Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Merhum Hasan Bitmez kardeşimiz konuşmasına devam ediyor: “…Yetmedi, Meclis Başkanımız Numan Bey’in 2008 yılındaki Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun İsrail’in Nükleer Varlığının Araştırılması Önergesinde Türkiye’nin “Evet, araştırılsın.” demediği için İsrail’e araştırma yapılmadığını söylemişti. Şimdi, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız diyor ki: “Vakit çok geç olmadan İsrail’in nükleer silahları şüpheye yer bırakılmayacak şekilde denetlenmeli.” O zaman böyle diyorsunuz, bugün böyle diyorsunuz. O gün İsrail'in lehine, bugün toplum kızıyor diye aleyhine. Yetmedi, İsrail'e olan aşkınızı ifade edecek 2010 yılında Mayıs ayında İsrail'e büyük bir jest yaptınız, OECD’ye girmesine onay verdiniz; siz yaptınız. Yetmedi, bir jest daha yaptınız: İsrail’in NATO faaliyetlerine katılmasına siz onay verdiniz arkadaşlar, ben vermedim; Türkiye’de ne biz ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de diğer partilerin hiçbiri son yirmi yıldır iktidarda değiliz, siz verdiniz; sizin tarihinizde olanları söylüyorum. İsrail aşkınızı özetleyen bir cümleyi de parti sözcünüzden söylüyorum: “İsrail devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur.”

SOKAK ADABI

“Sayın Meclis Başkanımız dedi ki: “Hatip konuşurken bağırmak sokak adabıdır.” Dün dedi, dün. Bir başka İsrail aşkınızın ve Filistin ihanetinizin belgesi bu sözleşmedir. Mavi Marmara davasıyla ilgili İsrail’le anlaşma yaparak Filistin davasına ihanet ettiniz. Bu anlaşmadan önce diyordunuz ki: “Özür dilenmesi lazım, tazminat ödenmesi lazım, Gazze’den ambargonun kalkması lazım.” Hiçbiri olmadı arkadaşlar, hiçbiri olmadı. Bu “20 milyon” ifadesi de tazminat değil. Orada ne diyor? “Ex gratia” yani lütuf. İsrail’in 20 milyonluk lütfuna maruz oldunuz. Bu anlaşma, İsrail vatandaşlarının her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır ve bu anlaşma Kudüs’te ve Ankara’da imzalanmıştır, Tel Aviv’de değil. İstanbul ağır ceza mahkemesi bu anlaşmaya istinaden yargılanan İsrail Genelkurmay Başkanı ve 4 sanığın yargılanmasına takipsizlik kararı verdi, sizin sayenizde. Altmış beş-yetmiş gündür Filistin’de soykırım yapıyor, Gazze'de soykırım yapıyor, biz “Diplomatik ilişkilerinizi kesin, gemi göndermeyin.” dedik, gönderiyorsunuz, hâlâ diplomatik ilişkilerimizi kesmiyorsunuz ama İsrail sizi adam yerine koymuyor, kendisi bunları çağırıyor.”

YÜZLERCE GEMİ

“Kalkan yüzlerce gemi gitmeye devam ediyor arkadaşlar. Bir taneniz çıkıp da “Gemi gitmiyor.” diyemiyorsunuz, gemiler gidiyor, gemiler gidiyor ve sizin bu yüzkaranız. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, ilginç bir savunma yapıyor “İsrail’le ilişkiler Filistin davasına zarar vermiyor, İsrail’le bir taraftan ortak çıkarlarımız temelinde ilişkilerimizi muhafaza ederken büyükelçimizi istişareler için merkeze çağırdık.” diyorsunuz, “Güvenlik Konseyi İsrail saldırılarını durdurmakta kifayetsiz kaldı.” diyorsunuz, siz kifayetli misiniz arkadaşlar? Siz ne bulacaksınız, ne yaptınız? Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: “İsrail’e destek verenler yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacaklar.” siz de bulamayacaksınız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 13 ülke İsrail’le barış, İsrail’in ateşkes yapmasını talep etti. Sizin dostunuz olan Amerika, bunu veto etti. Sizin dostunuz olan Amerika, bunu veto etti. Siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Aslında yapıyorsunuz, daha önce Irak’ta koalisyon güçlerinin işini bitirmesi için imkânlarınızı seferber ettiğiniz gibi, bugün de gemilerle ve uçaklarla İsrail için lojistik imkânlarınızı aynı şekilde seferber ediyorsunuz. Gemilerin gitmesine müsaade ediyorsunuz, utanmadan “ticaretimiz” diyorsunuz; “İsrail’e gemiler” diyoruz, “teröristlerle beraber” diyorsunuz; “İsrail’e gemilerle mühimmat taşıyorsunuz.” diyoruz, “CHP’yle birlikte oldunuz.” diyorsunuz; “İsrail’le diplomatik ilişkileri kesmelisiniz.” diyoruz, “Mecliste Cola’yı yasakladık.” diyorsunuz. “AK Partili yöneticilerin ve çocuklarının sahibi ve ortağı olduğu, işletmecisi olduğu gemilerle İsrail’e mühimmat taşımaktan vazgeçin.” diyoruz, “Starbucks’larda boykot yapıyoruz.” diyorsunuz.”

