Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Siyonizm; Türkiye’nin Osmanlı’nın devamı bir ülke olmamasını içine sindiremez. Türkiye’de yerli ve milli bir iktidarın bulunması işine gelmez. Bilir ki Türkiye’nin desteği olmadan Büyük İsrail hedefine ulaması zordur. İslam ile bütünleşmiş bir Türkiye, Siyonizm’in kâbusu olur.

Bunun için, Türkiye’yi aslına döndürmeye çalışan Millî Görüş hareketini en büyük tehdit olarak görür. Erbakan’ı ve hareketini, en tehlikeli düşman olarak kodlamıştır. Türkiye’de Millî Görüş’ü engellemek için solcu sağcı, muhafazakâr kadroları kullanmış, ancak bunlarla arzu edilen neticeyi alamadığını görünce, Millî Görüş kadrolarının içinden devşirdiği yenilikçi kadroları kullanmaya başlamış, ana aktör olarak Erdoğan’ı seçmiştir. O günden bugüne Sayın Erdoğan ve kadrosu, Siyonizm’in Türkiye’de ve İslam coğrafyasındaki en büyük müttefiki olmuştur. Bundandır ki Sayın Erdoğan ve kadrosu Siyonist çevreler için her kapıyı açan çilingir gibidir. Erdoğan ve ekibi de 21 yıllık iktidarında bu çilingirlik görevini layıkıyla yerine getirmiştir ve getirmeye devam etmektedir. Sayın Erdoğan; AK Parti iktidarının ikinci yılında 31 Ocak 2004 tarihinde ABD’nin Boston'daki Harvard Üniversitesinde yaptığı konuşmada Irak’ı işgal ederek binlerce Müslüman’ın kanını akıtan ABD ile ilgili “Türkiye, ABD’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Çok yönlü destek de olmaktadır” ifadelerini kullanmış yine Filistin’i işgal eden Siyonist devlet İsrail ile ilgili de, “İsrail’in yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacak” gibi Siyonistler için kıymeti yüksek sözler söylemiştir. Erdoğan ve ekibinin Siyonizm ile ilgili iki tür açıklaması vardır. Bunlardan birisi, halkın gazını almaya yönelik açıklamalardır ki, bu açıklamalar da İsrail ve liderlerine çok ağır ifadeler kullanılır. Bu ifadelerden Siyonist çevreler rahatsızlık duymazlar. Çünkü onlar bililer ki, Erdoğan’ın yaptığı bu açıklamalar, onların işini kolaylaştırır. Erdoğan’ın ikici tür açıklamaları ise ABD ve İsrail’i rahatlatan, onlara güven veren açıklamalardır. Sayın Erdoğan’ın, “Bizim İsrail’e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım” sözü ve benzeri sözleri, İsrail’e, ABD’ye güven vermektedir. Bugün İsrail’in Gazze’de umursuzca katliam yapmasının arkasında yatan gerçek, bu güvendir. Türkiye’nin ve İslam ülkeleri liderlerinin eylemsiz kınamalarını İsrail, destek olarak algılar ve karakterinin gereğini yapmaya devam eder.

İŞBİRLİKÇİ ZİHNİYET

İsrail’i, jandarması ABD’yi ve AB ülkelerini şımartan ve Gazze’de insafsızca soykırım yapmalarını sağlayan, İslam ülkelerinin ve insanlığın yüzkarası işbirlikçi zihniyettir. Ülkemizde bu zihniyetin temsilciliğini AK Parti ve CHP’nin başını çektiği şuursuz kadrolar yapmaktadır. Erbakan Hoca’mız, yıllarca milletimizi bu zihniyetlere karşı uyanık olmaya çağırmıştır. Özellikle AKP hakkında söyledikleri bugün için daha da anlamlıdır: “AK Parti dediğiniz nedir? Bak şimdi temel sebepleri söylüyorum. AKP dediğiniz oradan buradan toplanmış bir kuruluştur. Millî Görüş gömleğini çıkartmış, kırık ampul gömleğini giymiş. Size Kasımpaşa futbol takımını tarif ediyorum. Bunların antrenörleri ırkçı emperyalizmdir. Dünyanın en büyük devleti, bu takımın eline bırakılamaz. Neden? Çünkü bu takımdakilerin tarih, inanç ve medeniyet bilgileri yok. Batı’yı tanımıyor. İslamı tanımıyor. Tanıyorum zannediyor. Ben imam hatip mezunuyum diyor. Arka kapıdan çıkmış, top oynamış, derste anlatılanları dinlenememiş, İslam’ı tanımıyor. İslam’ı tanımayan adam, Batı’nın kapısına gider kendisini köle olarak bağlattırır mı?” Erbakan Hoca’mızın bu sözleri bugün daha iyi anlaşılıyor. Gazze’de katliam yapan İsrail, bütün lojistik desteğini Türkiye üzerinden sağlıyor. Bu gizliden değil, açıktan yapılıyor. Avrupa Birliği; bir Hıristiyan Yahudi kulübüdür. Bu kulübün referans kitabı, muharref Tevrat ve İncil’dir. İsrail ve ABD ikilisinin de referans kitapları yine muharref Tevrat ve İncil’dir. Bunlar hangi kavramı kullanırlarsa kullansınlar, bu iki referans kaynak kitabın emrinden çıkmazlar. Onların yaptığı bütün savaşların yol haritasını Tevrat ve İncil belirler. Vaat edilmiş topraklar üzerinde sadece Yahudilerin yaşayacağı “Büyük İsrail’in kurulması" Siyonist Hıristiyanların ve Yahudilerin dinidir. Onlar bu dinden taviz vermezler. Batıl ve karanlık emelleri için dünyayı yakmaktan çekinmiyorlar. Ya Müslümanlar… Batı’yı ve Siyonizm’i üstün görüyorlar ve onlardan Allah’tan korkar gibi korkuyorlar.

