Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Müslümanlığında samimi olanlar için tek hak saadet düzeni İslam’dır. İslam; her yönüyle kemale ermiş adil düzendir ve temel kitabı ise Kur’an’dır. Bu saadet dinini ve Kur’an’ı Allah’tan alıp bize tebliğ eden Hz. Muhammed (S.A.S.) ise son peygamberdir. Bu bakımdan Kur’an, okunması ve itibar edilmesi gereken tek hak kitaptır. Onun için Peygamberimiz; “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı talim eden ve onu başkalarına talim ettirendir” buyurmuştur. Kur’an; telkin ve teklif ettiği adil düzen ve hedef aldığı kitle itibariyle sa­dece gönderildiği asrın insanına değil, daha sonraki asırların insanlarına da hitap eden evrensel bir kitaptır. İnsanın görevi ise, Kur’an’ın bildirdiği hak ve adalet esaslarına bağlı kalarak, yeryüzünde adil bir düzen kurmaktır. Müslüman toplumun, yeryüzünü ıslah etmesi; bozulma ve yozlaşmayı ortadan kaldırıp orada sağ­lam bir sosyal düzen kurması insanlık ve Müslümanlık görevidir. Bu görev; büyük ölçüde Müs­lümanların siyasi açıdan örgütlenmesi ve emaneti, yani kamu yönetimini ehline vermeleriyle yerine getirilmiş olur. Siyaset konusunda günümüz Müslümanlarının kafası epeyce karışıktır. Kimilerinde, “Müslüman siyaset ya­pamaz” diye bir kanaat var. Bu kanaat sahipleri, bunu Kur’an’dan ve sünnetten veya salim bir fıkıhtan çıkarmış da değillerdir. Bu tam bir cehalet ürünü bir kanaattir. Genel olarak hiçbir tasnif yapmadan, siyaset kavramı ile ifade edilen görev ve hizmetlerden uzak durmak, Müslümanlıkla bağdaşmaz. Tevhit kelimesiyle kendisini İslam ile bağlayan her Müslüman, fert ve toplumları İslam’dan uzaklaştırmak için benimsenen şeytanca siyaseti reddetmek, fert ve toplumları hayra ve adalete çağıran İslam’ca siyasete tabi olmak zorundadır. Çünkü İslam’ca siyaset, her Müslüman için önemli bir kulluk görevidir. İslam’ca siyaset, marufu ve helali emreden, münkeri ve haramı yasaklayan siyasettir. İslam’ca siyaset; insanların dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak için yapılan hizmetlerin tamamıdır. Kur’an ve sünnet ile emredilen bu siyasi görevi yapmaktan kaçınan hiçbir insan, Allah katında Müslümanlardan sayılmaz. Çünkü bunlar; Kur’an’ın önemli bir kısmını, yönetim ve düzenle ilgili hükümlerini görmezlikten gelmiş oluyorlar. Siyaset konusu, aynı zamanda imanı bir konudur. Çok dikkatli olmak gerekir.

EMANET VE EHLİYET

Emanet nedir? İslam'ın yönetimle ilgili evrensel ilkelerini ve emanetin temel niteliklerini bilmek gerekir. Kur’an açısından siyasi faaliyet, emanetin, yani kamu yönetiminin, ahlaki ve teknik anlamda ehline verilmesidir. Demek ki İslam’ca siyasette her zaman uyulması zorunlu genel esaslardan birisi de, emaneti ehline vermektir. Bu konuda amir naslardan birisi de, Nisa Suresi 58’inci ayettir: “Allah size, emanetleri, kamu görevlerini, devlet işlerini, sorumluluk gerektiren meseleleri mutlaka ehline, kabiliyetli, liyakatli, bilgili, dürüst ve güvenilir kimselere vermenizi, insanlar arasında hakem-hâkim, idareci olduğunuz zaman, adaletle icraat yapmanızı, hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne güzel öğütler veriyor, sorumluluklarınız konusunda sizi uyarıyor. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir, görür; doğru olanı duyurur, doğruları gösterir.” Emanete ehil olmanın birinci şartı, itikadı ve açıları sağlam bir Müslüman olmaktır. Tevbe Suresi 23: “Ey iman edenler, eğer küfrü; yani batılı, faizci düzeni, Yahudi ve Hıristiyanları veli edinmeyi imana; yani İslam’a, adil düzene, İslam Birliği’ne tercih edenler, babalarınız ve kardeşleriniz bile olsalar, onları veli, lider ve yönetici edinmeyin, kamu görevlerinde onları yetkili kılmayın. Sizden kim onları lider ve yönetici edinip iktidarına razı olursa işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.” Batılı hakka tercih edenleri, lider ve yönetici edinmek büyük bir zulümdür. Batılı hakka tercih edenler, emanet için ehliyet sahibi olamazlar. Kur’an'da geçen “emanet” kelimesi, çok geniş kapsamlı evrensel bir kavramdır. Emanet kavramı; maddi-manevi değerleri, ilahi hakikatleri, Müslüman toplumun dünyevi gücü ve siyasi hâkimiyeti kullanmasına ilişkin emir ve yasakları ifade eder. Emanet için ehil olmanın ikinci şartı ise; ilim, ahlâk ve adalet sahibi olmaktır. Emanetin, bu iki özelliğe sahip ehil kimselere verilmesi; insana ve hayata yönelik hayırlı hizmetlerin, eksiksiz bir projeyle hayata taşın­ması ve bu projenin pratikte başarıyla uygulanmasını sağlar. Günümüzde bu esaslara önem veren hareket Milli Görüş, açıları sağlam, adil ve ahlâklı kadrolar yetiştiren teşkilat ise Saadet Partisi ve MİLKO’lardır. Milli Görüş; aklını Kur’an’la çalıştıran her kimse için mecburi istikamettir. Bu istikametin tek meşru kuruluşu ise Saadet Partisi’dir.

