Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Dünyamız, Siyonist İsrail terörünün tehdidi altındadır. Müslümanlar ve insanlık bu tehditten ancak, bu zulme karşı topyekûn bir kıyam ile kurtulabilirler. Bu kıyamı sağlayacak olan ise Millî Görüş zihniyetidir. Merhum liderimiz Erbakan Hocamız, bu konuda “temel esaslar” olarak şu gerçekleri ortaya koymuştur: “1. Bir kavim saadet bulamaz kendisini ıslah etmedikçe. 2. Bir kavmin içinde hakkı tebliğ eden bir zümre bulunursa Allah (c.c.) o zümreye hidayet verir. Onların yüzü suyu hürmetine de o kavme saadet verir. 3. Üzülmeyin, gevşemeyin, inanıyorsanız üstünsünüz. Bundan dolayıdır ki bâtılların hepsi yok olacaklardır. Biz burada değişmez kanunları konuşuyoruz. İnanıyorsanız üstünsünüz. Yoksa başkasını taklit ediyorsanız uşaksınız. 4. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. 5. Allah (c.c.) nurunu tamamlayacaktır.” Bir kavmin ıslah olabilmesi için, onlara hakkı tebliğ eden, marufu emreden, münkerden sakındıran bir topluluğun bulunması sünnetullahın gereğidir. Bugün bu görevi yapsın diye Erbakan Hocamız tarafından Millî Görüş topluluğu oluşturulmuştur. Bu topluluğu güçlü kılan tek şey, teşkilat halinde çalışmaları, disiplin ve ciddiyetleri, itaat ve sadakatleridir. Millî Görüşçüler; bu özelliklerini yitirdikleri, aralarındaki sevgiyi, şefkati, merhameti, dava büyüklerine saygı ve hürmeti kaybettikleri, emaneti eline vermedikleri zaman mana ve kuvvetlerini kaybetmiş olurlar. Millî Görüş’ün tek temsilci Saadet Partisi’ni güçlü ve başarılı kılacak olan da Millî Görüş’ün temel esaslarına ve temel çalışma esaslarına bağlılığı olacaktır. Allah zaferi, yatana değil, emredilen çalışmaları, emredildiği gibi yapanlara verir. Başarı ve başarısızlık buna göredir.

TUĞYAN

Tuğyan; taşkınlık, azgınlık, sınırı aşmak demektir. Kavram olarak tuğyan; isyan ve günahta, sınır tanımayacak ölçüde ileri gitmektir. İnsanın İslam’ca sınırları aşması demektir. İnsanın haddi; Allah’ın, onun için koyduğu sınırıdır ki, kişinin onu aşması caiz değildir. Ne zaman, Allah’ın insan için koymuş olduğu aşılmaması gereken İslam’ca hududu aşar, ölçüyü kaçırırsa tuğyana düşmüş, Allah’a isyan etmiş olur. Tuğyan; İslam’ca istikametten sapmaktır, Kur’an ve Sünnet’in dışına çıkarak, inkârcıların, müşrik ve münafıkların yoluna girmektir. İslam Birliği yerine Avrupa Birliği’ni ikame etmektir. Adil Düzen yerine, Faizci Kapitalizmi yürütmektir. Yahudi ve Hıristiyanları veli edinerek ABD ve İsrail’in işbirlikçisi olmaktır. Tuğyana sapmanın meydana getireceği denge bozukluğu; maddi ve manevi kriz, insanı aldatır, kuruntu ve hayale esir eder. İnsan bu duruma gelince nefsinin oyuncağı olur ve karanlığı ışık zannetmeye başlar. İnsan, belli nimetlere kavuştuğu ve kendisini başkalarından üstün zannettiği, kendisinde istediğini yapabilecek bir güç, bilgi ve yetenek gördüğü zaman; gerçek kudret, ilim, güç ve iradeye sahip olanın yalnızca Allah olduğunu aklından çıkarır. Bu durum, insan için tuğyana açılan bir kapıdır. Hayat kitabımız ve hidayet rehberimiz Kur’an; bozgunculuk yapmayı, sadece kendi kuvvetlerine güvenmeyi, bu nedenlerden dolayı şımarıp böbürlenmeyi, yeryüzünde çalım satıp gösteriş yaparak yürümeyi, kısacası veli edindikleri zalim Batı’nın ve İsrail’in işbirlikçisi olmayı, tuğyana kalkışanların vasıflarından sayar. Yalancılık, aşırı tüketim ve israf da bir tuğyandır. Doğal dengeyi bozmak, tartı ve ölçüde adaletsizlik de tuğyandır.

