Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Hak bir davayı yürütmek, güçlü bir iman ile olur. Güçlü bir imanın alameti ise; sabır, sebat ve azimdir. Sabır; zafere giden yolda, yapılması emredilen cihadı kararlılıkla yürütmeye devam etmektir. Sebat; hak bir davaya kararlı bir şekilde bağlı kalmaya devam etmektir. Azim; gevşemeksizin, kınayanın kınamasına aldırmadan, zorluklara boyun eğmeden, bütün gücün dava için kullanılmasıdır. Sebat; bir konuda iyi düşündükten sonra verilen karardan dönmemektir. Liderler ve önde yürüyen kişiler sebat ve metanet sahibi olurlarsa, çevrelerindeki insanlar için cesaret ve güven kaynağı olurlar. Gerçekten de bu üstün fazilete sahip olmayan liderler ve kadrosunun doğru karar vermesi, işlerinde başarılı olması, düşmana galip gelmesi pek güçtür. Allah’ın rızası; İslam’da sebat etmek, azimle ve tutarlılıkla adil düzen yolunda yürümek isteyen her sadık Müslüman için sabır, sebat ve azim çok kıymetlidir. “İnananlar kardeştir” esası, sabır ve sebat bakımından başta liderler olmak üzere herkes için ciddi bir sınavdır. Hak davadan, batıl davalara sapmanın itibar görmesi, Milli Görüş davası için çalışanlar arasında dahi gevşekliklerin baş göstermesi, şuurlu Müslümanları bu gibi sonuçlardan korkmaya ve güvenli bir neticeye ulaşmak için çareler aramaya zorlamalıdır. Peygamberimizin: “Âdemoğlunun kalbi kaynadığı zaman, tencereden daha çok altüst olur” sözü, bugünkü durumumuza açıklık getiren önemli bir belgedir. Şehvetler ve şüpheler karşısında dönüveren kalbin sabit hale getirilmesi, bu görevin büyüklüğüne ve zorluğuna uygun güçlü etkenlere ihtiyaç duyan mühim bir iştir.

SEBATI SAĞLAYAN ETKENLER

Allah, bizlere merhameti gereği; Kur’an’da, Peygamberimiz aracılığıyla, insan yaşantısında sebat için gerekli birçok etken bildirmiştir. Bunlardan önemli olanları şunlardır. 1. Kur’an’a yönelmek: Kur’an ilk sebat vasıtasıdır. Allah’ın sağlam ipidir. Onunla yaşayanı Allah korur ve kurtuluşa erdirir. Kur’an; imanı yeşertir. İnkârcılar, müşrikler ve münafıklardan oluşan İslam düşmanlarının ortaya attığı şüphelere cevap verir. 2. Allah’ın ahkâmına tutunup faydalı işler yapmak: Allah, iman edenleri Kur’an yasaları ile hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Kur’an yasalarına karşı çıkan zalimleri ise Allah sapıklığa mahkûm eder. Kur’an’la iş görenler aziz, görmeyenler ise zelil olur. 3. Kur’an’da zikredilen kıssaları okumak, düşünmek ve örnek almak: Peygamber kıssalarında müminlerin kalbini teskin edecek bilgiler ve mücadeleler anlatılmaktadır. Bu kıssalarda müminler için bir öğüt ve bir uyarı vardır. 4. Dua: Allah’ın mümin kullarının özelliklerinden biri de, kendilerini İslam’da sabit kılması için dua ile Allah’a yönelmeleridir. Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve ayaklarımızı İslam’da sabit kıl gibi dualar müminin silahıdır. 5. Allah’ı zikretmek: Zikir; sebatı sağlayan en büyük etkenlerdendir. Allah; “Ey iman edenler, herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok zikredin” ayetiyle cihat, sebat ve zikir arasında önemli bir bağ kurmuştur.

Müminlerin imanlarının sağlamlaştırılmasında Allah’ı zikretmenin rolü büyüktür. 6. Sıratı Müstakim üzere olmak: İslam’da sabit kalmak için sıratı müstakim üzere olmak önemlidir. İslam’da sebat; ilahi gazaba uğramış inkârcı Yahudiler ile sapıtmış müşrik Hıristiyanların yolunu benimseyerek olmaz. Müslümanların sıratı müstakim meselesini İslam’da sebat için iyi düşünmesi gerekir. 7. Terbiye: Belirli bir süreç ile anlayarak elde edilen imani, ahlaki, ilimi ve amali terbiye, sebatı gerçekleştiren temel bir unsurdur. İslam bilinmeden yaşanmaz. İmanı bozan şeyler bilinmeden, istikamet üzere olunmaz. 8. İslam’a güvenmek: Müslüman’ın, üzerinde yürüdüğü İslam yoluna güveni arttıkça, bu hak yolda yürüme kararlılığı şüphesiz daha büyük olur. İslam, bugün ortaya çıkmış hak bir yol değildir. Hz Âdem’den Peygamberimize ve kıyamete kadar, öncekilerin ve sonradan geleceklerin uyacağı tek saadet yolu İslam’dır ve İslam, Allah’ın rızasıdır.