EHİL OLMANIN VASIFLARI

Emanet ehlinin en önemli vasfı, Milli Görüş sahibi olmaktır. Bu da hakkı üstün tutmak, nefis terbiyesini esas almak, maneviyatçı olmak demektir. Hakkı üstün tutmayan, nefis terbiyesini esas almayan, büyüğünü küçüğünü tanımayan, ahireti hesaba katmadan iş gören kimsenin, ben de Milli Görüşçüyüm demesinin hiçbir hükmü olmaz. Emanet ehli, “güvenilir” olmalıdır. Öyle güvenilir olmalıdır ki, düşman bildikleri bile kendisine itimat edebilmelidir. Örneğimiz, peygamberimizin en önemli vasfının “emin” olduğu unutulmamalıdır. Siyasetin de malzemesi insandır. Siyasi kadroların ve liderin de; inançlı, bilgili, iyi ahlâklı, dirayetli, cesaretli, sa­bırlı ve metanetli olması, her türlü haksız, kötü ve kaba davranış­lardan uzak durması gerekir.

İlim ve inanç, siyaset ve yönetimin iki dinamiğidir. İnsan fıtratının bozulmasına izin verilmemelidir. Bu fıtrat ve muhtevası sadece İslam ile korunur. İstenen ve beklenen kurtuluş, İslam’ca siyasetle elde edilecekken, bunun görülemiyor olması büyük bir sorundur. Bu konuda en büyük sorumluluk yine Milli Görüşçülerin, Saadet Partililerin sırtındadır. İşini; hakkını vererek yapanlar kazanır, baştan savma yapanlar ise kaybeder. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Emaneti ehline vermek - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Emaneti ehline vermek

10 2
14.02.2024

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Müslümanlığında samimi olanlar için tek hak saadet düzeni İslam’dır. İslam; her yönüyle kemale ermiş adil düzendir ve temel kitabı ise Kur’an’dır. Bu saadet dinini ve Kur’an’ı Allah’tan alıp bize tebliğ eden Hz. Muhammed (S.A.S.) ise son peygamberdir. Bu bakımdan Kur’an, okunması ve itibar edilmesi gereken tek hak kitaptır. Onun için Peygamberimiz; “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı talim eden ve onu başkalarına talim ettirendir” buyurmuştur. Kur’an; telkin ve teklif ettiği adil düzen ve hedef aldığı kitle itibariyle sa­dece gönderildiği asrın insanına değil, daha sonraki asırların insanlarına da hitap eden evrensel bir kitaptır. İnsanın görevi ise, Kur’an’ın bildirdiği hak ve adalet esaslarına bağlı kalarak, yeryüzünde adil bir düzen kurmaktır. Müslüman toplumun, yeryüzünü ıslah etmesi; bozulma ve yozlaşmayı ortadan kaldırıp orada sağ­lam bir sosyal düzen kurması insanlık ve Müslümanlık görevidir. Bu görev; büyük ölçüde Müs­lümanların siyasi açıdan örgütlenmesi ve emaneti, yani kamu yönetimini ehline vermeleriyle yerine getirilmiş olur. Siyaset konusunda günümüz Müslümanlarının kafası epeyce karışıktır. Kimilerinde, “Müslüman siyaset ya­pamaz” diye bir kanaat var. Bu kanaat sahipleri, bunu Kur’an’dan ve sünnetten veya salim bir fıkıhtan çıkarmış da değillerdir. Bu tam bir cehalet ürünü bir kanaattir. Genel olarak hiçbir tasnif yapmadan, siyaset kavramı ile ifade edilen görev ve hizmetlerden uzak durmak, Müslümanlıkla bağdaşmaz. Tevhit kelimesiyle kendisini İslam ile bağlayan her Müslüman, fert ve toplumları İslam’dan uzaklaştırmak için benimsenen şeytanca siyaseti reddetmek, fert ve toplumları hayra ve adalete çağıran İslam’ca siyasete tabi olmak zorundadır. Çünkü İslam’ca siyaset, her Müslüman için önemli bir kulluk görevidir. İslam’ca siyaset, marufu ve helali emreden, münkeri ve haramı........

© Milli Gazete


Get it on Google Play