Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Vefatının 13. yılında Erbakan Hocamızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Erbakan Hocamızın vefat tarihi olan 27 Şubat 2011, sanki 28 Şubat postmodern darbesi için bir karşı devrim etkisi yapmıştır. Erbakan Hocamızın vefatıyla artık 28 Şubat kalkışması sonuçlarıyla birlikte tarih olmuş, unutulup gitmiştir. Ancak Erbakan Hocamız, hayattayken yaptıklarıyla ve tarihe not düştüğü konuşmalarıyla milletimize yol göstermeye devam etmektedir. Erbakan Hocamızı haklı çıkaran ve etkili kılan nedir? Erbakan Hocamızı haklı çıkaran ve etkili kılan tek şey; İslam’a din ve düzen olarak iman etmesi ve tam ve tereddütsüz bir şekilde teslim olmasıdır. Ve Erbakan Hocamız, Kur’an’ı ve Peygamberin Sünnetini; ilmin, barış ve kardeşliğin, insan hakları ve hürriyetlerin, adaletin, maddi ve manevi kalkınmanın, refahın, izzet ve onurun tek hak kaynağı olarak görmüş, mücadelesinin bütün kodlarını Kur’an’a ve Sünnet’e göre tespit etmiştir. O Millî Görüş hareketinin fikri temellerini atarken önüne üç hedef koymuştur. 1- Fert ve toplumu şuurlandırmak, 2- Fert ve toplumu teşkilatlandırmak, 3- Fert ve toplumun tamamını Millî Görüş mensubu yapmak. Erbakan Hocamız, bu üç şeyle, başka bir üç şeyi gerçekleştirmeye gayret etmiştir. 1- Yaşanabilir Bir Türkiye’yi kurmak, 2- Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak, 3- Yeni Bir Dünya kurmak. Erbakan Hocamız, dünya hayatını ise Hak-Batıl mücadelesinden ibaret bir imtihan olarak okumuştur. Ona göre hayat; iman ve cihattan ibarettir. Erbakan Hocamız, peygamberlerin gönderilmiş olduğun ıslah siyasetini kendisine şiar edinmiştir. Bunun için kurduğu bütün partileri ve MİLKO’ları okul yapmış, “sağlam duvar, sağlam tuğla ister” inancıyla şuurlu bir kadro yetiştirmeye önem vermiştir.

DÖRT GÖREV

Erbakan Hocamız; Adil Düzen’in, İslam Birliği’nin, yeni bir saadet dünyasının kurulması için şu dört görevi hiçbir şart altında ihmal etmemiştir. 1. Tebliğ ve davet, yani telkin ve teklif. Erbakan Hocamız din ve düzen olarak İslam’ı tebliğ etmiş ve herkesi “İslamsız saadet olmaz” hakikatine davet etmiştir. 2. Tanıtma. Erbakan Hocamız, ömrünü İslam’ı tanıtmaya adamıştır. Bu tanıtmayı üç esas üzerine bina etmiştir. A- İslam; fert ve toplum için zararlı ve kötü bir şey değildir. B- İslam; fert ve toplum için faydalı ve iyi bir şeydir. C- Fert ve toplumun saadete ermesi sadece İslam ile mümkündür, İslamsız olmaz. Erbakan Hocamız içinde İslam olmayan bir tanıtmayı, her zaman faydasız görmüştür. İslam’ın tanıtılmasında bir başka unsur da, İslam’a düşmanlık edenlerin tanıtılmasıdır. Erbakan Hocamız, bunun için Siyonizm’in tanıtılmasına, özel önem atfetmiştir. 3. Eğitim. Erbakan Hocamıza göre İslam, bilinmeden yaşanmaz. Bu bakımdan eğitimi ihmal etmemiştir. İslam, temel prensipleriyle yaşanır. İslam’ın en önemli prensibi tevhittir. İkinci esas ise ittifaktır, tek bir ümmet ve teşkilat olmaktır. İttifakın esası ise kardeşliktir. Kardeşliğin esası ise hukuka riayettir, nefis terbiyesidir. Üçüncü esas ise itaat ve biattir. Dördüncü esas ise cihattır. İslam, cihatsız yaşanmaz. 4. Siyasi gücün hakkın ve haklının emrinde olması. Erbakan Hocamız, siyasi gücü, en müessir güç olarak tanımlamıştır. İslam’ın din ve düzen olarak yaşanması, bu gücün İslam’ca düşünenlerin elinde olmasına bağlıdır. Emaneti ehline vermek, siyasi gücü İslam’ca düşünenlere vermektir. Buna da kendiliğinden ulaşılmaz.

