Türkiye, bir sınavlar ülkesi. Ortaokuldan tutun üniversiteye kadar sınav sistemi ile kademe geçişi, uzun yıllardır devam ediyor. Ancak asıl sınavlar, birçok öğrencinin düşündüğünün aksine üniversiteden sonra başlıyor. Hayata atılmak, üniversiteyi kazanmakla değil, bitirdikten sonra başlıyor. O nedenle salt üniversite bitirmiş olmak, bugün çok da geçerli bir akçe değil. Öğrencilerin, bitirdiğinde iş bulma olanağı olan bölümlere rağbet etmesi gerekiyor. Dolayısıyla iyi bir puan almak için yeterlice çalışmaları gerekiyor. Bu konuya tekrar değineceğiz.

Ancak buradaki asıl önemli mesele, üniversiteden sonra yapılan ve mesleki yeterlilik olan, kişiyi hayal ettiği o meslek ile buluşturacak olan sınavlar. Mühendislikten tutun, doktorluğa kadar, diplomalı olduğunuz halde tekrar sınavlara tabi tutuluyorsunuz. Bu sınavlar arasında da en popüler olanı KPSS. Kamuya, bu sınav ile memur alınıyor. Bu memurluklar arasında da en çok sayı, haliyle öğretmenlik bölümlerine veriliyor.

Son dönemde Milli Eğitim Bakanı’nın çıkışları ile yeniden gündeme geldi KPSS sınavı. Bakan Bey, KPSS nin ‘’yeterli’’ öğretmeni seçemediğini, bu nedenle öğretmen alımlarında mülakat sitemini hem de yüzde 50 oranında atama puanına etki eder şekilde getireceklerini bildirdi. Tartışmalar da bu açıklama ile beraber, her geçen gün artan şekilde başladı. Mülakat sistemine karşı olanlar, bu uygulamanın açık şekilde adam kayırmacılık ve torpil için yapılacağını seslendirirken, bakanlık ise ısrarla ‘’yeterli’’ öğretmen alımı için uygulayacaklarını söylemekte. Bu noktada tüm eğitimcilerin samimiyetle sormaları gereken konu da şu oluyor ; gerçekten de KPSS ‘’ yeterli’’ öğretmen seçebiliyor mu?

Şu kaide kesinlikle bilinmelidir ki eğitimin kalitesi, eğitimcinin kalitesi kadardır. İstediğiniz kadar, plan program, müfredat yapın, tüm ülkelerin sistemlerini inceleyin, teknolojik yatırımlar yapın, son tahlilde, tek ve nihai hedef olan öğrencide kalıcı davranış değişikliğini gerçekleştirecek olan öğretmenin yeterliliği yoksa, o eğitim faaliyetinden de istendik manada olumlu sonuç alınamayacaktır. O halde dönüp ülkeye bakalım. Maalesef her kesimin ortak seslendirdiği bir konu var ki eğitim sistemimiz verimli değil. Okullarda kaliteli bir eğitim öğretim faaliyeti yapılmamakta. Öğrenci başarıları yetersiz. O halde çuvaldızı kendimize batırmamız gerekir. Demek ki eğitimcinin kalitesinde sorunlar var. Demek ki öğretmen yeterliliği istenilen seviyelerde değil.

Bu durumda ister istemez sorununun temeline, öğretmeni seçen sisteme bakmak gerekiyor. Ve karşımıza çıkan Kpss sınavının yeterli öğretmeni seçemediğini ortaya koyuyor. Burada da öncelikle kpss sonrasında yapılacaklardan önce kpss nin kendisinden kaynaklanan sorunların çözümü ile işe başlamak gerekir. Bu sınav bu formatıyla yeterli ve verimli öğretmeni seçemiyorsa içeriği, yapısı, puanlaması, konu dağılımı vs. hepsinin gözden geçirilmesi gerekir. Zaman içinde birçok yönde değişiklik yapılmasına ve olumlu sonuçlar da alınmasına rağmen hala yapısı itibariyle iyileştirmeye ihtiyacı olan bir sınav sistemi olarak ortada duruyor. Örneğin daha iyi Türkçe değil daha iyi matematik bilen bir Türkçe öğretmenini başarılı kabul ediyor olması, bu sınavı başlı başına tartışmalı hale getiriyor.

Kpss iyileştirildikten sonra ise ikinci ve son adım olarak ise öğretmenin seçimi gündeme gelmekte. Asıl önemli ve tartışmalı alan ise burası olmakta.

Sadece bir sınavla yeterli kişilerin seçilemeyeceği ortada. Buna -hem de öğretmenler- itiraz etmemelidir. Çoktan seçmeli sınavlarla yarış atına dönen öğrencilerin, bu sınav girdabından kurtulması ve daha hakkaniyetli bir ölçmeye tabi tutulmasını ortak bir görüş olarak belirten öğretmenlerin, bu fikirlerine paralel olarak da kpss gibi bir çoktan seçmeli sınav sisteminin de yeterli öğretmeni seçmede ‘’yeterli’’ olamayacağını kabul etmesi gerekir.

Dolayısıyla kpss den sonraki adımda ‘’yeterli öğretmen’’ için ikinci bir merhale gerekir. Peki bu merhale, açıklandığı şekliyle mülakat mı olmalıdır? Bu konuya devam edeceğiz…

QOSHE - KPSS ‘‘yeterli’’ öğretmen seçebiliyor mu? - Harun Yapıcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KPSS ‘‘yeterli’’ öğretmen seçebiliyor mu?

21 0
19.11.2023

Türkiye, bir sınavlar ülkesi. Ortaokuldan tutun üniversiteye kadar sınav sistemi ile kademe geçişi, uzun yıllardır devam ediyor. Ancak asıl sınavlar, birçok öğrencinin düşündüğünün aksine üniversiteden sonra başlıyor. Hayata atılmak, üniversiteyi kazanmakla değil, bitirdikten sonra başlıyor. O nedenle salt üniversite bitirmiş olmak, bugün çok da geçerli bir akçe değil. Öğrencilerin, bitirdiğinde iş bulma olanağı olan bölümlere rağbet etmesi gerekiyor. Dolayısıyla iyi bir puan almak için yeterlice çalışmaları gerekiyor. Bu konuya tekrar değineceğiz.

Ancak buradaki asıl önemli mesele, üniversiteden sonra yapılan ve mesleki yeterlilik olan, kişiyi hayal ettiği o meslek ile buluşturacak olan sınavlar. Mühendislikten tutun, doktorluğa kadar, diplomalı olduğunuz halde tekrar sınavlara tabi tutuluyorsunuz. Bu sınavlar arasında da en popüler olanı KPSS. Kamuya, bu sınav ile memur alınıyor. Bu memurluklar arasında da en çok sayı, haliyle öğretmenlik bölümlerine veriliyor.

Son dönemde Milli Eğitim Bakanı’nın çıkışları ile yeniden gündeme geldi KPSS sınavı. Bakan Bey, KPSS nin ‘’yeterli’’ öğretmeni seçemediğini, bu nedenle öğretmen alımlarında mülakat sitemini hem de yüzde 50 oranında atama puanına etki eder şekilde getireceklerini bildirdi. Tartışmalar da bu açıklama ile beraber, her geçen gün artan şekilde başladı. Mülakat........

© Milli Gazete


Get it on Google Play