9. İslam’a tebliğ ve daveti, diri tutmak: Müslümanın önemli görevlerinden birisi de tebliğ ve davettir. Tebliğ ve davet görevi sebatı artırır. 10. Şuurlu bir topluluğun içinde bulunmak: Âlim, salih ve insanları hakka davet eden bir topluluğun içinde bulunmak sebat etmeye büyük yardımı vardır. Ülkemizde bu, Milli Görüş topluluğudur. 11. Allah’ın yardımına ve geleceğin İslam’ın olacağına inanmak: Sebata en çok, yardım geciktiği zaman, sabit olan ayaklar kaymasın diye ihtiyaç duyarız. İmtihanda olduğumuzu unutmamak gerekir. 12. Batılı tanımak ve ona karşı tedbirli olmak: Bu hayatı hak-batıl mücadelesi olarak gören bir Müslüman’ın ihmal etmeyeceği bir görevdir ve sebat için gereklidir.

13. Dirayeti artıracak güzel huylara sahip olmak: Bunların en başında sabır gelir.

14. Salih kimselerin nasihati: Nasihat dinlemek sebatı kuvvetlendirir. En büyük nasihati ise Kur’an yapar. 15. Cennet nimetlerini ve cehennem azabını düşünmek, ölümü hatırlamak: Cennet; şuurlu Müslümanların yurdudur, cehennem ise şuursuzların yurdudur.

SEBAT EDİLECEK DURUMLAR

Bu durumları şöyle özetleyebiliriz. Fitneler karşısında uyanık ve dirayetli olmak gerekir.

Mal fitnesi, makam fitnesi, kadın ve eş fitnesi, baskı, işkence ve zulüm fitnesi, deccal fitnesi gibi fitneler, İslam’a sebat etmeyi zorlaştıran şeylerdir. Şuurlu bir Müslüman’ın, bu fitnelere dikkat etmesi gerekir. Bu fitnelere karşı dirayetli olanlar, iman ve cihatta sebat ederler. Din ve düzen olarak İslam’da sebat ederler. Ümmet olmada, iman kardeşliğinde sözde değil gerçekten sebat ederler. Ölüm anında, iman ve cihat yolunda yürüdüklerinden Müslüman olarak ölebilmenin sebatı içinde olurlar. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Sabır, Sebat ve Azim - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sabır, Sebat ve Azim

14 0
27.01.2024

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Hak bir davayı yürütmek, güçlü bir iman ile olur. Güçlü bir imanın alameti ise; sabır, sebat ve azimdir. Sabır; zafere giden yolda, yapılması emredilen cihadı kararlılıkla yürütmeye devam etmektir. Sebat; hak bir davaya kararlı bir şekilde bağlı kalmaya devam etmektir. Azim; gevşemeksizin, kınayanın kınamasına aldırmadan, zorluklara boyun eğmeden, bütün gücün dava için kullanılmasıdır. Sebat; bir konuda iyi düşündükten sonra verilen karardan dönmemektir. Liderler ve önde yürüyen kişiler sebat ve metanet sahibi olurlarsa, çevrelerindeki insanlar için cesaret ve güven kaynağı olurlar. Gerçekten de bu üstün fazilete sahip olmayan liderler ve kadrosunun doğru karar vermesi, işlerinde başarılı olması, düşmana galip gelmesi pek güçtür. Allah’ın rızası; İslam’da sebat etmek, azimle ve tutarlılıkla adil düzen yolunda yürümek isteyen her sadık Müslüman için sabır, sebat ve azim çok kıymetlidir. “İnananlar kardeştir” esası, sabır ve sebat bakımından başta liderler olmak üzere herkes için ciddi bir sınavdır. Hak davadan, batıl davalara sapmanın itibar görmesi, Milli Görüş davası için çalışanlar arasında dahi gevşekliklerin baş göstermesi, şuurlu Müslümanları bu gibi sonuçlardan korkmaya ve güvenli bir neticeye ulaşmak için çareler aramaya zorlamalıdır. Peygamberimizin: “Âdemoğlunun kalbi kaynadığı zaman, tencereden daha çok altüst olur” sözü, bugünkü durumumuza açıklık getiren önemli bir belgedir. Şehvetler ve şüpheler karşısında dönüveren kalbin sabit hale getirilmesi, bu görevin büyüklüğüne ve zorluğuna uygun güçlü etkenlere ihtiyaç duyan mühim bir iştir.

SEBATI SAĞLAYAN ETKENLER

Allah, bizlere merhameti gereği; Kur’an’da, Peygamberimiz aracılığıyla, insan yaşantısında sebat için gerekli birçok etken bildirmiştir. Bunlardan önemli olanları şunlardır. 1. Kur’an’a yönelmek: Kur’an ilk sebat........

© Milli Gazete


Get it on Google Play