BEŞ ŞEY

Erbakan Hocamız, yukarıda sayılan görevlerin yapılabilmesi için beş şeyi zorunlu görmüştür. Bu beş şey şunlardır. 1. Var olmak, 2. Eğitimli olmak, 3. Planlı ve programlı çalışmak, 4. Takip ve kontrol, 5. İntaç. Bunun manası, bir ordu disiplini ve ciddiyetiyle çalışmaktır. Erbakan Hocamızın önemli sözlerinden birisi de; “İslam’ı tebligatta muhatap kitlemiz bütün insanlıktır” sözüdür. Yapılması gereken tebliğ ve daveti bütün insanlığa ulaştırmak için, her kademede güçlü ve görevini yapan bir kadroya ihtiyaç vardır. Erbakan Hocamız, teşkilatlanmayı Türkiye’nin siyasi ve idari yapılanmasına göre kademelendirmiştir. Bu kademelendirmede en önemli birim, köy ve mahalle teşkilatları ile sandık bölgesi teşkilatlarıdır. Bu iki hademede var olmayan bir hareket, davasını tebliğ ve davet imkânından mahrum olur. Bunu bilen Erbakan Hocamız, ömrünü bu iki kademede var olmaya adamıştır. Bugün biz ısrarla “millete ne anlatacağız” diyoruz da, anlatılması gerekeni millete kim anlatacak konusunu ihmal ediyoruz. Erbakan Hocamız, millete ne anlatacağız konusunu anlaşılır bir şekilde önümüze koyduğu gibi, bu hakikatleri anlatacak teşkilat kademelerini de belirlemiştir. Var olmak; bütün görevlerin sorumlularının belirlenmesi ve görevlinin hizmet ve teşkilat vazifesinin ne olduğunu bilmesidir. İl, ilçe, belde, mahalle, köy ve sandık bölgesi kademelerinde teşkilatların kurulması ve yönetim kurullarının tam kadro ile çalışır duruma getirilmesi ve muhatap kitle arasında boşluk kalmayacak şekilde vazife taksimatının yapılmasıdır. Millî Görüşçüler ve Müslümanlar olarak Erbakan Hocamızdan alacağımız en güzel ders “var olmadan olmaz” dersidir.

KİMDİR ERBAKAN?

Ne olarak anılmak istersiniz sorusuna muhatap olduğunda, “Malıyla canıyla cihat eden bir Müslüman olarak anılmak isterim" cevabini veriyordu mücahit Erbakan. O, kınayanın kınamasına aldırmadan ömrünü inandığı hak davaya adamış, şuurlu bir Müslüman’dı.

İnönü, “Bir adam çıkmış, mekteplerde Gazali’yi okutacağız diyormuş, biz buna asla müsaade etmeyiz” sözleriyle ona derinlerden tepkiler veriyordu, cumhuriyet tarihinde bir adam yetişti, o da dinci çıktı diye dert yanıyordu. Ecevit onunla tanıştıktan sonra tarihi yanılgıdan dem vuruyordu. 28 Şubat sürecinde Demirel, ondan “gemi azıya almış adam olarak” söz ediyordu. Mekânın cennet olsun Hocam. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Erbakan'ca duruş - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erbakan'ca duruş

4 1
28.02.2024

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Vefatının 13. yılında Erbakan Hocamızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Erbakan Hocamızın vefat tarihi olan 27 Şubat 2011, sanki 28 Şubat postmodern darbesi için bir karşı devrim etkisi yapmıştır. Erbakan Hocamızın vefatıyla artık 28 Şubat kalkışması sonuçlarıyla birlikte tarih olmuş, unutulup gitmiştir. Ancak Erbakan Hocamız, hayattayken yaptıklarıyla ve tarihe not düştüğü konuşmalarıyla milletimize yol göstermeye devam etmektedir. Erbakan Hocamızı haklı çıkaran ve etkili kılan nedir? Erbakan Hocamızı haklı çıkaran ve etkili kılan tek şey; İslam’a din ve düzen olarak iman etmesi ve tam ve tereddütsüz bir şekilde teslim olmasıdır. Ve Erbakan Hocamız, Kur’an’ı ve Peygamberin Sünnetini; ilmin, barış ve kardeşliğin, insan hakları ve hürriyetlerin, adaletin, maddi ve manevi kalkınmanın, refahın, izzet ve onurun tek hak kaynağı olarak görmüş, mücadelesinin bütün kodlarını Kur’an’a ve Sünnet’e göre tespit etmiştir. O Millî Görüş hareketinin fikri temellerini atarken önüne üç hedef koymuştur. 1- Fert ve toplumu şuurlandırmak, 2- Fert ve toplumu teşkilatlandırmak, 3- Fert ve toplumun tamamını Millî Görüş mensubu yapmak. Erbakan Hocamız, bu üç şeyle, başka bir üç şeyi gerçekleştirmeye gayret etmiştir. 1- Yaşanabilir Bir Türkiye’yi kurmak, 2- Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak, 3- Yeni Bir Dünya kurmak. Erbakan Hocamız, dünya hayatını ise Hak-Batıl mücadelesinden ibaret bir imtihan olarak okumuştur. Ona göre hayat; iman ve cihattan ibarettir. Erbakan Hocamız, peygamberlerin gönderilmiş olduğun ıslah siyasetini kendisine şiar edinmiştir. Bunun için kurduğu bütün partileri ve MİLKO’ları okul yapmış, “sağlam duvar, sağlam tuğla ister” inancıyla şuurlu bir kadro yetiştirmeye önem vermiştir.

DÖRT GÖREV

Erbakan Hocamız; Adil Düzen’in, İslam Birliği’nin, yeni bir saadet dünyasının........

© Milli Gazete


Get it on Google Play