AYAKÜSTÜ KORUYUP GÖZETME SÖZLEŞMESİ: “BİZİ DE GÖRÜRSÜN ARTIK”

Seçici ve ayırt edici görme biçimdir. Şansı yaver giden birinden bir parça da olsa güzellik isteme ifadesidir. “Şansının yaverini birkaç günlüğüne bize de gönder, hiç olmazsa yanımızda yöremizdekilere bizim de artık bir yaverimiz var” diye hava atmış oluruz. Bu sözleşmenin daha gelişmiş biçimi “gör beni göreyim seni” şeklinde gerçekleşir. “Sen sendekinden ver, ben de yakın zaman içinde bende olandan sana vereyim” ile özetlenebilecek bir menfaat dayanışmasıdır bu. “Görmek” kelimesi himaye etmek, bakımını üstlenmek, bir görevi ifa etmek, dikkat etmek gibi anlamları içerse de bu fiile sahici anlamını veren kişinin bakma niyetidir.

Dünyanın en eski en kadim anlaşması menfaatler anlaşmasıdır. Bazı insanların hep nüfuzlu, güçlü ve muktedir olan insanların etrafında dolanıp durduklarını görürüz. Bu kişilerin gölgesinde kalmak bile onlar için büyük nasip sayılır. Muktedirlerin meclislerinde bulunup onlara yakın pozisyon oluşturmalarının tek sebebi vardır: Görüş alanları içerisinde yer almak! Bu yüzden en çok sevdikleri ve de cümle içinde kullandıkları sözcük “yer almak”tır. Bu “yer” araziden sosyal statüye, resmi görevden protokol sırasına kadar çok anlamlı ve çok katmanlı anlamları bünyesinde barındırır. “Gözden ırak olan gönülden de ıraktır” sözünü atalar sanki bunar için söylemişlerdir.

Görmek kuru anlamıyla sadece süje ile obje arasındaki ilişkiden ibaret değildir. Görmeye yüklediğiniz görev neyi görmek istediğiniz ve gördüğünüz şeyin ne ve ne kadar olduğu ile ilgilidir. Göz gizli kamera gibidir. Yöneldiği her şeyi kayda alır. Beyin kayda değer gördüklerini seçip bir kenara yerleştirir. Kimi zaman onlara bir klasör açar. İnsan vücudunda görevine en sadık lider pozisyonundaki organ gözdür. Diğer organlar gözün direktiflerine göre hareket ederler. Gözün de bir gözü olduğu unutulmamalıdır ki bu göz beyindir. Beyin, göz ve el arasındaki ilişki insan-medeniyet ilişkisinin hülasasıdır. Göz ile kalp arasındaki ünsiyeti de göz ardı etmemek gerekir. Kalbin de gözün de kapakçığı olması tesadüf olamaz. Göz kapağı kalp kapağı gibi ritmik ve hareketlidir. Nasıl kalp kapakçığı her kalp atımı ile birlikte açılıp kapanıyorsa göz kapağı da belli aralıklarla açılıp kapanır. Kalp kapağı da göz kapağı da insanın ölüme ayarlı olarak işleyen saatleridir ve görevlidirler.

İlahi tasarımda her bir şey göze uygun oluşturulmuştur. Beyin tefrik melekesini harekete geçiren mükemmel bir organdır. Bakmayı görmeye irtifa ettirir. Gördüğümüz şey baktığımız şeyin çok üzerindedir. İnsanın gördüğü bakarken görmeden önce murat ettiği ya da niyetlendiği şey değildir. Her görüş bakışın sürprizidir. Bakmak canlı cansız bütün varlıkların ortak özelliğidir. Asıl olan bakmaktan hasıl olan şey, yani görmektir. Görmenin atamasını göz değil kalp yapar. Zira bakmadan hasıl olan şey gözün fiziki imkanlarının çok üzerindedir. Burada devreye adına “kalp” denilen mücerret bir organ da girmektedir. Sadece görevinin bilincinde olan insan görür. Hayvanların baktıkları halde görememesi dünyanın kadere taalluk eden dengesi ile ilgili bir durumdur. Hayvanların gördükleri bir dünya yaratılış cümlesinin tahrif olması gibi muharref bir evreni doğuracaktır ki bu ontolojik anlamda bir körlük demektir. İnsanın yeryüzündeki imtihanı hayvanların görmemesini gerekli kılar. Hayvanlar insanlardan farklı olarak görmenin öznesi değil nesnesi kılınmıştır. (“Devenin nasıl yaratıldığına bakmıyor musunuz?” -Gaşiye, 17) Vahyin muhatabı olarak İnsan ise bu evrenin hem öznesi hem de nesnesidir. Zira insan birçok ayette ifade edildiği şekliyle kendine kendi olarak bakıp kendisini görmekle mükellef kılınmıştır. Hayvanlar, bitkiler ve cansız varlıklar sınava dair soruların cümlesindendir. Sorular kendisini cevaplamaz, onu cevaplama görev ve sorumluluğu sınava giren insana verilmiştir.

(İçimden bu göz meselesi biraz daha sürecek gibi geliyor. Haydi hayırlısı.)

QOSHE - Görme Biçimleri (II) - Hüseyin Akın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Görme Biçimleri (II)

9 1
21.12.2023

AYAKÜSTÜ KORUYUP GÖZETME SÖZLEŞMESİ: “BİZİ DE GÖRÜRSÜN ARTIK”

Seçici ve ayırt edici görme biçimdir. Şansı yaver giden birinden bir parça da olsa güzellik isteme ifadesidir. “Şansının yaverini birkaç günlüğüne bize de gönder, hiç olmazsa yanımızda yöremizdekilere bizim de artık bir yaverimiz var” diye hava atmış oluruz. Bu sözleşmenin daha gelişmiş biçimi “gör beni göreyim seni” şeklinde gerçekleşir. “Sen sendekinden ver, ben de yakın zaman içinde bende olandan sana vereyim” ile özetlenebilecek bir menfaat dayanışmasıdır bu. “Görmek” kelimesi himaye etmek, bakımını üstlenmek, bir görevi ifa etmek, dikkat etmek gibi anlamları içerse de bu fiile sahici anlamını veren kişinin bakma niyetidir.

Dünyanın en eski en kadim anlaşması menfaatler anlaşmasıdır. Bazı insanların hep nüfuzlu, güçlü ve muktedir olan insanların etrafında dolanıp durduklarını görürüz. Bu kişilerin gölgesinde kalmak bile onlar için büyük nasip sayılır. Muktedirlerin meclislerinde bulunup onlara yakın pozisyon oluşturmalarının tek sebebi vardır: Görüş alanları içerisinde yer almak! Bu yüzden en çok sevdikleri ve de cümle içinde kullandıkları sözcük “yer almak”tır. Bu “yer” araziden sosyal statüye, resmi görevden protokol sırasına kadar çok anlamlı ve çok katmanlı anlamları bünyesinde barındırır.........

© Milli Gazete


Get it on Google Play