Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Siyaset, adalet için yapılır, zulüm için yapılmaz. İktidar olmak, mazlumun yanında olmak içindir. İktidar için iktidar olanlar, zalimin işbirlikçisi olurlar. Mazluma, konuşmalarıyla umut ekmeği dağıtanlar, gıdayı ve silahı zalimin deposuna taşıyorlar. Sözü ile eylemi birbirine uymayanlar için Rabbimiz, “Ey iman edenler; niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir” buyurmaktadır. Bugün Gazze’de ve bütün Filistin topraklarında çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden tam bir soykırım ve katliam yapan İsrail’e karşı müeyyide uygulamaktan kaçınan İslam ülkesi lider ve yöneticileri, Sayın Erdoğan ve iktidarı bilmelidirler ki, bu tutumlarıyla İsrail’in suç ortağı oluyorlar. İsrail’i dize getirecek olan müeyyidedir. Bunun dışında hiçbir şey, İsrail’e diz çöktürmez. Yahu; biz Müslüman değil miyiz? Biz, niçin İsrail zulmüne engel olacak bir müeyyideyi gündemimize almayız? Yoksa biz Allah’tan değil de İsrail’den ve ABD’den mi korkuyoruz. Biz, İsrail ve ABD’nin işbirlikçisi olmaya mecbur muyuz? Bizim İsrail ve ABD dediğimiz nedir? Bunlar insanlık ve İslam düşmanıdırlar. Biz, nasıl insanlık ve İslam düşmanlarıyla birlikte olup, akan bu kanın vebaline ortak oluruz? Biz; Kur’an okumuyor muyuz? Okuduğumuz Kur’an, bize bu konuda hiçbir şey demiyor mu? Bilmeliyiz ki mülkün sahibi Allah’tır ve Allah bizi de, onları da imtihan ediyor. Tuttuğumuz tarafla ya bu imtihanı kaybedeceğiz, ya da kazananlardan olacağız. Allah zalimleri sevmez. Bakara 193: “Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence, fitne yok oluncaya; Allah için adil zihniyet ve kamu düzeni, ülkede tamamen yerleşip işler hale gelinceye kadar onlarla savaşın. Eğer akıllarını kullanarak inkârdan, küfürden, işkence ve zulümden vazgeçerlerse, zalimlerden başkasına düşmanlık edilmez.” Zalim, ırkçı İsrail ve ABD, cehennemi kazanmak için zulüm yapıyor. Ya biz ey Müslüman liderler, zikredilen bu ayete muhalefet ederek, İsrail ve ABD’nin zulmüne sessiz kalarak neyi kazanmak istiyoruz?

TARİH ŞUURU

Biz hiç tarih okumaz mıyız? Hak batıl mücadelesinin tarihi seyri konusunda Kur’an’ın verdiği bilgileri bilmiyor muyuz? Nuh tufanı, kavimlerin helak edilmesi, Nemrut’un, Firavun’un adam ve ordularının akıbeti, bizlere bir şey hatırlatmıyor mu? Hz. Musa’nın, İsa’nın, Siyonist Samiri’lere, Karun’lara, kâhin ve rahiplere karşı verdiği mücadele bizim için bir örneklik teşkil etmiyor mu? Peygamberimizin; müşriklere, inkârcı Yahudilere ve Bizans’a karşı verdiği savaş tarafımızı belirlemede tek başına yeterli değil mi? Osmanlı Devleti’nde, Kanuni döneminde Fransa’da bir dans oyunu çıkartmışlar. Bir mektup yazmış, bu insanları ifsada götürür, yasaklayacaksınız demiş, yasaklanmış. Dört asır oynayamamışlar. Hollandalılar, gidip Endonezya’yı işgal etmeye kalkışmış. İstanbul’dan, Mısır’dan, Tunus’tan bir donanma çıkarmış, gitmiş Hollandalıların yolunu Atlantik’te kesince ödleri patlamış. Onlar da üç asır bir daha Hindistan yoluna çıkamamışlar. Erbakan Hoca’mız anlatıyor: “Bakın size şurada önemli bir yazı gösteriyorum. Bu yazı ne diyor, biliyor musunuz? Almanya’da Mulheim şehrini bilirsiniz. Buradan Ren Nehri geçiyor. 19. asırda bu nehrin bir tarafında Almanlar, öbür tarafında ise Fransızlar oturuyorlardı. Fransızlar kendilerine güveniyor, Almanlar parça parça olmuş. Fransızlar her sene nehri geçiyor, Almanların üzüm bağlarını toplayıp geri gidiyor. Bunlar da aç kalıyor. Ne yapacaklar? Bir sene, iki sene, üç sene, çare ne? Osmanlı sultanına müracaat etmek; ey sultan sen yeryüzünün hâkimisin, haksızlıkları düzelten insansın, bak bunlar gelip bizim üzümlerimizi alıyor, bize asker gönder, bir daha üzümlerimizi almasınlar. Tarihi vakayı anlatıyorum. Sultan düşünüyor, korkak Fransızlara asker göndermeye lüzum yok. Üç çuval Osmanlı askerinin elbisesini gönderiyor. Mulhaimlılara diyor ki, bu elbiseleri sizin korkak insanlarınız olsa da giydirin. Elbisem yeter. Askerime lüzum yok. Giydiriyorlar, Fransızlar karşıda Osmanlı askerlerini görünce, üzüm almaya gelmek şöyle dursun, kendi köylerini terk edip, 30 km geriye doğru kaçıyorlar. Üç çuval elbise… Bu elbiseler şimdi, Karlsruhe müzesinde teşhir ediliyor. İsteyen gitsin baksın. Biz kimiz tanıyalım diye söylüyorum. Biz buyuz.” Sayın Erdoğan; Erbakan Hoca’dan bu olayı kaç sefer dinlediğini kendisi iyi bilir. Sayın Erdoğan’a yakışan, İsrail ve ABD’yi dize getirecek hamleler yapmaktır. Atacağı ilk adım D-8 liderlerini toplantıya çağırmak ve toplantıda İslam barış gücünün kurulduğunu ilan ederek İsrail ve ABD’yi ikaz etmektir. Bu yapıldığında, bu katliam anında duracaktır. Müslüman isek, bunu yapmaya mecburuz. Çünkü zulümle mücadele etmek, İslam’ın şiarıdır.