MİTİNG

“İsrail sizin eylemsizliğinizden, tavırsızlığınızdan cesaret alıyor.” diyoruz, “Miting yapıyoruz.” diyorsunuz. Mitingin parasını kim ödedi arkadaşlar? Emin Akbaşoğlu burada dedi ki: “AK Parti olarak yapıyoruz.” Ama siz devlet olarak ödediniz. Bu kadar ikiyüzlüsünüz! Bu sizin mitinginizden daha iyisini Avrupa’da, Amerika’da, Londra’da, Tokyo’da, oradaki Hristiyanlar, Yahudiler sizlerden daha iyi miting yapıyor. Siz İsrail’in suç ortağısınız! Siz İsrail’in suç ortağısınız! Elinizde Filistinlilerin kanı var! İş birlikçisiniz! İsrail’in Gazze’ye attığı her bombada katkınız var. Hemen şimdi gerçekçi bir adım atın, Türkiye öncülük etsin. Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Libya, Cezayir… Şimdi bizim konuşmamızı istemiyorsunuz. Ben konuşmamı bitiriyorum ama Sezai Karakoç’un size atfen yazdığı satırlarla bitiriyorum. “Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Hâlbuki bizden kurtulsanız vicdan azabından kurtulamayacaksınız... Vicdan azabından kurtulsanız tarihin azabından kurtulamayacaksınız. Tarihin azabından kurtulsanız Allah’ın gazabından kurtulamayacaksınız.” Hasan Bitmez kardeşimizin sön sözü; “Hepinizi saygıyla selamlıyorum” oldu. Biz de kendisini hürmetle selamlıyor ve hayırla anıyoruz.

ENSAR OLMAK

Muhacir ve Ensar olmak çok kıymetli bir şeydir. Tevbe Sûresi 100. ayet: “Zulüm ve kötülüğün egemen olduğu memleketten hicret edenler ile dine ve hicret edenlere sahip çıkan ve koruyanların önde gelenlerine ve bir de iyilik, doğruluk yolunda onları izleyenlere gelince, Allah onlardan razı olmuştur ve onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Ve O, onlar için içlerinde yerleşip, sonsuza kadar yaşayacakları dere ve ırmakların çağıldadığı cennetler hazırlamıştır. İşte bu, büyük bir mutluluktur.” Millî Görüş davasının muhacirleri Erbakan Hocamızla birlikte bu hareketi başlatanlardır. Ensar’ı ise Erbakan Hocamızın yetiştirdiği Enderun kadrolardır. Önde gelenlerden olmak, çok önemli bir bahtiyarlıktır. İşte Hasan Bitmez kardeşimiz Erbakan Hocamızın Enderun olarak yetiştirdiği bir Ensar idi. Şehadetin mübarek olsun. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Hasan Bitmez, Son Söz, Son Nefes-3 - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hasan Bitmez, Son Söz, Son Nefes-3

3 8
23.12.2023

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Merhum Hasan Bitmez kardeşimiz konuşmasına devam ediyor: “…Yetmedi, Meclis Başkanımız Numan Bey’in 2008 yılındaki Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun İsrail’in Nükleer Varlığının Araştırılması Önergesinde Türkiye’nin “Evet, araştırılsın.” demediği için İsrail’e araştırma yapılmadığını söylemişti. Şimdi, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız diyor ki: “Vakit çok geç olmadan İsrail’in nükleer silahları şüpheye yer bırakılmayacak şekilde denetlenmeli.” O zaman böyle diyorsunuz, bugün böyle diyorsunuz. O gün İsrail'in lehine, bugün toplum kızıyor diye aleyhine. Yetmedi, İsrail'e olan aşkınızı ifade edecek 2010 yılında Mayıs ayında İsrail'e büyük bir jest yaptınız, OECD’ye girmesine onay verdiniz; siz yaptınız. Yetmedi, bir jest daha yaptınız: İsrail’in NATO faaliyetlerine katılmasına siz onay verdiniz arkadaşlar, ben vermedim; Türkiye’de ne biz ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de diğer partilerin hiçbiri son yirmi yıldır iktidarda değiliz, siz verdiniz; sizin tarihinizde olanları söylüyorum. İsrail aşkınızı özetleyen bir cümleyi de parti sözcünüzden söylüyorum: “İsrail devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur.”

SOKAK ADABI

“Sayın Meclis Başkanımız dedi ki: “Hatip konuşurken bağırmak sokak adabıdır.” Dün dedi, dün. Bir başka İsrail aşkınızın ve Filistin ihanetinizin belgesi bu sözleşmedir. Mavi Marmara davasıyla ilgili İsrail’le anlaşma yaparak Filistin davasına ihanet ettiniz. Bu anlaşmadan önce diyordunuz ki: “Özür dilenmesi lazım, tazminat ödenmesi lazım, Gazze’den ambargonun kalkması lazım.” Hiçbiri olmadı arkadaşlar, hiçbiri olmadı. Bu “20 milyon” ifadesi de tazminat değil. Orada ne diyor? “Ex gratia” yani lütuf. İsrail’in 20 milyonluk lütfuna maruz oldunuz. Bu anlaşma, İsrail vatandaşlarının her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır ve bu anlaşma Kudüs’te ve Ankara’da imzalanmıştır, Tel Aviv’de değil. İstanbul ağır ceza mahkemesi bu anlaşmaya istinaden yargılanan İsrail Genelkurmay Başkanı........

© Milli Gazete


Get it on Google Play