PISA’nın, akademik ölçekle beraber sosyo-ekonomik araştırma da yapmaya başlaması, katılımcı ülkeler için çok değerli bilgiler verdi. Özellikle Türkiye araştırma verileri, çok ilginç tablolar ortaya çıkarıyor. Bu sonuçlar üzerinde açıkça söylemek gerekir ise başta psikolojik danışma ve rehberlik birimleri olmak üzere öğretmen, idareci ve bakanlık bürokrasisi ciddi ciddi düşünmeli ve bir şeyler yapmalıdır. Çünkü olumsuz tutum ve davranışlar, eksi yönde ilerleme kaydetmektedir. Şimdi Türkiye sonuçlarına bir bakalım.

Türkiye’deki öğrencilerin çoğu okulda ve okul çevresinde kendisini güvende hissettiğini belirtmiştir. Öğrencilerin %82’si okula giderken ve %83’ü okuldan eve dönerken kendisini güvende hissettiğine katılmış veya kesinlikle katılmıştır. Öğrencilerin yaklaşık %87’si okuldaki sınıflarda, %80’i ise koridorlar ve kafeterya gibi okulun diğer yerlerinde kendisini güvende hissettiğini bildirmiştir. Bu yüzdeler arasındaki farklar sınıfların, okuldaki diğer yerlere ve okulun çevresine kıyasla daha güvenli olarak algılandığını göstermektedir.

Türkiye’deki öğrencilerin okulda veya okul çevresinde kendini güvende hissetme oranları OECD ülkelerinin ortalamasına göre daha düşüktür. Ayrıca OECD ülkelerinde ve Türkiye’de kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre, dezavantajlı öğrencilerin ise avantajlı öğrencilere göre kendisini güvende hissetmediğini bildirme oranlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Okul özellikleri açısından bakıldığında ise dezavantajlı okullardaki öğrencilerin avantajlı okullardakilere göre, devlet okullarındaki öğrencilerin özel okullardakilerine göre kendisini güvende hissetmediğini bildirme oranları daha yüksektir.

Okulda güvende hissetmek, öğrencilerin okulda güvenlik riskleriyle karşılaşıp karşılaşmadığına da bağlı olabilir ve PISA, bu konuda ülkeler arasında önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir.

OECD ülkelerinde ortalama olarak öğrencilerin okulda karşılaştıkları en yaygın risklerin tahripçilik (%20) ve diğer öğrencilerden gelen tehditler (%20) olduğu ve bunları okul sınırlarında birinin yaralandığı kavgaların (%17) izlediği görülmektedir. Diğerlerinden daha az yaygın olmakla birlikte her on öğrenciden biri okulda çeteler (%12) veya silah veya bıçak taşıyan bir öğrenci gördüğünü bildirmiştir (%11).

Türkiye’de okulunun tahrip edildiğini bildiren öğrenci yüzdesi (%5) OECD ortalamasının altında ve yüzdesi en düşük ülkeye daha yakındır. Buna karşın diğer güvenlik riskleriyle karşılaşan öğrenci yüzdeleri OECD ortalamasının üstündedir. Türkiye’de yaklaşık her dört öğrenciden biri; bir öğrencinin başka bir öğrenciyi yaralamakla tehdit ettiğini (%28,5), okul sınırlarında birinin yaralandığı kavgalara şahit olduğunu (%26,9) ve okulda çeteler gördüğünü (%25,6) bildirmiştir.

Ek olarak Türkiye’de okulda silah veya bıçak taşıyan öğrenci gördüğünü bildiren öğrenci yüzdesi (%25,7), yüzdesi en yüksek ülkeye (%30) en yakın olan değerdir.

Grafikteki bilgiler öğrenci özellikleri açısından incelendiğinde OECD ülkelerinde ve Türkiye’de erkek öğrencilerin güvenlik riskleriyle karşılaştığını bildirme oranları kız öğrencilerden yüksektir. Türkiye’de avantajlı ve dezavantajlı öğrencilerin güvenlik riskiyle karşılaştığını bildirme oranları benzerken OECD ülkelerinde dezavantajlı öğrencilerin oranları avantajlı öğrencilerden daha yüksektir.

Okul özellikleri açısından bakıldığında ise OECD ülkelerinde ve Türkiye’de dezavantajlı okullardaki öğrencilerin güvenlik riskiyle karşılaştığını bildirme oranları avantajlı okullardakilerden yüksektir.

OECD ülkelerinde devlet okullarındaki öğrencilerin özel okullardakilere göre güvenlik riskiyle karşılaştığını bildirme oranları yüksekken Türkiye’de özel ve devlet okullarındaki oranlar benzerdir.

PISA 2022 verilerine göre zorbalık, uygulamaya katılan ülkelerin tamamında görülmektedir.

Türkiye’de, “Beni tehdit ettiği için okulda birine para verdim” (gasp zorbalığı) ifadesinde yer alan zorbalık deneyimini en az ayda birkaç defa yaşadığını bildiren öğrenci oranı %1’dir ve bu oran OECD ülkeleriyle aynı seviyededir. Türkiye’de bunun dışındaki ifadeleri en az ayda birkaç defa yaşadığını bildiren öğrenci oranları OECD ülkelerinden yüksektir.

QOSHE - PISA 2022 Türkiye Sosyo-Ekonomik Sonuçları (1) - Harun Yapıcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

PISA 2022 Türkiye Sosyo-Ekonomik Sonuçları (1)

5 0
30.12.2023

PISA’nın, akademik ölçekle beraber sosyo-ekonomik araştırma da yapmaya başlaması, katılımcı ülkeler için çok değerli bilgiler verdi. Özellikle Türkiye araştırma verileri, çok ilginç tablolar ortaya çıkarıyor. Bu sonuçlar üzerinde açıkça söylemek gerekir ise başta psikolojik danışma ve rehberlik birimleri olmak üzere öğretmen, idareci ve bakanlık bürokrasisi ciddi ciddi düşünmeli ve bir şeyler yapmalıdır. Çünkü olumsuz tutum ve davranışlar, eksi yönde ilerleme kaydetmektedir. Şimdi Türkiye sonuçlarına bir bakalım.

Türkiye’deki öğrencilerin çoğu okulda ve okul çevresinde kendisini güvende hissettiğini belirtmiştir. Öğrencilerin ’si okula giderken ve ’ü okuldan eve dönerken kendisini güvende hissettiğine katılmış veya kesinlikle katılmıştır. Öğrencilerin yaklaşık ’si okuldaki sınıflarda, ’i ise koridorlar ve kafeterya gibi okulun diğer yerlerinde kendisini güvende hissettiğini bildirmiştir. Bu yüzdeler arasındaki farklar sınıfların, okuldaki diğer yerlere ve okulun çevresine kıyasla daha güvenli olarak algılandığını göstermektedir.

Türkiye’deki öğrencilerin okulda veya okul çevresinde kendini güvende hissetme oranları OECD ülkelerinin ortalamasına göre daha düşüktür. Ayrıca OECD ülkelerinde ve Türkiye’de kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre, dezavantajlı öğrencilerin ise avantajlı öğrencilere göre kendisini güvende hissetmediğini bildirme oranlarının yüksek olduğu........

© Milli Gazete


Get it on Google Play