Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Fert ve toplumu Adil Düzene, doğruya, iyiye, güzele, faydalıya, adalet ve hayra davet eden siyaset; İslam’ca siyasettir. Fert ve toplumu, faizci kapitalist düzene, yanlışa, kötüye, çirkine, zararlıya, zulme ve şerre davet eden siyaset ise, şeytanca siyasettir. Günümüz dünyasında şeytanca siyasete itibar ediliyor, İslam’ca siyasete iltifat edilmiyor. İtikat ve düzen olarak İslam; insanlara, Allah’tan başka­ rızası gözetilecek, ibadet edilecek, yardımı talep edilecek, bildirdiği hak ve adalet ölçüsüne uyulacak Allah’tan başka ilah olmadığı inanışını esas alan bir siyaseti emreder. Bu bir yerde insan için bir “hilafet” görevidir. Çünkü Allah, insanı yeryüzünde halife olarak yarattığını beyan eder. Şeytanın itirazı, insanın Allah tarafından “halife” olarak yaratılmasınadır. Niçin yaratıldığının şuurunda olan her insan; İslam’ın temel esaslarına bağlı kalarak yeryüzünde adil bir düzenin ikamesi için sorumluluğunu kuşanırsa inanmış olur. İnanan hiçbir insan; Avrupa Birliği’ni, itikat, ahlak ve müktesebat bakımından iltifat edilecek bir birlik olarak göremez. İnanan hiçbir insan; ABD’yi İngiltere ve İsrail’i stratejik müttefik edinerek, kurmayı hedefledikleri, Büyük İsrail ve Yahudi Dünya Krallığı için, onlarla birlikte hareket edemez. İnanan hiçbir insan; Allah’tan başka her hangi bir varlığın, Allah’la birlikte hâkimiyet ve ilahlık hakkına sahip olduğunu kabullenerek, zalimlere, ifsatçı şeytana ve Siyonizm’e koltuk değneği olmaz. Ederse zalimlerden, fasık ve facirlerden olur. Bakınız inkârcıların, müşrik ve münafıkların izinden gittiği İblis, Allah’a ne diyor. Araf 16-17:
“İblis de şöyle dedi: ‘Beni azgınlığa düşürmene karşılık onlara karşı senin doğru yolunun üstünde oturacağım. Sonra, elbette onlara, açıkça ve sinsice, önlerinden, sağlarından, sollarından, arkalarından, kuvvetli ve zayıf taraflarından, iyilikleri ve ahlaki davranışları arasından bunların savunuculuğunu ve sözcülüğünü yaparak sokulacağım. Sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın.’ Ve Allah: ‘Defol bulunduğun o yerden, gözden düşmüş ve kovulmuş olarak. Ve onlardan sana uyacak olanlara gelince, hiç şüpheniz olmasın, cehennemi topluca sizinle dolduracağım’ buyurdu” Şeytan dâhil bütün batılların tek gayesi; fer ve toplumu İslam yolundan saptırmaktır. Hâlbuki Allah kelamı Kur’an’a, dini İslam’a uyma yü­kümlülüğü, insanlara, Allah tarafından ve­rilmiş bir görevdir.

DEĞİŞİK TAVIRLAR

Hidayet rehberi Kur’an’ın insandan istediği sorumluluklar karşısında insanlar, değişik tavırlar ortaya koymaktadırlar. Müslüman olmak; Allah ve Resulünün emir ve yasaklarına teslim olma tavrıdır. Bu tavrın sahipleri “işittik ve itaat ettik” diyebilenlerdir. İnsanların Allah’a iman, İslam’a teslimiyet bakımından takınacakları tavrı gruplandırdığımızda durum şudur.

a- Allah’a inanarak rızası İslam’a teslim olup, şeytan ve adamlarını düşman bilenler.

b- Allah’a inanmayıp, rızası olan İslam’ı inkar ederek, şeytanı veli edinen, inkarcı Siyonistler, materyalistler ve müşrik batılılar.

c- Allah’a inandıklarını söylemekle birlikte, İblis ve adamlarının peşine takılan işbirlikçi münafıklar. Allah’a iman ederek tevhit inancına bağlı bir mümin olabilmek, ancak batılı reddedip Allah’ın emri dışında hiç bir şeye tes­lim olmamak, O’nun Resulünün yolunda ol­maya kesin karar vermekle mümkündür. Bu doğrultuda verilen karar uygulanırsa işte o zaman insan, Allah’a gerçek anlamda inanmış olur. Bu imandır ki sahibini asla küfre, şirke, nifaka, şeytanca siyasetin tuzağına düşürmez ve hiç bir zalime meyletmeye izin vermez. Yeryüzünde insanların çoğunun kalbine nüfuz ederek onları İslam’dan ayıran, lanete uğramış, kibirlenerek Allah’ın emrine ilk isyan eden varlık şeytan, kavim ise inkârcı Yahudilerdir. Şeytanın; Al­lah’ın ve O’na inananların düşmanı olduğu­nu bilmek, iman etmiş olmanın birinci özel­liğidir. Kur’an bu gerçeği bü­tün insanlığa şu ayetle duyurmaktadır. Bakara 208: “Ey iman edenler. Hepiniz birlikte barış ve güvenlik düzeni olan İslam’a girin, şeytanın ardından gitmeyin, zira o kendisi gözle görülmese bile sizin için apaçık bir düşmandır.” Şey­tanı düşman bilmenin önemli işareti takvadır. Araf 201: “Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan takva sahiplerine şeytan ve şeytani güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah’ın emir ve yasaklarını düşünürler. Anında gerçeği fark ederler, doğruyu görürler.”

