Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Hocam Erbakan, “Sağlam duvar sağlam tuğla ister” derdi. 1970’li yıllardan itibaren, mitinglerde, konferanslarda ve gençlik buluşmalarında Hoca’mızı uzaktan görüyorduk. 1987 genel seçimlerinde Batman’a geldiğinde de yine kendisiyle aynı ortamlarda bulunduk ama konuşma imkânımız olmadı. 1987 seçimlerinden sonraydı. Beni telefonla arayan Muhittin Hamdi Yıldırım, Erbakan Hoca’mızın davetini iletti. Erbakan Hoca’mızla ilk yakın görüşmemiz bu davet üzerine Ankara’da Balgat’ta, Genel Merkez’de bir grup Medine mezunu arkadaşla birlikte gerçekleşti. Bu görüşmemizde herkes gibi kendimi tanıttığımda ve Batman İmam Hatip Lisesinde öğretmen olarak çalıştığımı söylediğimde, aramızda geçen diyalog benim için önemli bir hatıradır. Erbakan Hoca’mızın babam Kiraz Hoca ile geçmişten kaynaklanan bir dostluğu vardı. Hoca’mızın bize karşı, bu dostluktan kaynaklanan ayrı bir sevgisi vardı. Bunun her zaman bereketini görmüşüzdür. Bu ilk yüz yüze görüşmemizde Erbakan Hoca’mızla aramızda geçen diyalog benim için hem ilk ders, hem de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Olanlar oldu, 1988 yılının Ekim ayında Batman’dan Ankara’ya taşındım. Taşındıktan sonra Genel Merkez’e gelip gitmeye başladım. İlk görev olarak Öğretmenler Vakfının kuruluşunda yer almayı Allah bize nasip etti. Sonra bir Enderun olarak Teşkilat Başkanlığı emrinde hizmet etme imkânına kavuştuk. Erbakan Hoca’mızın talimatıyla benden 1988 Refah Partisi çalışma programı kitapçığını okumam istendi. Ve bu kitapçıktan Erbakan Hoca’mızın beni imtihan edeceği söylendi. Bu kitapçık bir yerde özet bir teşkilat rehberi mahiyetindeydi. Elimden geldiğince bu kitapçığı dikkatlice okudum. Belirlenen gün geldi. O zaman Genel Merkez’de GİK toplantılarının yapıldığı bir oda vardı. Bu odanın duvarlarında il, ilçe, belde, köy ve mahalle teşkilatlarının çalışma şekillerini gösteren tablolar asılıydı. İçeri girdiğimde, odada Erbakan Hoca’mız, Ahmet Tekdal ve Rıza Ulucak bulunuyordu. Ahmet Tekdal; Teşkilat Başkanı, Rıza Ulucak ise Seçim İşleri Başkanı idi. Sınav yaklaşık iki saat kadar sürdü. Ben önce kitabı bir özetledim, Erbakan Hoca’mızın sorduğu soruları cevaplandırmaya çalıştım. Bu sınav, ayrıca benim için önemi büyük bir eğitim olmuştur. Hocam Erbakan’ın himmetine mazhar olduk ve Teşkilat Başkanlığı bünyesinde kurulan “Öğretmen Müfettişlik Birimine” sorumlu yapıldık. Zamanla tecrübe kazandık ve Teşkilat Uzmanı olarak Hocam Erbakan’la 1989 yılından vefat ettiği 27 Şubat 2011 tarihine kadar tam 23 yıl görev yapmış olduk. Biz, İslam itikadının inceliklerini, İslam fıkhının hayatımızdaki yerini, Kur’an ve sünnetin önemini, İslam’ca düşünmeyi, ümmet olma şuurunu, cihat farzını, itaat ve sadakati, edebi, hayâyı, nezaketi, vefayı, sevgiyi, şefkati ve merhameti Erbakan Hoca’mızdan öğrendik. Mekânı cennet olsun ve bizleri cennetinde buluştursun.

HOŞ SEDA

Hocam Erbakan, Enderun olarak birçok elaman yetiştirdi. Bu elamanların üzerine önemli sorumluluklar yükledi. Bu elemanları gözü gibi korudu. Karaman ve Titiz’in hikâyesi özeldir. Beşir beyin, Osman Akgün’ün, Adnan’ın, Yusuf’un, Osman Oktay’ın hikâyesi ise bir başka hikâye, Muhittin’in, Atik’in, Birol’un, Bitmez’in, Akkiraz’ın hikâyesi de çetin bir yol hikâyesidir. Nazır Özsöz, Mustafa Kurdaş, Mustafa Yılmaz, Abdülkadir Özkan, Zeki Ceyhan ve daha niceleri… Milli Nizam’dan, Saadet’e nice isimli isimsiz kahramanlar Hocam Erbakan’ın inşa ettiği Milli Görüş meydanında at koşturdular. Bunlar cihat zincirinin sağlam halkaları oldular. Süleyman Arif Emreler, Oğuzhan Asiltürkler, Fehim Adaklar, Rıza Ulucaklar, Ali Oğuzlar, Yasin Hatiboğluları, Recai Kutanlar, Şevket Kazanlar, Cevat Ayhanlar, Tekdallar ve daha niceleri öncü oldular. Sırasını savanlara Allah rahmet eylesin, sırasını bekleyenlere ise Allah sıhhat ve afiyetler versin. Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez. Ölmüşlerimizi hayırla yâd ederken, dirilerimize hürmet ve saygıda, sevgi ve şefkatte kusur etmemeliyiz. “Müminler kardeştir” demek kolaydır. Bu kardeşliğin hukukuna riayet etmeden, dertlere ortak olunmadan, aç yatanın haliyle hallenmeden, elde edilen birikimlerin kıymeti bilinmeden olmaz. Hocam Erbakan bize sağlam bir miras bıraktı, bu mirasın kıymetini bilip gereğini yapmadan da olmaz.

