Buraya kadar Batı’daki ilmin bugün hangi noktaya gelip tıkandığını belirtmeye çalıştım. Şimdi bu son kısımda bütün bunları toplayıcı ve bizi neticeye götürücü bir hülâsa yapalım.

Önce bir defa şu suali sormaya mecburuz: Acaba hangi sebepten dolayı bütün insanlıkta ilim yavaş yavaş ilerlerken asr-ı saadetle birden bire bugünkü manada hakiki ilim olmaya başlıyor? Bu başlayışın kaynağı, insanlığa bu hızı veren tılsım nedir? Bu sualin cevabını Kuran-ı Kerim’den başka bir şeye bağlamak mümkün mü? İnsanların ilim sahasındaki bu büyük inkişafların tılsımı dünya ve âhiret saadeti getiren Kur’an-ı Kerim’den başka bir şey değildir. Bugün gelip Batı’daki ilimler tıkandığında, ona Kur’an-ı Kerim’in ışıklarıyla yol bulunabilir. Onun için Kur’an-ı Kerim üzerinde tetkikatı olmayan insan, müspet ilim sahasında hakiki ilim adamı olamaz.

Doğu ve Batı’nın mukayesesini yapıyoruz bir bakıma. Çok kıymetli bir mütefekkirimizin güzel bir benzetişi var. Kendisi bir defa uzun bir konuşma yapmış, Batı’daki felsefeler ile Doğu’daki İslâm âlimlerinin düşüncelerini hülâsa ettikten sonra şu suali sormuş. Demişti ki: "Batıdaki felsefeleri size anlattım. Görüyorsunuz hep birbirlerini nakzetmişler. Descartes gelmiş, kendinden önceki bilmem falancanın nazariyesini nakzetmiş, yanlış düşünüyor demiş. Arkasından bir başka adam gelmiş, hayır Descartes öyle söylüyor ama aslı şudur demiş. Hasılı Batı’daki fikir ve düşünce silsilesi bugüne kadar hep birbirini tekzip ederek gelmişlerdir. Doğu’daki fikir silsilelerine baktığımız zaman bütün İslâm âlimleri birbirini teyit ederek geliyor. İmam-ı Azam Hazretleri, "Peygamber Efendimizin buyurdukları gibi" diye söze başlamış. Ashab-ı kirâmdan birinin sözü nakledildiği zaman "falanca zatın rivayet ettiğine göre" gibi ekleniyor. Muhyiddin-i Arabî hazretleri, birbirlerini teyit ede ede konuşuyorlar. Avrupalılar ise birbirlerini tekzip ede ede konuşuyorlar. Şimdi soruyorum, dedi o arkadaş, eğer hakikaten mutlak bir hakikat varsa bu hakikat birbirlerini tekzip eden Batılıların arasında mı, yoksa birbirlerini teyit eden Müslümanlar arasında mı? Hakikat tekzip olunur mu? Ama Batılıların işleri güçleri hep birbirlerini hep tekzip etmek. Bir hakikat var ise -ki muhakkak vardır- elbette İslâm âlimlerinin getirdiklerinin içindedir."

İlim âlemine yukardan bakış yaptığımız zaman Doğu ile Batı’nın mukayesesinde manzara şudur; Batı’daki insan gözleri kapalı nereye gideceğini bilemiyor. Elleriyle bir takım hakikatleri arıyor, tutuyor, fakat bu değildir, diyor, öbürünü tutuyor, bu değildir diyor. Batı’daki ilim adamlarının hali budur.

Doğu’daki ilim adamının hali bundan tamamen farklıdır. O ilim sarayının içine iman anahtarıyla giriyor. Kur’an-ı Kerim’den almış olduğu ilhamlarla onun her tarafını aydınlatarak dolaşıyor, öğreniyor, öğretiyor. Bu itibarla ilim, bu devrin ilmi, Müslümanlar tarafından getirilmiş olan ilimdir.

Bizim karşımıza geçip de, Batı’da şu vardır, bu vardır diye kimse konuşmasın. Biz ve Batılılar için tek çıkar yol İslâmlaşmaktır. Bunu sadece hamd edeceğimiz imanımızdan dolayı söylemiyorum. Müspet ilimler sahasında senelerce çalışmış bir kardeşiniz olarak şunu söyleyeyim ki bütün müspet ilimler gelmiş tıkanmıştır. Bu tıkanıklıktan dışarıya çıkmanın yolunu, bütün her türlü maddî ve manevi düşünce sistemimle mutlak surette inanıyorum ki, ancak Kur’an-ı Kerim’den almış olduğumuz ışıkla bulabiliriz. Sözlerimi şu âyet-i kerimenin duasıyla bitiriyorum: "Rabbim, benim ilim ve anlayışımı artır ve beni salihler zümresine ilhak et" AMİN…

QOSHE - İslam Medeniyetinin bilime katkıları 9 - Harun Yapıcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İslam Medeniyetinin bilime katkıları 9

11 0
13.04.2024

Buraya kadar Batı’daki ilmin bugün hangi noktaya gelip tıkandığını belirtmeye çalıştım. Şimdi bu son kısımda bütün bunları toplayıcı ve bizi neticeye götürücü bir hülâsa yapalım.

Önce bir defa şu suali sormaya mecburuz: Acaba hangi sebepten dolayı bütün insanlıkta ilim yavaş yavaş ilerlerken asr-ı saadetle birden bire bugünkü manada hakiki ilim olmaya başlıyor? Bu başlayışın kaynağı, insanlığa bu hızı veren tılsım nedir? Bu sualin cevabını Kuran-ı Kerim’den başka bir şeye bağlamak mümkün mü? İnsanların ilim sahasındaki bu büyük inkişafların tılsımı dünya ve âhiret saadeti getiren Kur’an-ı Kerim’den başka bir şey değildir. Bugün gelip Batı’daki ilimler tıkandığında, ona Kur’an-ı Kerim’in ışıklarıyla yol bulunabilir. Onun için Kur’an-ı Kerim üzerinde tetkikatı olmayan insan, müspet ilim sahasında hakiki ilim adamı olamaz.

Doğu ve Batı’nın mukayesesini yapıyoruz bir bakıma. Çok kıymetli bir mütefekkirimizin güzel bir benzetişi var. Kendisi bir defa uzun bir konuşma yapmış, Batı’daki felsefeler ile Doğu’daki İslâm âlimlerinin düşüncelerini hülâsa ettikten sonra şu suali sormuş. Demişti ki: "Batıdaki felsefeleri size anlattım.........

© Milli Gazete


Get it on Google Play