MÜSLÜMANLAR

Yahudi ve Hıristiyanların aksine Müslümanların elinde Kur’an diye muazzam ve mükemmel bir kitap var. Geçmişte bu Kitaba hakikaten sarılan ve tek referans kitap olarak kabul eden Müslümanlar, zalime ve zulme karşı cihat etmişler ve bütün insanlığın saadeti için, hakkı üstün tutan bir saadet dünyasını kurmuşlardır. Günümüz Müslüman’ı ise Kur’an’dan kopmuş, Yahudilerin ve Hıristiyanların kurduğu zulüm dünyasında köle olarak yaşamayı tercih etmiştir. Şuurlu Müslüman toplulukları genel kitlenin dışında tutuyorum. Ancak onlar da Kur’an’la aralarında olması gereken bağı kurmakta, arzu edileni ortaya koyamamışlardır. Burada HAMAS’ı kutlamak gerekir. Zorluklar içinde, zalim İsrail’e ve destekçilerine karşı, imkânları ölçüsünde maddi ve manevi bir hazırlık yapmışlar, bütün dünya ile bir İslam gücü olarak savaşıyorlar. Niçin savaşıyorlar? Onlar, Allah’ın nuru sönmesin ve bu nur, bütün insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarsın diye savaşıyorlar. Cihat ediyorlar ve kazanıyorlar. Burada bütün Filistin halkını da selamlamak gerekir. Kaleyi terk etmeden mücadeleye devam ediyorlar. Hayatları pahasına Mescid-i Aksay’ı korumanın izzet ve onuruyla tam bir dirayet gösteriyorlar. Bu durumlarından da zerrece şikâyet etmiyorlar. Allah da onlara görünen ve görünmeyen ordularıyla yardım ediyor. ABD, İsrail, AB ve işbirlikçileri, ne kadar araç gereç üstünlüğüne sahip olsalar da, HAMAS ve müttefiklerinin zaferine mani olamayacak, adı Müslüman işbirlikçi lider ve kadroları da onlarla birlikte ateş çukurundaki yerini alacaktır. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - İsrail’i Şımartan Zihniyet - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail’i Şımartan Zihniyet

11 4
15.11.2023

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Siyonizm; Türkiye’nin Osmanlı’nın devamı bir ülke olmamasını içine sindiremez. Türkiye’de yerli ve milli bir iktidarın bulunması işine gelmez. Bilir ki Türkiye’nin desteği olmadan Büyük İsrail hedefine ulaması zordur. İslam ile bütünleşmiş bir Türkiye, Siyonizm’in kâbusu olur.

Bunun için, Türkiye’yi aslına döndürmeye çalışan Millî Görüş hareketini en büyük tehdit olarak görür. Erbakan’ı ve hareketini, en tehlikeli düşman olarak kodlamıştır. Türkiye’de Millî Görüş’ü engellemek için solcu sağcı, muhafazakâr kadroları kullanmış, ancak bunlarla arzu edilen neticeyi alamadığını görünce, Millî Görüş kadrolarının içinden devşirdiği yenilikçi kadroları kullanmaya başlamış, ana aktör olarak Erdoğan’ı seçmiştir. O günden bugüne Sayın Erdoğan ve kadrosu, Siyonizm’in Türkiye’de ve İslam coğrafyasındaki en büyük müttefiki olmuştur. Bundandır ki Sayın Erdoğan ve kadrosu Siyonist çevreler için her kapıyı açan çilingir gibidir. Erdoğan ve ekibi de 21 yıllık iktidarında bu çilingirlik görevini layıkıyla yerine getirmiştir ve getirmeye devam etmektedir. Sayın Erdoğan; AK Parti iktidarının ikinci yılında 31 Ocak 2004 tarihinde ABD’nin Boston'daki Harvard Üniversitesinde yaptığı konuşmada Irak’ı işgal ederek binlerce Müslüman’ın kanını akıtan ABD ile ilgili “Türkiye, ABD’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Çok yönlü destek de olmaktadır” ifadelerini kullanmış yine Filistin’i işgal eden Siyonist devlet İsrail ile ilgili de, “İsrail’in yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacak” gibi Siyonistler için kıymeti yüksek sözler söylemiştir. Erdoğan ve ekibinin Siyonizm ile ilgili iki tür açıklaması vardır. Bunlardan birisi, halkın gazını almaya yönelik açıklamalardır ki, bu açıklamalar da İsrail ve liderlerine çok ağır ifadeler kullanılır. Bu ifadelerden Siyonist çevreler rahatsızlık duymazlar. Çünkü onlar bililer ki,........

© Milli Gazete


Get it on Google Play