NASİHATLER

Hocam Erbakan’ın bazı sözlerini birlikte hatırlayalım: “Namaz dinin direği, cihat ise zirvesidir. Cennete girmek için, mutlaka Müslüman olmak gereklidir. Ancak bu dünyada, adil bir düzenin himayesinde, huzur ve emniyet içinde yaşamak için, sadece insan olmak yeterlidir. Biz seçimler için değil, gelecek nesiller için çalışıyoruz. Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz, herkes kardeşi için yaşar, menfaati öldürmenin en kolay yolu budur. Bir milletin asıl gücü; topu, tüfeği yahut tankı değil imanlı ve inançlı gençliğidir. Allah’ın en sevdiği insan, sorumluluğunu bilen ve kendi görevini en iyi şekilde yerine getiren insandır. Görevini ciddiyet ve titizlikle yapmak ihsan makamıdır. İmanla küfür bir kalpte birleşmez ve barışmaz. Kelime-i şahadet getirip iman etmekle her işimiz bitmiyor, tam aksine, kulluk imtihanımız yeni başlıyor, yani kelime-i şahadet, bir nevi, Kur’an programıyla yapılan kulluk imtihanına, giriş belgesidir. Biz, başkalarının değil, kendi muhasebemizi yapmak ve hesabımızı sağlam tutmakla mükellefiz. İslam, ancak kendi orijinal kavramlarıyla anlaşılır ve anlatılır. Asıl marifet, yük altında ve hizmet esnasında sadık ve sağlam kalabilmektir. Yoksa çay sohbetlerinde ve edebiyat kürsülerinde kahramanlık satmak kolaydır. Evet, hayat iman ve cihattır. Bu iki değer ve dinamizme, kim sahip olursa, zaferi onlar kazanacak ve üste çıkacaktır. Saadet Partisi bir fabrikadır. Müslüman’ı alır şuurlu Müslüman yapar.” Bunlar Hocam Erbakan’ın kıymetli sözleri ve nasihatleridir. İslam konuşulacak şey değil yaşanacak din ve düzendir. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Hocam Erbakan   - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hocam Erbakan  

7 6
09.03.2024

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Hocam Erbakan, “Sağlam duvar sağlam tuğla ister” derdi. 1970’li yıllardan itibaren, mitinglerde, konferanslarda ve gençlik buluşmalarında Hoca’mızı uzaktan görüyorduk. 1987 genel seçimlerinde Batman’a geldiğinde de yine kendisiyle aynı ortamlarda bulunduk ama konuşma imkânımız olmadı. 1987 seçimlerinden sonraydı. Beni telefonla arayan Muhittin Hamdi Yıldırım, Erbakan Hoca’mızın davetini iletti. Erbakan Hoca’mızla ilk yakın görüşmemiz bu davet üzerine Ankara’da Balgat’ta, Genel Merkez’de bir grup Medine mezunu arkadaşla birlikte gerçekleşti. Bu görüşmemizde herkes gibi kendimi tanıttığımda ve Batman İmam Hatip Lisesinde öğretmen olarak çalıştığımı söylediğimde, aramızda geçen diyalog benim için önemli bir hatıradır. Erbakan Hoca’mızın babam Kiraz Hoca ile geçmişten kaynaklanan bir dostluğu vardı. Hoca’mızın bize karşı, bu dostluktan kaynaklanan ayrı bir sevgisi vardı. Bunun her zaman bereketini görmüşüzdür. Bu ilk yüz yüze görüşmemizde Erbakan Hoca’mızla aramızda geçen diyalog benim için hem ilk ders, hem de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Olanlar oldu, 1988 yılının Ekim ayında Batman’dan Ankara’ya taşındım. Taşındıktan sonra Genel Merkez’e gelip gitmeye başladım. İlk görev olarak Öğretmenler Vakfının kuruluşunda yer almayı Allah bize nasip etti. Sonra bir Enderun olarak Teşkilat Başkanlığı emrinde hizmet etme imkânına kavuştuk. Erbakan Hoca’mızın talimatıyla benden 1988 Refah Partisi çalışma programı kitapçığını okumam istendi. Ve bu kitapçıktan Erbakan Hoca’mızın beni imtihan edeceği söylendi. Bu kitapçık bir yerde özet bir teşkilat rehberi mahiyetindeydi. Elimden geldiğince bu kitapçığı dikkatlice okudum. Belirlenen gün geldi. O zaman Genel Merkez’de GİK toplantılarının yapıldığı bir oda vardı. Bu odanın duvarlarında il, ilçe, belde, köy ve mahalle teşkilatlarının çalışma........

© Milli Gazete


Get it on Google Play