İNSAN AZARSA

İnsan azarsa; ilah tanımaz, kendini kendine yeterli görür, kendisini hiç kimseye muhtaç olmayan bir konumda zanneder. Malına ve elde ettiği iktidarına güvenir. Siyasal iktidarın tuğyanı; adaletin yerine çıkarı, emek ve üretimin yerine faizi ve kumarı, ehliyet ve liyakatin yerine kayırmacılığı, maneviyatın yerine materyalizmi, iyiliklerin yerine kötülükleri koymasıdır. İnsan azarsa; meşru olan yoldan ayrılır, meşru olmayan yollara yönelir. İnsan azarsa; Firavunlaşır ve münafıklaşır. Firavun, rablik iddia ederek azgınlığın zirvesine ulaştı ve kendisinden sonra gelen azgın ve zalim liderler için taklit edilen bir örnek oldu. Azgınlığın sebebi; Allah’ı ilah ve rab, İslam’ı din ve düzen olarak kabul etmemektir. Bunun da temelinde kibir ve benlik yatar. Şeytanı azgınlığa sevk eden de kibir ve benliği olmuştur. İnkârcılık, şirk ve münafıklık, bile bile hakkı inkâr etmek, İslam nimetini görmemek, nefis ve arzuları vahyin yerine koymak, hesap gününü unutmak, imani bir tuğyandır. Böyle bir kimsenin zalim olması, doğaldır. Allah’ın indirdiği Kur’an ile yönetmeyen yöneticilerin zalim olmaması beklenemez. Allah, halkı zalim bir topluma adil yönetici vermez, halkı adil bir topluma da zalim yönetici vermez. Çünkü Allah, adildir.

BULAŞICI HASTALIK

İslam’ı bırakıp batıla meyletmek tuğyandır ve bulaşıcı bir hastalıktır. Fert ve topluma ve de iktidarlara isabet eden bu hastalığı tedavi edecek olan da muttaki, şuurlu Müslüman âlimlerdir. Azgınlaşan iktidarlara karşı hakkı söylemek, mazlumları savunmak ve zulme engel olmaya çalışmak, şuurlu âlimler ve aydınlar için temel bir görevdir. Çünkü cihadın en üstünü, zalim yöneticiye karşı hak sözü söylemektir. İster mümin geçinsin, ister inkârcı, maddi gücü ve siyasal iktidarı elinde bulunduran yöneticilerin yakalandıkları bu tuğyan, bulaşıcı bir hastalıktır. Yöneticiler, bu hastalıktan ancak hiç taviz vermeden Millî Görüş’e sarılmak suretiyle ve yanlarına muttaki âlim müşavirler alarak kurtulabilirler. Millî Görüş’e sarılmaları durumunda, uygulayacakları tek şey, Adil Düzen olacaktır. 31 Mart 2024 günü yapılacak seçimlerde oy kullanacak her vatandaş, İslam’ca düşünüp oy kullanarak, görevi hakkı üstün tutanlara, nefis terbiyesini esas alanlara, hesap gününü hesaba katanlara verirlerse, tuğyan hastalığından kendilerini korumuş olurlar. Seçimini Kur’an’ın ortaya koyduğu temel kurallara göre yapanlar asla aldanmazlar. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Toplumsal tuğyan - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Toplumsal tuğyan

7 1
20.03.2024

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Dünyamız, Siyonist İsrail terörünün tehdidi altındadır. Müslümanlar ve insanlık bu tehditten ancak, bu zulme karşı topyekûn bir kıyam ile kurtulabilirler. Bu kıyamı sağlayacak olan ise Millî Görüş zihniyetidir. Merhum liderimiz Erbakan Hocamız, bu konuda “temel esaslar” olarak şu gerçekleri ortaya koymuştur: “1. Bir kavim saadet bulamaz kendisini ıslah etmedikçe. 2. Bir kavmin içinde hakkı tebliğ eden bir zümre bulunursa Allah (c.c.) o zümreye hidayet verir. Onların yüzü suyu hürmetine de o kavme saadet verir. 3. Üzülmeyin, gevşemeyin, inanıyorsanız üstünsünüz. Bundan dolayıdır ki bâtılların hepsi yok olacaklardır. Biz burada değişmez kanunları konuşuyoruz. İnanıyorsanız üstünsünüz. Yoksa başkasını taklit ediyorsanız uşaksınız. 4. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. 5. Allah (c.c.) nurunu tamamlayacaktır.” Bir kavmin ıslah olabilmesi için, onlara hakkı tebliğ eden, marufu emreden, münkerden sakındıran bir topluluğun bulunması sünnetullahın gereğidir. Bugün bu görevi yapsın diye Erbakan Hocamız tarafından Millî Görüş topluluğu oluşturulmuştur. Bu topluluğu güçlü kılan tek şey, teşkilat halinde çalışmaları, disiplin ve ciddiyetleri, itaat ve sadakatleridir. Millî Görüşçüler; bu özelliklerini yitirdikleri, aralarındaki sevgiyi, şefkati, merhameti, dava büyüklerine saygı ve hürmeti kaybettikleri, emaneti eline vermedikleri zaman mana ve kuvvetlerini kaybetmiş olurlar. Millî Görüş’ün tek temsilci Saadet Partisi’ni güçlü ve başarılı kılacak olan da Millî Görüş’ün temel esaslarına ve temel çalışma esaslarına bağlılığı olacaktır. Allah zaferi, yatana değil, emredilen çalışmaları, emredildiği gibi yapanlara verir. Başarı ve başarısızlık buna göredir.

TUĞYAN

Tuğyan; taşkınlık, azgınlık, sınırı aşmak demektir. Kavram olarak tuğyan; isyan ve günahta, sınır tanımayacak ölçüde........

© Milli Gazete


Get it on Google Play