ŞEYTANI DÜŞMAN BİLMEK

Şeytanı düşman bilen müminler, inandıkları Kur’an nizamına sığındıkları zaman şeytan onları kötülüğe sevk etmeye güç yetiremeyecektir. Nahl 99: “Şüphesiz, iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler, işlerini Rablerine havale edenler üzerinde şeytanın hiçbir nüfuzu, yetkisi, gücü yoktur.” Bu ayet; Allah’ın rızası İslam’a teslim olanlar üzerinde şeytanın çaresiz kalacağını açıklar. Çünkü İslam’a teslim olanlarda, hidayet, feraset ve dirayet vardır. Şeytanı düşman bilenler; faizci düzeni adil düzene tercih edenleri iktidara taşımazlar. Şeytanı düşman bilenler; laf ebeliği yaparak ümmetin evlatlarını materyalist eğitimle tevhit inancından ve İslam’dan uzaklaştırmaz. Batıl bir yolda insanların çoğunluk elde etmeleri, batılı hak yapmaz. Allah’a iman edip güvenmeyenler, muhafazakâr demokrat olmayı İslam’ın yerine koyarak hakka batıl karıştırmayı adamlık sayarlar. Şeytanı düşman bilenler; iyilikleri yasaklayıp kötülükleri emretmezler. Şeytanı düşman bilenler, onun hilelerine karşı uyanık olurlar. Şeytanın en büyük hilesi; fert ve toplumu Allah ile aldatmaktır. Şeytan ve adamlarının sahip olduğu fesat karakterini Kur’an’dan okumayı başaran her insan istikametini koruyabilir, Milli Görüş yolunda sağlam adımlarla yürüyebilir. Ancak Milli Görüş sahipleri hakkı üstün tutan üstün bir medeniyeti inşa edebilirler. İslam’ca siyasetin kapısını tutan Milli Görüş mensupları, şeytanca siyasetin tuzağına düşmezler. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Şeytanca Siyaset - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şeytanca Siyaset

10 0
24.01.2024

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Fert ve toplumu Adil Düzene, doğruya, iyiye, güzele, faydalıya, adalet ve hayra davet eden siyaset; İslam’ca siyasettir. Fert ve toplumu, faizci kapitalist düzene, yanlışa, kötüye, çirkine, zararlıya, zulme ve şerre davet eden siyaset ise, şeytanca siyasettir. Günümüz dünyasında şeytanca siyasete itibar ediliyor, İslam’ca siyasete iltifat edilmiyor. İtikat ve düzen olarak İslam; insanlara, Allah’tan başka­ rızası gözetilecek, ibadet edilecek, yardımı talep edilecek, bildirdiği hak ve adalet ölçüsüne uyulacak Allah’tan başka ilah olmadığı inanışını esas alan bir siyaseti emreder. Bu bir yerde insan için bir “hilafet” görevidir. Çünkü Allah, insanı yeryüzünde halife olarak yarattığını beyan eder. Şeytanın itirazı, insanın Allah tarafından “halife” olarak yaratılmasınadır. Niçin yaratıldığının şuurunda olan her insan; İslam’ın temel esaslarına bağlı kalarak yeryüzünde adil bir düzenin ikamesi için sorumluluğunu kuşanırsa inanmış olur. İnanan hiçbir insan; Avrupa Birliği’ni, itikat, ahlak ve müktesebat bakımından iltifat edilecek bir birlik olarak göremez. İnanan hiçbir insan; ABD’yi İngiltere ve İsrail’i stratejik müttefik edinerek, kurmayı hedefledikleri, Büyük İsrail ve Yahudi Dünya Krallığı için, onlarla birlikte hareket edemez. İnanan hiçbir insan; Allah’tan başka her hangi bir varlığın, Allah’la birlikte hâkimiyet ve ilahlık hakkına sahip olduğunu kabullenerek, zalimlere, ifsatçı şeytana ve Siyonizm’e koltuk değneği olmaz. Ederse zalimlerden, fasık ve facirlerden olur. Bakınız inkârcıların, müşrik ve münafıkların izinden gittiği İblis, Allah’a ne diyor. Araf 16-17:
“İblis de şöyle dedi: ‘Beni azgınlığa düşürmene karşılık onlara karşı senin doğru yolunun üstünde oturacağım. Sonra, elbette onlara, açıkça ve sinsice, önlerinden, sağlarından, sollarından, arkalarından, kuvvetli ve zayıf taraflarından, iyilikleri ve ahlaki davranışları arasından bunların savunuculuğunu ve sözcülüğünü........

© Milli Gazete


Get it on Google Play