TÜRKİYE’MİZ

Siyonist İsrail’in ve ABD’nin Türkiye topraklarında gözü var. Urfa ve Diyarbakır bizimdir diyorlar. Buralar onlar için tanrının vaat ettiği topraklarmış. Sayın Erdoğan; böyle bir İsrail ve ABD’yi kendisi ve iktidarı için stratejik müttefik edinmiş, BOP eş başkanıyım diyor. Bilinsin ki Milli Görüş sahibi milletimiz, Kürt’üyle, Türk’üyle, Arap’ı ve Laz’ıyla, bu ülkenin bir tek çakıl taşını dahi kimseye vermez. Çünkü bu ülkede Saadet Partisi, Milli Görüş var. Biz İslam ümmetinin evlatlarıyız. Sağa sola savrulmuş olabiliriz. Ama mesele Kudüs olunca, İstanbul, Urfa ve Diyarbakır olunca, Mekke ve Medine olunca, bu milleti zulme karşı kıyam etmekten kimse alıkoyamaz. HAMAS; İslam ümmetinin akıncı gücüdür. Bütün İslam ümmetinin izzet ve onuru için, inancın gereğini yapıyorlar. Ölenleri şehit, kalanları gazi oluyor. ABD ve AB inançları gereği İsrail’den yana taraf olduklarını ilan ettiler. Müslümanlar olarak bizim tarafımız bellidir. Biz Filistin halkının, HAMAS mücahitlerinin yanında olmaya mecburuz. Çünkü inancımız bunu emretmektedir. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - Yahu; Biz Müslüman Değil Miyiz? - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yahu; Biz Müslüman Değil Miyiz?

4 0
22.11.2023

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Siyaset, adalet için yapılır, zulüm için yapılmaz. İktidar olmak, mazlumun yanında olmak içindir. İktidar için iktidar olanlar, zalimin işbirlikçisi olurlar. Mazluma, konuşmalarıyla umut ekmeği dağıtanlar, gıdayı ve silahı zalimin deposuna taşıyorlar. Sözü ile eylemi birbirine uymayanlar için Rabbimiz, “Ey iman edenler; niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir” buyurmaktadır. Bugün Gazze’de ve bütün Filistin topraklarında çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden tam bir soykırım ve katliam yapan İsrail’e karşı müeyyide uygulamaktan kaçınan İslam ülkesi lider ve yöneticileri, Sayın Erdoğan ve iktidarı bilmelidirler ki, bu tutumlarıyla İsrail’in suç ortağı oluyorlar. İsrail’i dize getirecek olan müeyyidedir. Bunun dışında hiçbir şey, İsrail’e diz çöktürmez. Yahu; biz Müslüman değil miyiz? Biz, niçin İsrail zulmüne engel olacak bir müeyyideyi gündemimize almayız? Yoksa biz Allah’tan değil de İsrail’den ve ABD’den mi korkuyoruz. Biz, İsrail ve ABD’nin işbirlikçisi olmaya mecbur muyuz? Bizim İsrail ve ABD dediğimiz nedir? Bunlar insanlık ve İslam düşmanıdırlar. Biz, nasıl insanlık ve İslam düşmanlarıyla birlikte olup, akan bu kanın vebaline ortak oluruz? Biz; Kur’an okumuyor muyuz? Okuduğumuz Kur’an, bize bu konuda hiçbir şey demiyor mu? Bilmeliyiz ki mülkün sahibi Allah’tır ve Allah bizi de, onları da imtihan ediyor. Tuttuğumuz tarafla ya bu imtihanı kaybedeceğiz, ya da kazananlardan olacağız. Allah zalimleri sevmez. Bakara 193: “Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence, fitne yok oluncaya; Allah için adil zihniyet ve kamu düzeni, ülkede tamamen yerleşip işler hale gelinceye kadar onlarla savaşın. Eğer akıllarını kullanarak inkârdan, küfürden, işkence ve zulümden vazgeçerlerse, zalimlerden........

© Milli Gazete


Get it on Google Play