için harcamaktan başka çaremiz kalmadı.

QOSHE - Hayatın Anlamı ve Yeni Neslin İnşası - Fatih Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hayatın Anlamı ve Yeni Neslin İnşası

13 0
02.02.2024

Anlam veremediğimiz bir hayat yaşıyoruz. Başımızı ne yöne çevirsek bir anlamsızlık beliriyor. Ne işimizde ne aşımızda ne dünümüzde ne de bugünümüzde anlam kalmadı. Anlam dediğimiz şey ne? Anlam, hayır ve berekettir, anlam, akıl ve mantıktır, anlam, iyilik ve yardımlaşmadır, anlam, hak ve adalettir, anlam, sevgi ve saygıdır. Bizi biz yapan tüm değerleri yitirmiş bir şekilde bilinmezliğe doğru yol alıyoruz. Çok değil, daha 30 yıl öncesinde hayat dolu şehirlerin var olduğu Ortadoğu bugün kan gölüne dönmüş durumda. Hanelerimizde bereket kalmadı. Adliye koridorları icra dosyalarından geçilmez oldu. Okullarımızda eğitime dair çok az şey kaldı. Sokaklarımızda güvenlik sorunları aldı başını gidiyor. Aile yapımız çökmek üzere. Gençlerimiz inanç buhranına kapıldı. Yaşlılarımız yalnızlığa terk edildi. Ekonomi yerlerde sürünüyor, geçim sıkıntısının etkilemediği yuva kalmadı. İmam hatipler ruhunu kaybetti. İlahiyatlarda ne olup bitiyor anlamak mümkün değil. Meslek hayatı bitti, meslek okulları oyalanma alanına dönüştü. Esnaf kan ağlıyor. Emekli darma duman. Nitelikli yetişmiş insanımız Batı’ya göçme derdinde. Anlatmakla bitmeyecek bir dertler deryasında boğulmamak için var gücümüzle mücadele ediyoruz.........

© Milli Gazete


Get it on Google Play